Would you do me a favor traduction Turc
338 traduction parallèle
Would you do me a favor, Shorty, the old lady's coming up.
Bana bir iyilik yapar mısın Shorty?
Would you do me a favor?
Bana bir iyilik yapar mısın?
- Would you do me a favor in return?
Karşılığında bir iyilik yapar mısın?
Oh Lester, would you do me a favor?
Unutmadan Lester, bana bir iyilikte bulunur musun?
When you speak to John, would you do me a favor?
John'la konuşurken, bana bir iyilik yapar mısın?
- Would you do me a favor? - Like what?
- Bana bir iyilik yapar mısın?
Would you do me a favor?
Sizden bir ricam olacak?
Would you do me a favor?
Bana bir iyilik yapar mısınız?
Well, in case anybody should ask you, you know, not that they will, but in case anybody does, would you do me a favor?
Şey, Olur da biri seni sorarasa, bilirsin, kimse sormaz ya, olur da biri sorarsa, bana bir iyilik yapar mısın?
Well, would you do me a favor for once, I mean?
Bana bir kez olsun bir iyilik yapar mısın?
Would you do me a favor?
Evie, bana bir iyilik yap.
- When you get to the terrace, would you do me a favor?
- Teresa gittiğinde, bana bir iyilik yap? - Tabii ki!
Sergeant? Ma'am? Would you do me a favor?
Adımına dikkat et.
- Would you do me a favor, Mr. Lytton?
- Bir iyilik yapın, Bay Lytton.
" Miss Jelkes, would you do me a favor?
" Bayan Jelkes, bana bir iyilik yapar mısınız?
Would you do me a favor, sir?
Bana bir iyilik yapar mısınız, efendim?
Look, would you do me a favor?
Bana bir iyilik yapar mısın?
Oh, sir, would you do me a favor?
Oh, efendim, bana bir iyilik yapar mısınız?
Would you do me a favor?
Bana bir iyilik yapabilir misin?
- Would you do me a favor?
- Bana bir iyilik yapar mısın?
Would you do me a favor?
Bir şey isteyebilir miyim?
Lisetta, would you do me a favor?
Lisetta, benim için bişey yaparmısın?
Would you do me a favor and give this honorable incineration in my stove?
Bana bir iyilik yapıp ve bu saygı değer gazeteyi sobamda yakar mısın?
- would you do me a favor?
- Bana bir iyilik yapar mısın?
Would you do me a favor?
Bana bir iyilik yapar mısın? Şurada ki telefonu getirir misin?
- Okay. Would you do me a favor?
- O zaman bir şey isteyeceğim.
Look, would you do me a favor?
Bak, bana bir iyilik yapar mısın?
– Yes. Look. I appreciate everything you've done for us, but would you do me a favor and get out of here?
Bizim için yaptıklarına müteşekkiriz ama bana bir iyilik yapıp buradan çıkar mısın?
Listen, would you do me a favor?
Bir iyilik yapar mısın?
Would you do me a favor and take care of these things?
- Şu şeylere göz kulak olur musunuz?
Would you do me a favor?
Bana bir iyilik yap.
Michael, would you do me a favor?
Michael, bana bir iyilik yapar mısın?
Would you do me a big personal favor, sir?
Bana büyük bir iyilik yapar mısınız efendim?
Would you do me a big favor?
Bana büyük bir iyilik yapar mısın?
Mrs. Graham, I wonder if you would do your husband a great favor and come with me. - Why...
Bayan Graham kocanıza bir iyilik yapıp benimle gelir misiniz acaba?
Now, look here, Miss Ralston, would you do me a very great favor?
Bana bakın Bayan Ralston, bana büyük bir iyilik yapar mısınız?
- Would you do me a small favor?
- Bana bir iyilik yapar mısınız?
Oh, sure. You know, guys like that would rather lose their right arm... than lose their press clippings. Do me a favor, will you?
Bunun gibi insanlar afiş kitaplarını kaybetmek yerine kollarını kaybetmeyi seçerler.
I'm wondering if you two would do me a big favor.
Siz ikinizin bana bir iyiliği dokunabilir diye düşünüyordum.
Just do me a favor, would you?
Bana bir iyilik yapar mısınız?
But I would be very grateful if you could do me a favor.
Ama bana bir iyilik yaparsan, çok minnettar olurdum.
You would do me a great favor, if you can make him tell you the truth.
Ona gerçeği söyleyebilirsen, bana büyük bir iyilik yapmış olurdun.
Oh, uh, would you do me a great favor?
Bana büyük bir iyilik yapar mısın?
Would you please do me a favor and get me a cup of coffee before I collapse?
Bana bir iyilik yapıp vücudum çökmeden önce bir fincan kahve getirebilir misin? Korkarım vücudunuz çökecek.
Miss, if you could do me a favor... Would you change the target for me?
Hanfendi, bana bir iyilik yapar mısınız... şu hedefi değiştirir misiniz?
Anyway she calls me up said she heard you were a friend of mine, and would I do her a favor?
Her neyse beni aradı ve senin benim arkadaşım olduğunu duymuş ve ona bir iyilik yapmamı istedi.
Listen, would you do me a favor?
Bu yüzden onu ekmekteyiz ya.
– Yes. – Would you do me a big favor?
- Bana bir iyilik yapar mısınız?
I wonder if you would do me a favor?
Bana bir iyilik yapabilir misiniz merak ediyorum?
Would you do that for me, please, as a personal favor?
Benim için bunu yapar mısınız lütfen.
So as a friend, would you do me this favor?
Arkadaşım olarak benim için bu iyiliği yapar mısın?