You'd do the same thing traduction Turc
115 traduction parallèle
If you really cared for Leona the way I do... you'd have done the same thing in my place.
Eğer sen de benim kadar Leona'yı düşünseydin benim yaptığımın aynısını yapardın.
You come back and do the same thing, and they'd fry you for it.
Aynı şeyi daha sonra yaparsan, katil olursun.
You'd do the same thing.
Sen de aynı şeyi yapardın.
I'd like you to do the same thing again.
Aynı şeyi bir daha yapmanızı isteyeceğim.
Put yourself in my place, young lady, and you'd do precisely the same thing, wouldn't you?
Kendini benim yerime koy genç bayan, sen de tam olarak aynı şeyi yapardın, değil mi?
Do you think I would've meant the same thing to him if I'd lived all those years with him in the desert, in the heat and the dirt?
Sence ben çölde bu kadar yıl sıcakta ve pis yerde onunla yaşamış olsaydım ona karşı aynı şeyleri duyar mıydım?
Yeah, the same thing you'd do for dinner and a movie.
Bir yemek ve sinema için yaptığının ile aynı şeyi.
If you were me, you'd do the same thing.
Eğer sen de benim yerimde olsan, sen de aynı şeyi yapardın.
And if you were in my position, I hope you'd be willing to do the same thing.
Siz benim konumumda olsaydınız aynı adımı atmaya istekli olmanızı umuyorum.
Fuck it! David, if you had any fucking brains you'd do the exact same thing!
David, eğer birazcık olsun kafan çalışıyorsa, sen de aynısını yaparsın!
I think you'd better do the same thing.
Bence sen de aynı şeyi yapsan iyi olacak.
And I knew you'd do the same thing if you were in my place.
Ve biliyorum ki eğer sen benim yerimde olsaydın aynı şeyi yapardın.
Somebody draws something and then you draw the exact same thing, like, right on top of it without going outside the original designated art. What do you call that?
Biri bir şey çizerse sen de asıl sanat eserinin dışına çıkmadan onun çizdiğinin tam üstünden gidersen, buna ne dersin?
You know you'd do the same thing.
Sen de aynı şeyi yapardın.
You'd do the same thing.
Siz de aynısını yapardınız.
Baby, do you think it's possible that anyone else in the world... is doing this very same thing at this very same moment?
Bebeğim sence şu anda, dünyanın bir yerlerinde aynı şeyleri yapan kimseler var mıdır?
Faraday, if you'd asked your wife to do it, she'd tell you the same thing.
Faraday, aynı şeyi karından istesen, yanıtı bu olurdu :
You'd do the same thing?
Cebimizdeki parayı mı istiyorlar, nedir dertleri?
I said that, if you'd been there, you would have told them to own that day, to attack it, make it their own and plan to do the same thing tomorrow.
Eğer yanımızda olsaydın, herkese günü sahiplenmesini ve meydan okumaları gerektiğini söylerdi demiştim.
Are you saying she'd do the same thing for me?
Onu benimle aynı kefeye mi koyuyorsun?
You'd do the same thing.
Siz de olsanız aynı şeyi yapardınız.
I was hoping you'd do the same thing here.
Burada da aynı şeyleri yaptığını sanıyordum.
Obviously it's your choice, but I'm sure she'd do the same thing for you.
Seçim senin. Ama eminim o senin için aynı şeyi yapardı.
But if you'd look into her mind, you'd wanna do the same thing for what she's done to your people.
Ama onun aklına baksaydın, senin halkına yaptıkları için sen de ona aynı şeyi yapmak isterdin.
Because I know you'd do the same thing for me.
Çünkü, senin de aynı şeyi yapacağını biliyorum.
Don't you think they'd do the same thing before mounting a search for us?
Bizi aramaya çıkmadan önce de aynı şeyi yapacaklarını düşünmüyor musun?
If it were you, you'd do the same thing!
Benim yerimde sen olsan, sende aynısını yapardın!
- I'd do the same thing for you.
Sizin için de aynı şeyi yapardım.
You'd do the same thing to me.
Sen de bana aynı şeyi yapardın.
I'd like to think you'd do the same thing if you were me.
Benim yerimde olsaydın sen de aynı şeyi yapardın diye umuyorum.
If I were you I'd probably do the same thing.
Senin yerinde olsam, muhtemelen aynısını yapardım.
If I could do it all again- - You'd do the same thing.
- Değiştirebilecek gücüm olsaydı- - - Yine aynı şeyi yapardın.
I'd do the exact same thing if I were you.
Yerinde olsam, ben de aynı şeyi yapardım.
You'd do the same thing for me, wouldn't you?
Sen de benim için aynı şeyi yapardın. Değil mi?
If it's all the same to you, I'd rather not do the hand-on-the-head thing.
Senin için farketmezse, ellerini kafama sokmamanı tercih ederim.
No, I'd do the same thing for you if it were your birthday.
Hayır, senin doğum günün olsaydı yine aynı şeyi yapmak isterdim.
You'd do the same thing for your kids.
Sen de çocukların için yapardın.
You'd do the same thing for me if I were having a bad day.
Kötü bir gün geçirsem sen de benim için aynını yaparsın.
Do you think he'd be impressed with wigs, shouting the same thing every week?
Peruklar ve her hafta aynı şeyi söylemek sence onun hoşuna gider miydi? Hayır.
And then go out a couple of hours later... and do the same thing... when the Moon is higher in the sky... and you'll see that the Moon is exactly the same size... in relation to the pencil eraser at both times.
Ardından birkaç saat sonra aynı şeyi tekrar yapın. Ölçüm sonucu göreceğiniz şey her iki durumda da Ay'ın kalem üzerindeki boyutunda hiçbir farklılık olmadığıdır.
You'd do the same thing.
Sen aynı şeyi yaptın.
You know, I'd say do the same thing you did yesterday.
biliyorsun, dün aynı senin dediklerin gibi söyledim.
Come on, you'd do the same thing.
Hadi. Sen de aynısını yapardın.
He said, "I'd do the same thing that you did and probably better."
O da "Herhalde senin yaptığını ama daha iyisini" derdi.
She'd do the same thing to you.
O da aynı şeyi yapardı.
IF YOUR CHILD WAS IN DANGER, YOU'D DO THE VERY SAME THING.
Eğer senin çocuğun tehlikede olsaydı, sen de aynı şeyleri yapardın.
. I mean, you'd do the same thing for your brother. I know you would.
Sen de kendi kardeşin için aynısını yapardın.
Thought maybe you'd like the opportunity to do the same thing.
Belki fırsattan istifade senin de tutar diye düşünmüştüm.
Chapaco, if you were lost, we'd do the same thing.
Chapaco, sen kaybolsaydın, yine aynı şeyi yapardık.
The same thing he'd do if he found out I invented you two.
Siz ikinizi icat ettiğimi bulursa ne olacaksa aynı şey.
Oh, please, if you were me, you'd do exactly the same thing.
Lütfen yapma, yerimde olsan aynısını yapardın.