You'll do as i say traduction Turc
276 traduction parallèle
Anyway, you'll do as I say.
Dediğimi yap yoksa!
I think he'll do as you say.
Sanırım ne isterseniz yapacak durumda.
But I'll do as you say.
Ama dediğiniz gibi olsun.
I'll do as you say, Mr. Carton but remember now, we can't trust nobody.
Söylediğiniz gibi yapacağım Bay Carton ama şimdiden söyleyeyim, kimseye güvenemeyiz.
Well, you're my guest, and you'll do as I say.
Benim misafirimsin, ne dersem onu yapacaksın.
- Well, I'll do just as you say, naturally. In fact I'm very pleased.
Çocuklar New Orleans'taki yeni yıl partisine gitmek istiyor.
This is my house and you'll do just as I say.
Bu benim evim ve sen ne dersem onu yapacaksın.
Look, I won't say a word about this if you'll do as much for me sometime.
İleride sen de bana iyilik yaparsan bu konu hakkında tek kelime etmem.
You'll do as I say... and you will have everything you want.
Söylediğimi yapacaksın... ve istediğin herşeye sahip olacaksın.
But you'll either do as I say, or I'll charge both of them with trying to murder me.
Ama ya söylediğimi yaparsın, ya da ikisini de cinayete teşebbüsten suçlarım.
Because the entry of the girl's body is in your writing, you'll do as I say.
Kızla ilgili kayıtta senin el yazın var, o yüzden ne dersem yapacaksın.
But if you girls do as I say... you'll have Hammerstein on his hands and knees begging for you.
Ama benim dediklerimi yaparsanız, Hammerstein elleri ve dizleri üstünde size yalvaracaktır.
You'll do as I say.
Ne söylüyorsam yapacaksınız.
We've got your boy Fallon in here, and he'll be all right if you do as I say.
Adamınız Fallon elimizde, dediğimi yaparsanız ona bir şey olmaz.
You'll do as I say in court.
Mahkemede dediğimi yapacaksın.
I'll do as you say. How absurd!
Bu ne saçmalık!
You'll do exactly as I say, Jeremy.
Ne diyorsam onu yapacaksın Jeremy.
You'll do exactly as I say, or you'll get out!
Dediğimi yapacaksınız yoksa kapı dışarı edilirsiniz.
I'll do as you say.
Dediğini yapacağım.
As things have gone this far, I'll do as you say, for now.
İşler bu raddeye gelmişken, şimdilik ne derseniz yaparım.
But I'll show you how to realize your ambitions, if you do as I say.
Fakat benim söylediklerimi yaparsan sana hırsın ne olduğunu göstereceğim.
For as long as you're living here, you'll do as I say!
Bu evde yaşadığın sürece, sana söyleneni yapacaksın!
Very well, I'll do as you say,
Pekala, dediğinizi yaparım.
"Do as I say or I'll hand you over."
"Söylediğim gibi yap, yoksa seni teslim ederim."
You'll do as I say.
Dediğimi yapacaksın.
You'll take me where I say and do as I say, or else!
Beni istediğim yere götürecek ve dediklerimi yapacaksın!
Just trust me and do as I say, and I'll explain it all to you when I get home.
Bana güvenip dediklerimi yap. Eve geldiğimde sana her şeyi açıklayacağım.
All right, I'll do as you say.
- Olur Hasan. Sen ne dersen ben onu yaparım.
In any case... I'll do as you say.
Her halükârda dediğini yapacağım.
I'll do as you say.
Söylediğinizi yapacağım.
Do as I say and I swear on my soul that I'll give your order double what you pay for me!
- Benim dediğim gibi yap, ve tanrıya yemin ederim - Düzeninize benim için ödediğinizin iki katını vereceğim!
And I don't really feel I have time to explain it all to you so just do as I say, and you'll stay healthy and everything will be all right.
Size açıklamak için gerçekten zamanım yok o yüzden dediğimi yapın ve sağlığınızı koruyun ve her şey yolunda gitsin.
I'll do as you say.
Dediğin gibi hareket edeceğim.
Do as I say, Father, or I'll shoot you right here, in the church.
Dediğimi yap, Peder, yoksa burada, kilisede seni vururum.
I'll do as you say, I'll be your model.
Dediğini yapacağım, modelin olacağım.
If you cherish your only daughter... you'll do exactly as I say...
Eğer biricik kızına değer veriyorsan, dediklerimi tam olarak ben o serbest diyene kadar yapacaksın.
I'm in love with your brother, and if we decide to make a go of this marriage... which I think we'll do, and sooner than you think... we'll get out of here before you can say Jack Robinson.
Senin kardeşine aşığım, ve bu evliliğe karar verdiysek... bu evlilik olur ve sen Jack Robinson'a söyleyemeden... çok daha önce biz buradan gitmiş oluruz.
All right, I'll do as you say
Pekala, sözünü dinleyeceğim.
If you would like to come to me at night I won't be ashamed, I'll do as you say.
Gece bana gelmek istersen utanmam ve dediğini yaparım.
Don't worry, I'll do as you say.
Endişelenme, dediklerini yapacağım.
Promise me you'll do as I say.
Dediğimi yapacağına söz ver.
You'll do as I say.
Sen söyleneni yap.
I'll do just as you say.
Dediğiniz gibi yapacağım.
I'll do as you say.
Ben ne derseniz yaparım.
Do as I say and you'll get your two shots a day.
Dediğim gibi günde iki iğne vurulacaksın.
You'll get two of these a day if you do as I say.
Dediğim gibi yaparsan, bunlardan günde iki tane alabilirsin.
Do as I say and you'll be okay.
Dediklerimi aynen yaparsan, sorun çıkmaz.
You'll do as I say... and carefully!
Dediğim gibi yapacaksın... ve dikkatle!
I'm yours, I'll do as you say.
Ben seninim, dediklerini yapacağım.
I'll do as You say!
Ne dersen yaparım.
I'll do as you say, but it'll be painful.
Dediğin gibi yapacağım, ama acıtacak.