Worked like a charm traduction Turc
97 traduction parallèle
Worked like a charm when I was a baby, and since then I've had so much practice that I'm terrific.
Bebekken bu çok işe yarardı, o zamandan beri... öyle çok uygulama yaptım ki ustalaştım.
- Your plan worked like a charm.
- Planınız işe yaradı.
You were right Giles, it worked like a charm.
Haklıydın, Giles, işe yaradı.
It worked like a charm.
Tılsım gibi işledi.
Worked like a charm.
Çok işe yaradı.
You see? Worked like a charm!
Gördün mü nasıl kandırdık?
As you see, my plan to lose Jackie worked like a charm.
Jackie'yi kaybetme planım mükemmel işledi.
- worked like a charm.
- Fareler gibi kaçtık.
The damn thing worked like a charm.
Lanet şey, sanki sihir gibiydi.
Worked like a charm.
Büyü etkisi yaptı.
Well, it worked like a charm.
Evet, bir büyü gibi işe yaradı.
That dummy worked like a charm, Dad.
Manken oldukça işe yaradı, Baba.
Worked like a charm.
Mükemmeldi.
The cane worked like a charm.
Baston da işe yaradı.
The spike in the eye worked like a charm.
Gözünden çivi sokma numarası müthiştir.
It worked like a charm.
Çok işe yaradı.
[Chuckles] Worked like a charm.
İşe yaradı.
And it worked like a charm.
Gayet güzel de oldu.
It worked like a charm.
Çok işe yaramıştı.
Worked like a charm.
Plan işe yaradı.
So, he blamed the old man. It worked like a charm.
Böylece adam suçu ihtiyara atar ve her şey yoluna girer.
Worked like a charm.
Büyü gibi işe yaradı.
Nigel, we did it before. It worked like a charm.
Nigel, daha önce yaptım amele beğenmek a çekicilik.
The curative charm seems to have worked like a charm.
Tedavi edici bir tılsım, olması gerektiği gibi işe yaradı.
It always worked like a charm for your dad.
Babanda her zaman çok işe yarardı.
And it worked like a charm.
Ve her şey istediğiniz gibi yürüdü.
Worked like a charm.
Büyüleyiciydi.
IT WORKED LIKE A CHARM.
Harika oldu.
- Hey, it worked like a charm!
- Hey, bu aldatmaca işe yaradı!
- The photos worked like a charm.
- Fotoğraflar çok tutuldu. - Gerçekten mi?
Other than that your plan worked like a charm
Diğer yandan planın harika çalıştı.
- Worked like a charm.
- Tıkır tıkır işledi.
You little speech to Ana worked like a charm.
Ana'yla küçük konuşman çok işe yaradı.
The outfit worked like a charm.
Teçhizatım tam onikiden vurdu.
Oh, it worked like a charm, didn't it?
Çok işe yaradı, öyle değil mi?
Yeah, well, hooray for you and your safety protocols, because they worked like a charm, right?
Evet, şey, aferin size ve sizin güvenlik protokollerinize, - çünkü şahane çalıştılar, değil mi?
It seems worked like a charm, too.
- Oldukça işe yaramış gibi gözüküyor.
- Worked like a charm.
- Mükemmel.
- And it worked like a charm for him!
- Çok işe yaramıştı o filmde!
- It worked like a charm, Cowboy!
- Sanki sihirli gibi çalıştı, Kowboy!
Oh, well, that worked like a charm, cal.
Bu çok işe yaradı, Cal.
Worked like a charm. ( crying continues ) ( high-pitched ) :
Sanki sihir gibi işe yarardı. "... ve öldüğünde... "
That worked like a charm.
Vay be, ne plan ama.
Your little speech to Ana worked like a charm.
Ana'yla küçük konuşman çok işe yaradı.
Worked like a charm.
Hiçbir sorun çıkmadı.
And it worked like a charm.
Çok işime yaradı.
It worked like a charm.
Çok etkileyiciydi.
Worked like a charm, didn't it?
İyi işe yaradı, değil mi?
Our resurrection spell worked like a magic charm.
Diriltme büyümüz mükemmel bir şekilde çalışmış.
WORKED LIKE A CHARM.
Üzerinde etkisi inanılmaz.
Worked like a charm.
Sihir gibi işe yararmış.