English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're all dead

You're all dead traduction Turc

436 traduction parallèle
Up at the front you're alive or you're dead, and that's all!
Cephede ya yaşıyorsundur ya da ölüsündür, hepsi bu!
You plague, bother, and save, and all of a sudden you're dead.
Durmadan çalış didin, para biriktir, derken birden bire ölüver.
And all I have to say to you is that as far as I'm concerned you're legally dead.
Sana söyleyecek bir çift lafım var. O da, bana göre senin kanunen ölü olman.
You can't, they're all dead.
Bilemiyorum, hepsi ölüyor.
I'll still be alive, when you're all dead!
Hepiniz öldüğünüzde, ben hala yaşıyor olacağım.
Don't you hear me, they're all dead.
Duymadın mı, hepsi öldü diyorum?
And all the while, her heart's aching, torn with loneliness and uncertainty. Not knowing whether you're dead or alive.
Yüreği sızlarken yaşayıp yaşamadığını bilmeden yalnızlık ve belirsizlik yüzünden perişan.
You're all dressed up, but you're a dead ringer for one of them dirt-eaters we traded shots with last night.
İyi giyinmişsin, ama geçen gece çatıştığımız o pislik yiyicilerin zangocu gibi konuşuyorsun.
You've got it all... but you're a dead man, Harry Fabian.
Her şey kontrolünde ama yine de sen öldün Harry Fabian.
He said, "You've got it all... but you're a dead man, Harry Fabian."
"Her şey kontrolünde ama yine de sen öldün Harry Fabian." dedi.
You mean you're not dead at all?
- Sonuçta ölmediniz mi yani?
You think they're all dead?
Sizce aşağıdakilerin hepsi öldü mü?
You know something, Lieutenant, you're a dead duck just like all the rest of us.
Bir şey söyleyeyim mi Teğmen sen de bizim kadar ölüsün.
Finally, you're just swinging there, all alone and dead.
Sonunda da tek başına, ölmüş, sallanıp durursun.
Not till you're all dead.
Hepimizi öldürecekler.
The truth is... I like Akiko better than Mami, so after you're all dead...
Gerçek şu ki Akiko'yu Mami'den daha çok seviyorum.
- Do you think they're all dead?
- Gerçektende hepsi ölmüş müdür sence?
Oh, you can change the future so that we don't end up in those cases, but if we're all dead, what's the point?
Kabinlerde olmadığımız şekilde de geleceği değiştirebilirsin. Ama ölürsek ne anlamı kalır ki?
You won't find anyone better than me ; they're all dead.
Benden daha iyisini bulamazsınız ; hepsi öldü.
After all, what good is the money to you if you're dead?
Ölüm döşeğinde, sana paranın ne faydası dokunacak ki?
You're all dead men if I want.
Bir komutumla hepiniz ölürsünüz.
There's another one dead in Surrey, and for all I know, there's one in every bloody Home County and you're the poor bastard that knows what this Blondie looks like.
Başka biri de Surrey'de öldü bile. Bildiğim kadarıyla şu koca memlekette... bu Blondie'nin neye benzediğini bilen tek sefil piç kurusu sensin.
All it would take is a single word from me and you're a dead man!
Benim hakkımda en ufak bir laf... duyarsam, sen öldün!
You're all dead men.
Öleceksiniz.
You're all dead.
Hepiniz öldünüz.
You're half dead, all of you.
Yarı ölüsünüz, hepiniz.
See they're all lying here dead, and you're still walking.
onların hepsi yerde yatıyor sen ise hayattasın ve yürüyorsun.
You realize you're likely all to be dead soon?
Yakında hepinizi öbür tarafa gönderecektir.
You're leaving a trail of dead bodies all the way across the state!
Tüm ülkede, gittiğin heryerde, bir cesetler yolu bırakıyorsun.
Both your brothers are dead and you're all I've left of him.
İki kardeşin de öldü, elimde babandan geriye tek sen kaldın.
Hongfa, you're weeping all day even you are alive, might as well be dead.
Hongfa, bütün gün ağladın! şu an ki durumun.... en az ölüm kadar kötü!
They're all dead, you know?
- Hepsi ölmüşlerdi, biliyor musunuz?
You're dead, all of you, and you know it.
Ölüsünüz, hepiniz ve bunu biliyorsunuz.
You all stay here, and we're all dead men.
Burada kalırsanız, hepimiz ölürüz.
His mother said, " You're not possessed and you're not almost dead, these games that you play are all in your head.
Annesi konuştu, " Ele geçirilmedin, ve ölmek üzere değilsin. Oynadığın bu oyunlar hepsi kafanın içinde senin.
Tomorrow morning... the resignations and the confessions, or you're all dead men.
Yarın sabah kabullenme ve itiraf, yoksa hepiniz ölüsünüz.
Get out of here or you're all dead!
Gidin buradan yoksa hepiniz ölürsünüz!
You barge in here quite uninvited, break glasses then announce quite casually that we're all dead.
Böyle apar topar içeri dalıp, bardakları kırıp... havadan sudan konuşur gibi hepiniz öldünüz diyorsun.
If they're all dead, what are you gonna tell the Queen, sir?
Hepsi öldüyse kraliçeye ne diyeceksiniz efendim?
One false move and you're all dead.
Yanlış bir harekette hepiniz ölürsünüz.
All right, either you got the car started or you're a dead man.
Pekala, arabayı çalıştıramadıysan seni gebertirim.
- Hear you're all gonna go see a dead girl.
- Ölü kızı görmeye gideceğinizi duydum.
So you're standing there, staring at your dead friend like it's all some kind of a big joke, right?
Öyleyse burada durup ölü arkadaşına bakıyorsun sanki hepsi büyük bir şakaymış gibi öyle mi?
All right, one move, and you're dead meat!
Pekala, bir adım daha atarsan, ölü bir et yığınısın!
You go after him outside the ring and we're dead, all of us.
Ringin dışında bir yerde onunla karşılaşırsan hepimiz ölürüz.
You Know, They All Think You're Dead.
Hepsinin seni ölü zannettiğini biliyorsun.
If they're successful... you won't see anything at all because you will be quite dead.
Başarılı olurlarsa hiçbir şey yaptıramazsınız çünkü ölmüş olursunuz.
You " re dead all the same.
Her koşulda ölüsün.
Nobody move or you're all dead!
Kımıldamayın yoksa hepiniz ölürsünüz!
All right, Bundys, you're dead.
Pekala Bundy'ler. Şimdi öldünüz.
Somebody in here gets 25 years, or you're all dead, so take your pick.
Buradaki biri 25 yıl alacak ya da hepiniz öleceksiniz, seçiminizi yapın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]