Yellow traduction Turc
8,320 traduction parallèle
You can't bring the yellow thing and that.
Sarı şeyi ve şunu getiremezsiniz.
Such a contrast to that bright, yellow darth vader machine.
Açık sarı makinede bu kadar tezatlık.
I don't want you guys blocking the road for me with your fancy, little yellow whatever.
- Evet. - Beyler yolumu bu sarı süslü arabanızla kapatmanızı istemiyorum.
That's a definite advantage of having a yellow and a red car. Yep.
Sarı ve kırmızı arabaya sahip olmanın avantajı bu işte.
Adam in his skittle-yellow Lamborghini over there, he's half a mile away from them, and they're pulling over, peeing themselves because a Lambo's gonna come screaming by.
Hemen yolunuzdan çekilmiyorlar. Adam'ın sarı Lamborghini'sinde ise diğer araçlar 500 metre uzaktayken bile onun yolundan çekiliyorlar. Altlarına kaçırıyorlar çünkü Lambo çığlık atarak geliyor.
I'm saying see if you guys can keep up with this yellow Lamborghini that's going past you!
Sizi geçen şu sarı Lamborghini'ye yetişip yetişemeyeceğinizi görün bakalım diyorum.
According to the coroner, bones yellow over time, and the red is from Missouri Clay.
Adli tabibe göre, kemikler zamanla sararır, Missouri toprağındakilerde kırmızıdır.
Maybe it's that yellow canary pants suit that you sometimes wear.
Belki de ara sıra giydiğin kanarya sarısı pantalonundandır.
Armored transport bus carrying four Naval Brig detainees from New Orleans to Charleston crossed over the double yellow until point of impact.
Zırhlı nakliye aracı Askeri Cezaevinden dört tutukluyu New Orleans'dan Charleston'a götürüyordu. Sabah 8 : 30 civarında karşı şeride geçiyor ve çarpışma noktasına kadar geliyor.
I looked inside of it and found one present, one yellow dress.
İçine baktım ve bir hediye buldum. Bir sarı elbise.
Anita, have you seen the tops to my yellow silk...?
Anita, sarı kıyafetimin üstünü gördün mü?
But it used to be yellow.
Ama kullanıldığında sarıya döner.
I know that you're all forensic super-experts, but today you have to stay on the other side of the yellow tape.
Hepinizin adli tıp uzmanı olduğunuzu biliyorum. Ama bugün sarı bandın diğer tarafında kalmalısınız.
We got a yellow lab. Oh.
Sarı labradorumuz var.
- The Man in the Yellow Suit -
Bölüm - Ara Final "Sarı Kostümlü Adam"
Like a-a man in some kind of yellow suit.
Sarı kostüm giymiş bir adam gibiydi.
The witness described seeing a yellow blur just like the one that killed Barry's mother.
Görgü tanığı, sarı bir bulanıklık gördüğünü söylüyor tıpkı Barry'nin annesini öldüren kişi gibi.
The man in yellow, the one in the lightning.
Sarılı, yıldırımın içindeki adamı.
The man in the yellow suit... Has taken enough from us already.
Sarı kostümlü adam bizden yeterince şey aldı.
No, I mean, when The Flash and the man in yellow were going full-on bumper cars on each other,
Hayır, Flash ve sarılı adam birbirleriyle savaşırken onlardan çıkan elektriği izliyordum.
When Barry was a kid, he said he saw red and yellow lightning in his house the night his mother died.
Barry çocukken annesinin öldüğü gece evde kırmızı ve sarı yıldırım gördüğünü söylemişti.
The man in yellow may have killed Barry's mother, but...
Sarılı adam Barry'nin annesini öldürmüş olabilir.
Green eyes, yellow teeth, pointed ears.
Yeşil gözlü, sarı dişli, sivri kulaklıydılar.
You ain't no golden goose, you're a yellow rat snitch, and you got Maroni all twisted.
Altın yumurtlayan kaz falan değilsin sen. Aşağılık bir ispiyoncusun. Ve Maroni'nin aklıyla oynuyorsun.
No, partly yellow.
- Hayır, tam sarıya geçmişti.
Tell her, Tyler. It was yellow.
- Sen de söylesene Tyler.
I'm not worried, and the light was mostly yellow.
Endişelenmiyorum. Işık da tam sarı olmuştu.
Uh... I'm seeing... The color yellow.
Uh... görüyorum... sarı.
- Is there yellow paint on your back?
- Sırtına sarıya boya mı bulaşmış?
- Yellow paint?
- Sarı boya mı?
Stephie, you were right about the color yellow and Geronimo.
Stephie, sarı renk ve Gerenimo hakkında haklıydın.
I watch you from the window in my office sitting on the same yellow bench, drinking coffee every day.
Hergün ofisin penceresinden seni izledim Aynı sarı sandalyeye oturuyordun, Hergün kahve içiyordun.
Now he can finally come out, instead of hiding in that closet full of yellow pants.
Sarı pantolonlarla dolu bir dolapta saklanmak yerine artık dışarıya çıkabilir.
♪ The Vampire Diaries 6x02 ♪ Yellow Ledbetter Original Air Date on October 9, 2014
Çeviri : leper - Cihan KARAKAŞ.
"Yellow Ledbetter."
Yellow ledbetter.
It's a bed-wetting remedy, and your primary color is yellow.
Bu altına kaçırma problemi için bir tedavi ve ana rengin sarı.
- Yellow.
- Sarı.
You'd think a big yellow driving machine would be easier to find.
Sarı bir arabayı bulması kolay olur sanırsın bir de.
I thought "Yellow Fever" was a good comedic episode for me personally.
Yellow Fever ( 4x06 ) bölümü en sevdiğim komedi tarzı bölümdü.
In "Yellow Fever," Dean becomes infected by a virus that causes fear.
Yellow Fever bölümünde Dean, hayaletlerin korku hastalğına kapılmıştı.
But if I had to pick a favorite, I would go with the yellow-eyed demon.
Ama benim en sevdiğim Sarı Gözlü Şeytan idi.
Linda gave birth, Miguel did look at the flowers, and the yellow arm was moved.
Linda doğurdu, Miguel çiçeklere baktı ve sarı kol taşındı.
- The neon yellow purse?
- Parlak sarı çanta mı?
I'm gonna text her ( chuckles ) a yellow heart.
Ona sarı bir kalp yollayacağım.
No, uh, yellow heart, whale, thumbs up.
Hayır, sarı kalp, balina, baş parmak.
I called this guy out of a Yellow Pages,'cause I knew I couldn't get in without a lawyer.
Bu adamı telefon rehberinden şansa buldum, çünkü avukatsız giremeyeceğimi biliyordum.
Pastrami... extra mustard, spicy and yellow, and enough pepperoncinis to create digestion issues in even the strongest constitution.
Pastırmalı, bol hardallı. Hem acılı hem de sarı olmalı. Ve en güçlü bünyelerde bile sindirim problemi yaratmaya yetecek kadar acı biber.
Okay, what does blue and yellow make?
Maviyle sarı karışırsa hangi renk ortaya çıkar?
The frantic mating song of the yellow-throated warbler.
Sarı boğazlı çalı kuşunun çılgın çiftleşme şarkısı.
I was the one that was scared. I've been afraid of the man in yellow for my whole life.
Tüm hayatım boyunca sarılı adamdan korktum.
I was watching the electricity coming off of them... yellow and red electricity.
Sarı ve kırmızı elektrik.