Yemi traduction Turc
1,498 traduction parallèle
Yemi was a great man, a priest, a man of God, and because I betrayed him, he was shot and died.
Yemi, yüce bir insan, bir rahip, Tanrı'nın bir kuluydu ve ben ona ihanet ettiğim için vurularak öldürüldü.
And I took this cross from around Yemi's neck and put it back on mine.
Ve bu haçı onun boynundan alarak kendiminkine taktım.
Take the bait.
Yemi yut.
There's a fishing lure in here.
Burada balık yemi var.
There's a fishing lure in the candy jar.
Şeker kavanozunda balık yemi var.
I said yes for net but will you make me the bait?
Ağ sermeyi kabul ettim ama yemi bana kullandın?
But the feeding frenzy won't start till you throw out the chum.
Ama bu çılgın ziyafet, yemi atmadığın müddetçe başlamayacak.
Or you choose the right bait and guarantee that you do.
Ya da doğru yemi seçersin ve işini garantiye alırsın.
It's OK, Yemi.
Yiyebilirsin, Yemi.
Yemi was hungry.
Yemi acıkmıştı.
- Yemi!
- Yemi!
Yemi!
Yemi!
Father Yemi is gone.
Peder Yemi gitti.
Will Father Yemi still go to London?
Peder Yemi yine de Londra'ya gidecek mi?
- Father Yemi would never...
- Peder Yemi hiçbir zaman...
Where is Father Yemi?
Peder Yemi nerede?
Where is Father Yemi?
"Peder Yemi nerede?" dedim.
Looking for Yemi?
Yemi'yi mi arıyorsun?
Before Father Yemi, we got nothing.
Peder Yemi'den önce, elimizde hiçbir şey yoktu.
Yemi's body could've burned or...
Yemi'nin bedeni yanmıştır ya da...
This is Yemi's church.
O Yemi'nin kilisesi.
And you truly believe this is Yemi's?
Burasının Yemi'nin kilisesi olduğunu mu düşünüyorsun?
I am ready, Yemi.
Hazırım, Yemi.
You walk out that door and I'm gonna chop that little flesh shop of yours into fish bait.
Şu kapıdan çıkarsan, ben de senin ufak kasap dükkanını, balık yemi satan bir yere çeviririm.
Well, we set the bait, we'll see if he takes it.
Yemi attık, bakalım yutacak mı?
Send in a bait.
Yemi gönderin.
I've used just about every lure that you can use.
Kullanabileceğim her yemi kullandım.
It's one very cool bait.
Bu gerçektende oldukça güzel bir olta yemi.
Mr Green, the fish food you used matches trace found on nicole's mouth.
- Kullandığın balık yemi Nicole'ün ağzında bulduğumuz kalıntıya uyuyor.
All the other bags were clean. So someone tampered with the feed after it left the store.
Demek ki dükkândan çıktıktan sonra biri o yemi kurcaladı.
Usually, I use the stairs when I take feed up to the roof.
Yemi dama çıkarırken genelde merdivenleri kullanırdım. O gün asansörle çıkarmıştım.
- Well, I mean, Julie totally bought it.
- Julie kesinlikle yemi yuttu.
Come on, take the bait.
Hadi, yemi yut. Yanıtla.
They didn't bite, so he sent a letter instead.
Yemi yutmamışlar, o da bir mektup göndermiş.
In point of fact, I got our prey to take a nibble.
İşin aslı, av yemi yuttu.
They all took the bait, like rats.
Hepsi yemi yuttu, fareler gibi.
I know how easy it is with weddings, to get swept up with the tradition And the dress and the music and the rice and - - Well, birdseed.
Düğünlerde geleneklerle sürüklenip gitmenin ne kadar kolay olduğunu bilirim... ve gelinlik ve müzik ve pirinç ve... şey, kuş yemi.
I'm not taking the bait.
Yemi yutmuyorum.
Simple as that. Death is a goddamn scary thing, tom.
ve solucan yemi olursun.
ah, that's just chum in the water.
Sadece yemi yutması için yaptım.
WILL J. TAKE THE BAIT AND TURN FROM BRADY TO BRITNEY, OR WILL HER GOODY TWO-SHOES MIND-SET TURN INTO THE NIGHT'S BIGGEST BUZZ KILL?
J. yemi yutup Brady'den Britney'e dönüşecek mi ya da iyi huylarını takınıp, gecenin avlanan en büyük vızıltısı mi olacak.
( Mohinder ) they finally took the bait.
- Sonunda yemi yuttular.
He's makes fishing flies.
- Balık yemi.
Fishing flies?
- Balık yemi mi?
Finally took the bait.
Sonunda yemi yuttular.
They finally took the bait.
Sonunda yemi yuttular.
She's hooked. I can tell. I just gotta reel her in.
Yemi yuttu, biraz daha başını döndürmem lazım.
Yemi.
Yemi.
Oh, I was looking for Father Yemi.
Peder Yemi'ye bakmıştım.
- I am not Father Yemi.
- Ben Peder Yemi değilim.
- Birdseed?
- Kuş yemi mi?