Woes traduction Turc
219 traduction parallèle
Cares and woes, you've got them.
Endişeler ve dertler var.
All a fellow needs is a bit of distraction. A houseful of beautiful women to keep him from brooding on his woes. Peering too closely into mysteries of his heart, heh.
Bir erkeğim ihtiyaç duyduğu tek şey bir parça eğlence... kara-kara düşünmesini ve kalbinin gizemlerini... anlamaya çalışmasını önleyecek kadın dolu bir ev.
- All sorts of woes.
- Birçok kederin.
With none of the woes Of man and maid
Kaygıları olmadan Kadın ve erkeğin
She told me her woes, which were much like mine.
Bana dertlerini anlatmıştı ki benimkilere çok benzer şeylerdi.
And where earthly woes are ended
Dünyevi dertlerin bittiği yere
" Her joys, her woes
" Sevinçleri, üzülmeleri
To every man, his own woes.
Herkesin bir sorunu var.
He ´ s probably pouring out his woes to the divisional officer by now.
Bölge müfettişine şikayetlerini anlatmaya başlamıştır bile.
More dark and dark our woes!
Ortalık ağardıkça bahtımız kararıyor.
And all these woes shall serve for sweet discourses in our time to come.
Bu çektiğimiz acılar ilerde hakkında konuşacağımız anılar haline gelecek.
All our troubles, all our woes.
Tüm sıkıntılarımız, tüm kederlerimiz
I thought I'd spare you my litany of woes.
Sıkıntılarımla seni de üzdüğümü düşünüyordum.
A true disciple Knows another's woes
Gerçek bir mürit, Başkasının acısını...
I sigh the lack of many a thing I sought... and with old woes new wail my dear time's waste.
Geçmişin anılarını birbir çağıdığımda onca aradığımın yokluğunu duyarım da derinden, Eski acıları tazeler, yeniden yanarım yılların götürdüklerine.
"To be a victim of all life's earthly woes, or not to be a coward and take Death by his proffered hand."
"Hayatın tüm dünyevi elemlerinin kurbanı olmak, " ya da korkmamak ve Ölümü sunulan elinden kabul etmek. "
"Now, you rich, weep and wail for the woes awaiting you." Your wealth has rotted, and your garments are eaten by worms. "
"Şimdi zenginsin, lâkin çok yakında gözyaşı ve feryat geldiğinde servetin yağmalanacak, giysilerin kurtlarca yenilecek."
And these woes I saw in my dream, the Bambara will turn to their advantage.
Rüyamda gördüğüm o büyük sıkıntılar Bambaraların lehine dönecek.
Cmdr Bruce Maddox, thwarted by Data's abrupt resignation, is now seeking a legal remedy for his woes.
Komutan Bruce Maddox, Data'nın ani istifasıyla engellenince, ıstırabına kanuni bir ilaç aramaya başladı.
So, for the veteran southpaw, his summer of woes continues.
Evet, tecrübeli solak atıcı için acılı yaz sezonu devam ediyor.
Must've forgotten to... tell me your woes.
Bir şeyler unutmuş olmalıyım Ambarınızdakinin ne olduğunu anlatın bana
Secure from life's material woes - I intend to do some serious work.
Hayatın maddi zorluklarını unutup ciddi bir şeyler yapmak istiyorum.
In the rose garden, the President put aside his recent congressional woes by welcoming award-winning Girl Scouts to the White House.
Başkan, Beyaz Saray'daki gül bahçesinde ödüllü kız izcileri ağırlayarak... kongreyle ilgili endişelerinden birsüre için uzaklaştı.
I'm not going to add to your woes.
Acılarına yenisi eklemeyeceğim.
- "... assuage my woes... "
- İniltilerimi yatıştıran
Drinking Removes Myraids of Woes.
İçmek sayısız kederi yok eder.
But it would be terribly myopic of me to blame all my current woes on one spiky-haired little simpleton.
Fakat tüm acılarımın hesabını dik saçlı aptala yüklemem benim dar görüşlülüğüm olur.
Now, you mentioned some woes there.
Bazı acılardan bahsettin biraz önce.
More light and light it grows. more dark and dark our woes. away!
Git artık!
All these woes shall serve for sweet discourses daughter! - Think'st thou we shall ever meet again?
- Bir daha görüşebilecek miyiz?
- And forget all your woes
- Mutlu olalım kederlerimiz uçunca
He still blamed Amy for all their woes.
Hala bütün sorunları için Amy'i sorumlu tutar.
- "Or is it because you are not here?" - " I won't sigh for your woes.
Yoksa sebebi senin yanımda olmaman mı? Acıların için yas tutmamı bekleme benden.
Do I blame other people for all of my woes? - Yes.
Bütün acılarım için diğer insanları mı suçluyorum?
Going down to South Park, gonna leave my woes behind.
South Park'a gidiyorum, kederlerimi geride bırakıp.
Goin'down to South Park, gonna leave my woes behind
South Park'a doğru gidiyorum, dertlerimi geride bırakarak
Here stands my other son, a banished man, and here my brother weeping at my woes.
Diğer oğlumsa sürgüne gönderiliyor. Ve kardeşim ıstırap dolu gözyaşlarıma bir yenisini ekledi.
If there were reason for these miseries, then into limits could I bind my woes!
Şayet bu sefaletin nedeni bensem göz yaşlarımı tutamam, onlara hükmedemem.
For why my bowels cannot hide her woes, but like a drunkard must I vomit them.
Söyleyin, içimdeki kini nasıl kusmalıyım? Yoksa bir köşede ağlamalı mıyım?
So, so, now sit, and look you eat no more than will preserve just so much strength in us as will revenge these bitter woes of ours.
Oturun. Acıdan yorgun düşmüş bedenlerimizi doyurarak güç toplayalım. Acının kulu kölesi olmayalım.
Of this was Tamora delivered - the issue of an irreligious Moor, chief architect and plotter of our woes.
O bebeği Tamora doğurdu. Onu şeytan ruhlu Mağribi'den peydahladı. Acılarımızın ve entrikaların mimarından.
All the world's woes
Dünyanın tüm mutsuzluklarını
I've assumed you're stuck in reverse because of your frog woes. Whatever world you live in, John, I'm not sure I get it.
Yaşadığın dünya her neresiyse, oraya girebildiğimi sanmıyorum, John.
Money woes, Peter?
Para sorunu mu Peter?
Goin'down to South Park? ? Gonna leave my woes behind?
South Park'a gidiyorum, kederlerimi geride bırakıp.
? Gonna leave my woes behind?
Gece gündüz çift park yapılır.
Pack up all your cares and woes
Bitirin artık tüm tasa ve kederlerinizi.
Something to solve my money woes.
Para sıkıntıma çözüm olacak bir şeyler lazım.
" Dare I now hope for freedom from my woes?
" Artık acılarımdan, özgürlük umabilir miyim?
Gonna leave my woes behind? ? Ample parking day or night?
Gece gündüz çift park yapılır.
Goin'down to South Park? ? Gonna leave my woes behind?
Gece gündüz çift park yapılır.