Yaz traduction Turc
105,585 traduction parallèle
Send her a letter, a thank you for the gifts that she sends.
Bir mektup yaz. Gönderdiği hediyeler için teşekkür et.
It is with a heavy heart I write and ask you to share my thoughts and feelings with your dearest, Marie.
Düşüncelerimi ve hislerimi sevgili Marie'nizle paylaşmanızı rica etmek için size güç bela yazıyorum.
I teach public school kids how to write and produce their own plays.
Devlet okuluna giden çocuklara kendi oyunlarını yazıp sahnelemeyi öğretiyorum.
Well, unfortunately, she has to.
Ne yazık ki kaçırmak zorunda.
Yes. I am, unfortunately.
Evet, ne yazık ki öyleyim.
But, unfortunately, this creates a lot of tension between them.
Ancak ne yazık ki bu, anne babanız arasında gerilime yol açıyor.
How do you spell five?
Beş nasıl yazılır?
And I love the way you write your characters, and I love the way you write women.
Karakterlerinizi ve kadınları yazış biçiminize hayranım.
Says here it is to be awarded annually, and beyond notoriety it comes with a great deal of money.
Burada, her sene verileceği ve şöhretin yanında... büyük miktarda para getireceği yazıyor.
Um, clerical position, but very interesting work.
Ehm, yazı işleriyle alakalı ama çok ilginç bir iş.
You-you write page after page about work in your letters, but you almost never ask about me.
Mektuplarında sayfalarca işin hakkında yazıyorsun, fakat benim nasıl olduğumu neredeyse hiç sormuyorsun.
Dear Frau Winteler, I write and ask you to share my feelings with your dearest Marie.
Sevgili Frau Winteler. Düşüncelerimi ve hislerimi sevgili Marie'nizle paylaşmanızı rica etmek için yazıyorum.
But Albert and I are writing an important paper.
Ama Albert'le önemli bir makale yazıyoruz.
My God, Albert, you're writing another one?
Tanrım, Albert. Bir tane daha mı yazıyorsun?
And now I'm writing another one.
– Şimdi bir tane daha yazıyorum.
I've been in correspondence with him in fact.
Hatta onunla yazışıyorum.
- It's just in my phone there.
- Telefonumda yazıyor.
It says here under "education" that you're a doctor?
Eğitim kısmının altında Doktor olduğunuz yazıyor.
Under work experience it just says,
İş deneyiminin altında şöyle yazıyor :
This guy pitched these socks that you can kinda draw on, so, like-like, you can, like, customize the socks and, like, write things on the socks... like, if you're on a team...
Çocuk şu üzerinde çizim yapabildiğin dizayn edebildiğin, üzerine yazı yazabildiğin çorapları ziftle kapladı ve...
It's a pity your wife isn't well, but I'm glad you're here.
Eşinizin rahatsız olması çok yazık ama gelmenize sevindim.
Why is she writing to you in such a trifling way?
Sana niye böyle boş şeyler yazıyor?
Put your request in writing, I'll see what I can do.
Talebinizi yazılı bildirin, ne yapabileceğime bakayım.
The only thing I'll be putting in writing is a letter to the Complaints Commission about your obstructive attitude.
Yazılı hale getireceğim tek şey davranışlarınızla ilgili olarak Şikayet Komisyonuna gidecek.
Mr Russell, I'm writing to you about my daughter.
Bay Russell, size kızım hakkında yazıyorum.
I have security software which monitors searches in my name.
Güvenlik yazılımı, ismim aranınca gösteriyor.
I require any books you possess on dreams and prophecy, for I must unravel a mystery presented to me in a vision conjured by a mystical Tibetan Singing Bowl.
Elindeki rüyâlar ve kehânet üzerine... yazılmış kitaplara ihtiyacım var. Mistik Tibet Müzik Kutusu tarafından sunulan bir görüde bana sunulan bir gizemi aydınlatmak zorundayım.
A scandal once unleashed is difficult to reign in and always ends up much worse for the woman than the man.
Bir skandal ortaya çıkınca kontrol altına almak zordur ve daima kadın için erkekten daha kötü sonuçlanır. Teşekkür ederim Bertha ama ne yazık ki müsaadeni isteyeceğim.
So the newspaper said Topher got clipped in his mindfulness studio.
Gazetede Topher'ın farkındalık salonunda öldürüldüğü yazıyor.
"Mitch. I'm writing to apologize."
"Mitch. özür dilemek için yazıyorum."
Too bad...
Çok yazık.
You really think...
"K" ile yazılan Kandy
There she go.
Yazık oldu.
But it says "Picasso" and some other word that starts with a "P."
Ama "Picasso" ve anlamadığım başka bir kelime yazıyor.
And it was written on the parachute? Yeah.
Paraşütte mi yazılıydı?
We used to have sleepovers at my house during summer.
Yazın bizim evde kalmaya gelirlerdi.
There are words on it.
Bir şeyler yazıyor.
The bottle says vitamins. Who am I to question?
Şişede vitamin yazıyor.
My cousins and I, we used to practice during summer vacations in Wichita until Meemaw found us and said we were headed towards a fiery lake of burning sulfur, by which she meant hell.
Kuzenlerimle yaz tatillerinde Wichita'da bunu yapardık, ta ki ninem bizi bulup kaynar sülfürden bir göle, yani cehenneme gideceğimizi söyleyene kadar.
It's from A Midsummer Night's Dream.
Bir Yaz Gecesi Rüyası'ndan.
♪ I'd find you in the woods ♪
Alt yazı çevirmeni : Eda Söylerkaya
- But what are they saying? - Uh, uh, uh...
Peki ne yazıyorlar?
Seriously, shame on me.
Cidden yazıklar olsun bana.
When that article said espresso's the poor man's cocaine...
"Espresso fakirin kokaini" yazısını okuyunca
I've been trying to track down this missing subject profile that was commissioned about 20 years ago.
Ne oldu? 20 yıl kadar önce yazılan kayıp bir profili bulmaya çalışıyorum.
I write plays.
Oyun yazıyorum.
I'll proof everything.
– El yazım rezalet.
-'Do not disturb'sign on the door.
Kapıda "rahatsız etmeyin" yazısı asılıydı.
She left school that summer and moved away.
O yaz okulu bıraktı ve evden kaçtı.
He's of no consequence. He waited for hours.
Neredeyse her hafta yazıp kuramımda açık bulmaya çalışıyor.
Made a fortune in software.
Yazılımda bir servet kazanmış.