Yearbook traduction Turc
897 traduction parallèle
Editor of the yearbook, Allison MacKenzie.
Yıllık editörü Allison MacKenzie.
Who doesn't have a picture by Wednesday won't be in the yearbook.
Çarşambaya kadar fotoğraf getirmeyen yıllığa giremeyecek.
I have Ben's yearbook. Let me read you some wonderful things about him.
Ben'in okul yıllığından sizlere bir kaç harika şey okuyacağım.
Then they take your picture for the yearbook, so everyone can see we look like a couple of idiots.
Ondan sonra yıllık için resim çektireceğiz ki, herkes bizim ne kadar aptal bir çift olduğumuzu görebilsin.
Brother Yu has not left our side during his trip to Da Mo clan to deliver the martial arts yearbook
Birader Yu, Da Mo Klanına teslim edeceği dövüş sanatları almanağı seyahatinden daha henüz dönmedi
My father has sent me to look into this matter precisely because he has not received the yearbook
Babam bu mesleyle ilgilenme için beni gönderdi Çünkü daha almanak eline geçmemiş
I was distributing the martial arts yearbook
Şefin bana verdiği almanağı dağıtırken
Everyone, have you received the yearbook allegedly delivered by him?
Herkes, onun dağıttığı almanağı.... söylediği gibi kedisinden aldı mı?
- That's what it said in the yearbook.
- Yıllık'ta öyle yazıyor.
My yearbook.
Okul yıllığım.
This is from the Columbia University yearbook.
Bu Kolombiya Üniversitesinin yıllığından.
Would you sign my yearbook?
Yıllığımı imzalar mısın?
- The old yearbook.
- Eski yıllık.
I saw your picture in the yearbook.
Yıllıktaki resmini gördüm.
She was on the yearbook committee...
Yıllık komitesindeydi...
I found a pressed rose in the yearbook.
Yıllıkta bastırılmış bir gül buldum.
- Check the yearbook, Carla.
- Yıllığıma bak, Carla. Yıllığıma bak.
Just like it said in the yearbook.
Yıllıkta yazdığı gibi.
- l would like to work on the yearbook.
- Yıllık için çalışmak istiyorum.
We have a terrific yearbook staff.
Harika bir yıllık grubumuz var.
"... Future Enterprisers, Yearbook Staff...
" Geleceğin Girişimcileri, yıllık komitesi...
We call it The Yearbook.
Buraya "yıllık" adını verdik.
Marty's yearbook.
Marty'nin yıllığı.
Come on, this gag photo for the yearbook was your idea.
Yapma! Bu yıllık fotoğrafı senin fikrindi.
Yearbook committee, video parlor, card games on Saturday nights.
Yıllık kurulu, oyun salonu, poker gecelerimiz.
Please don't search for the yearbook answer.
Bu bir yarışma sorusu değil.
Well, it's not exactly something you want under your yearbook picture.
Bu, tam olarak okul yıllığındaki fotoğrafının altında yazmasını isteyeceğin türden bir şey sayılmaz.
We were wondering if you had any poems, artwork that Heather did that we can put in the Heather Chandler yearbook spread?
Acaba Heather Chandler'ın yıllığına koyabileceğimiz Heather'ın yazdığı şiirlerden, çizimlerden elinde var mıydı?
And then there's this book, your college yearbook, from the books in your Boys'Club.
Ve bir de şu kitap var, senin kolej yıllığın, Erkekler Kulübündeki kitaplardan.
I found this in your college yearbook, on the same page as the photograph of Jenny Fisher.
Ben bunu kolej yıllığında, Jenny Fisher'in fotoğrafının bulunduğu sayfada buldum.
And we found the ticket in your yearbook.
Ve biz bileti senin yıllığında bulduk.
Then he writes in my yearbook :
Sonra da yıllığıma :
All right, so I'll pick you up after yearbook?
Tamam, o zaman sizi yıllıktan sonra alırım?
Dad just found his yearbook in the garage.
Babam garajda yıllığını buldu.
We were just looking at the yearbook.
Biz de yıllığa bakıyorduk.
Oh. Honey, let me show you what a yearbook picture should look like.
Tatlım, dur sana bir yıllık fotoğrafı... nasıl olmalı göstereyim.
Now, here is a perfect example of what not to do in a high school yearbook.
Ve işte size bir yıllık fotoğrafınızda..... ne yapmamanız gerektiğinin mükemmel bir örneği
Hey, the old high school yearbook.
Hey, eski lise yıllığı
It's... my old high school yearbook.
Bu... benim eski lise yıllığım.
They looked in my yearbook and found a chump?
Yıllığıma bakıp "İşte bir salak" mı dediler?
I didn't order a yearbook.
Ben bir yıllık siparişi vermedim.
I don't want a yearbook.
Bir yıllık istemiyorum.
I'm not gonna pay for a yearbook.
Bir yıllığa para vermeyeceğim.
At first. I found an old yearbook photo and he remembered right away.
Yani ilk başta, sonra bir yıllık ve fotoğraf buldum ve hemen hatırladı.
I'm always liked. My high school yearbook had over 1 00 inscriptions.
Ben hep sevildim, lise yıllığımda 100'den fazla yazı vardı.
I remembered your inscriptiom im my yearbook.
Yıllığımdaki yazını hatırladım.
Here is a copy of your yearbook.
Yıllığının bir kopyası.
They went on a hunt through the yearbook.
- Yıllıkla ilgilenmeye başladılar.
Ah, my high school yearbook.
Lise yıllığım.
- Old high school yearbook.
- Eski bir lise yıllığı.
I wondered why, so I looked you up in your yearbook.
Nedenini merak ettim ve yıllığına baktım.