English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Would you like to come in

Would you like to come in traduction Turc

285 traduction parallèle
Would you like to come in?
İçeri girmek ister misiniz?
- Would you like to come in?
İçeri buyurmak ister misiniz?
Would you like to come in?
İçeri gelmek ister misin?
How would you like to come in second?
Şampiyonada ikinci olmak ister misin?
- Would you like to come in now, ladies?
- İçeri gelmek ister misiniz hanımlar?
Would you like to come in, Mr. Richmond?
İçeri girmek ister misiniz, Bay Richmond?
Now that you're here, would you like to come in and see Sir Henry?
Madem buradasınız, içer gelip Sör Henry ile tanışmak ister misiniz?
Would you like to come in?
İçeri gelir misiniz?
Would you like to come in?
Lütfen.
Would you like to come in?
- İçeri gelmez misin?
Would you like to come in the forest?
Ormana gelmek ister misiniz?
Would you like to come in and see the inside?
Gelip içeriyi görmek ister miydin?
Would you like to come in for a second, man?
- Şüphesiz.
Would you like to come in?
Girmek ister misin?
Lee Anne, would you like to come in?
Lee Anne, gelmek ister misin?
would you like to come in for a minute?
İçeri gelmez miydiniz?
Would you like to come in and have some breakfast?
Gelip biraz kahvaltı etmek ister misin?
Would you like to come in for a drink?
Bir içkiye ne dersin?
Well, would you like to come in the parlor and lie down for a bit?
Eve gelip biraz uzanmak ister misin?
Would you like to come in the ambulance?
Ambulansla gelmek ister misiniz?
Uh, would you like to come in?
Ah, içeri girmek ister misin?
- Would you like to come in?
- İçeri girmek ister misiniz?
WOULD YOU LIKE TO COME IN FOR SOME COFFEE OR SOMETHING?
İçeri gelip kahve veya başka bir şey içer misin?
All right, sir, would you like to come in for a moment? And please, while you're in the store, touch nothing.
Pekâlâ bayım, benimle birlikte içeri gelin ve lütfen dükkândaki hiçbir şeye dokunmayın.
Would you like to come in... for some tea?
Çay içmek için gelmek ister misin?
Would you like to come in?
İçeri gelmek ister misin? Hayır, teşekkürler.
Uh, would you like to come in?
Ah, içeri girmek ister misin? Sana söylemedi mi?
Would you like to come in?
içeri girmek ister misiniz?
Would you like to come in, Dr. Craig?
- Dr. Craig içeri buyurmaz mısınız?
Would you like to come in and have something to drink?
Sen gelip içecek bir şey ister misin?
- Would you like to come in?
- Girmek ister misin?
Would you like to come in for tea and marshmallow squares?
İçeri girip çay ve lokum ister misiniz?
- Would you like to come in?
- İçeri gelmez miydin?
Would you like to come in?
İçeri girmek ister misin?
How would you like to come and live with me in my home, huh?
Benim evimde benimle birlikte kalmak istemez misiniz?
Mr. Ziegfeld, Miss Held would like you to come in, please.
Bay Ziegfeld, Bayan Held sizi içeri davet ediyor.
- Would you like me to come in?
- Ben de içeri geleyim mi?
Still, I thought it would be nice for you to take away with you some of Paris'countryside since we were speaking of the country the last time I saw you that perhaps you might like to come with me
Halen daha benimle Paris'in kırsalına gelmen güzel olur diye düşünüyorum çünkü son karşılaştığımızda kasabadan bahsetmiştik. Belki benimle gelip hafta sonunu orada geçirmek hoşuna gider.
- Would you all like to go in and wait until I come back?
- Hepiniz şimdi gidecek ve benim dönüşümü bekleyeceksiniz değil mi?
Ladies and gentlemen, the President would like you to come in.
Bayanlar ve Baylar, Başkan içeri gelmenizi rica etti.
I imagine a repeater like that would come in mighty handy if you ever had to have a showdown with a troublemaker like Stone Calf.
Kaya Dana gibi birisi sorun çıkartırsa otomatik tüfek işine yarayabilir.
I would love to get hold of a real French servant girl you know, like the German girls the Farlows had and have her come and live in the house.
Gerçek bir Fransız hizmetçim olsun isterdim. Farlow'lardaki Alman kızlar gibi... ve gelip bizim evde yaşamasını isterdim.
Don't you think our valuable soldiers would like to spend half an hour in bed in order to come before they leave?
Sence değerli askerlerimiz gitmeden önce yatakta 1,5 saat harcamak istemezler mi?
Would you like to come in?
İçeri gelmek ister misiniz?
Maybe one of you ladies would like... to come to my palace in Zangaro, huh?
Belki bayanlardan biriniz... Zangaro'daki sarayıma gelmek istersiniz?
I mean it was like... get ready kid here it comes, you know fox threw a big viewing party where in the cast would come watch the show with fans an no one really wanted to go to it
FOX, büyük bir parti düzenledi. Oyuncular diziyi hayranlarıyla birlikte izleyecekti. Ama kimse gitmek istemiyordu, çünkü kimse, insanların geleceğini sanmıyordu.
- would you like to come in so did ya have sex with Julie Cooper today
Benimle evlenir misin? - Tanrım! - Yani teoride Julie Cooper üvey annen olabilir.
Would you like to come in for a little nightcap?
Bir kadeh içki ister misin?
Buck, would you like to come back in now?
Buck, içeri dönmek ister misin?
If you would like to hear about kids on C-R-A-C-K... you can come in the other room.
Eğer sen, çocuklar ve U-Y-U-Ş-T-U-R-U-C-U hakkında bir şeyler duymak istiyorsan diğer odaya gelebilirsin.
I know I'm askin'a lot... but I would like for you to look her up in that town I mentioned to you... Paradise, Pennsylvania... and beg her to come see me.
Çok şey istediğimi biliyorum fakat sizden onu, Pennsylvania'ya gidip ziyaret etmenizi ve beni görmesi için yalvarmanızı istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]