You're all here traduction Turc
2,922 traduction parallèle
I don't want to interrupt the work that you're doing here, fixing the problems that we all want fixed, that we all need fixed.
Yaptığınız işe, yani hepimizin düzelmesini istediğimiz düzelmesine ihtiyaç duyduğumuz şeyleri düzeltmenize engel olmak istemem.
Anyway, I'm so glad you're all here.
Her neyse, burada olmanıza çok sevindim.
I can't believe you're all here.
Hepinizin burada olduğuna inanamıyorum.
All these people you've brought together, they're here for more than just protection ;
Buraya getirdiğin bunca insan, sadece korunmak için burada değiller.
All right, well, if you're so sure it's an open-and-shut case, why don't you stay here and erase some of your juicy texts?
Kolay sonuçlanacak bir dava olduğuna bu kadar eminsen burada kalıp örtbas etmek istediğin mesajlarını silsene sen.
I'm glad you're here, in spite of all our differences.
Tüm farklılıklarımıza rağmen burada olduğun için çok mutluyum.
You're like a hero around here to all the wives.
Sen kahramansın burda tüm kadınların çevresinde.
What you have to bring here, if you have money or other objects, so bring them, because you see we're all like a big family.
Seni buraya getiren para ya da başka şeylerse o tür şeyler geliyor, çünkü biz büyük bir aileyiz.
- Wow. We're here rooting for you... all of us.
Hepimiz buraya sizi desteklemek için geldik.
In fact, they're the most fire-resistant plant on earth and you can see here, this all looks scorched.
Aynı zamanda, onları kurtarmak için tasarladı.
You're here, that's all that matters.
Seni kaybettik sandık.
This is why you're all here, right?
Hepiniz bu yüzden buradasınız, değil mi?
One minute you're here, then all of a sudden you're... I don't know where.
Bir an buradasın sonra birdenbire kafanın nerede olduğun belli değil.
Now that you're all here, I have an announcement to make- -
Hepiniz burada olduğunuza göre, size bir duyurum olacak.
All right, that is it. You either get these people out of here, or I'm going to haul you downtown. We're gonna set up all the chairs in a holding cell.
Ya bu insanları buradan çıkartırsın ya da sizi şehir merkezine götürüp, hepinize nezarethanede birer sandalye ayarlarız.
All you're doing here is convincing me I need a lawyer.
Buradaki gösterinizin hepsi beni ikna ediyor, bir avukat istiyorum.
Here you're acknowledging that you've removed all pets and plants from the house and that food has been removed or double-sealed in the bags we provided.
Tüm hayvan ve bitkileri evden çıkardığınızı... yiyecekleri attığınızı veya verdiğimiz... poşetlere koyduğunuzu onaylıyorsunuz.
And you're here all alone without Team Soft Serve.
Ve burda tek başına dondurma takımı olmadan...
We're all here for you.
Hepimiz yanındayız.
'Cause you're gonna need to start paying all the rent around here.
Çünkü buranın kirasını tek başına ödemeye başlayacaksın.
I see that you're all gathered here!
Görüyorum ki, hepiniz burada toplanmışsınız.
Oh. I'm so glad you're all here.
Burda olduğunuza sevindim.
You're doing important work here, and your bravery inspires us all.
Burada çok önemli bir şey yapıyorsun. Cesaretin hepimizi kurtaracak.
You can try and make me the villain in all this, but the truth is, you're the bad guy here.
Dene ve bütün bu olanlar için beni kötü ilan et, fakat gerçek su ki, buradaki kötü çocuk sensin.
All right, we're gonna get you out of here.
- Tamam, seni buradan çıkartacağız.
All right, you're gonna have to help me out here, Dana.
Tamam o zaman, bana yardımcı olman gerekiyor, Dana.
The staff doesn't know we're here, but we've managed to replace all the customers with our people, and we have more coming in, as you requested.
Personel burada olduğumuzu bilmiyor ama tüm müşteriler bizim adamımız. Daha da gelen var, sizin isteğiniz üzerine.
You're in here, like, all the time, like, whenever I'm out doing fun things with friends, you're in here, spending time with your room.
Her zaman odandasındır, arkadaşlarımla ne zaman eğlenceli bir şeyler yapsam, burdasındır, odanla vakit geçirirsin.
All right, we're going to get you out of here.
Seni buradan çıkaracağız.
See, some animal killed a local citizen, so we're out here tonight making sure these streets are safe for all you fine honeys out there, all right?
Bir hayvan yerli halktan birini öldürdü. Biz bu gece bu sokakları siz tatlı şeyler için güvenli hale gitmeye çıktık.
Here's what you're facing... a trial with all the attendant publicity, followed by a long prison sentence.
İşte karşı karşıya olduğun şey : Halka açık bir mahkeme ve ardından uzun bir hapis cezası.
You're all here
Hepiniz buradasınız.
I can't wait to see it, and I'm so glad you're all here.
Yapacaklarınızı görmek için sabırsızlanıyorum.
All right, I know why you're here.
Buraya neden geldiğinizi biliyorum.
Hey, whatever you think you're doing here, whatever you think is going on here, you've got to stop, all right?
Hey, burada ne yaptığını düşünüyorsan, burada neler olduğunu düşünüyorsan, bunu durdurman gerek, tamam mı?
But this will all be here when you're done with football.
Ama senin futbolla işin bittiğinde bu hâlâ burada olacak.
You're all we've got out here and we're all you've got.
Burada bizden başka kimsemiz yok.
Oh, wait, you're saying that all that was caused by the explosion here?
Ne yani, bunların hepsine buradaki patlamanın mı neden olduğunu söylüyorsun?
You all have to ask yourselves why you're here.
Kendi kendinize sorun Neden buradayım? diye.
You're here. I've been looking all over for you.
Buradasın, ben de seni arıyordum.
First of all, I've been in here exactly eight seconds, which I'm sure you know, since you're watching the place.
Öncelikle, tam olarak sekiz saniyedir buradayım ki burayı gözetlediğine göre eminim biliyorsundur.
I know you're all scared and you're wondering what we're doing here and how you're gonna get back home.
Hepinizin korktuğunu ve burada ne yaptığımızı, eve nasıl geri döneceğinizi merak ettiğinizi biliyorum.
We don't want you to feel like you're out here all on your own.
Bu işte yalnızmışsınız gibi hissetmenizi istemiyoruz.
The king thinks whatever it is you're all doing over here has royally ticked off the sky spirits.
Kral ne olursa olsun, senin gökyüzü ruhlarını kızdıracak bir şeyler yaptığını düşünüyor.
So you're telling me that all these women running around in here are licensed therapists?
Yani buradaki tüm kadınların lisanslı terapist olduğunu mu söylüyorsun?
All right, so I see here you're from Des Moines, Iowa.
Tamam, burada gördüğüme göre Des Moines, Iowa'dan geliyorsunuz.
You know, Carrie, you're not the only one here with a long memory, all right?
Biliyorsun Carrie, burada geçmişi hatırlayan tek sen değilsin, tamam mı?
Uh, but all kidding aside, what you're seeing here is nothing more than a-an exercise, uh, a fire drill if you will.
Ama şaka bir yana, burada gördüğünüz şey bir tatbikattan fazlası değil isterseniz yangın tatbikatı diyebilirsiniz.
It's okay, because now that you're here, all of that work is behind me.
Sorun yok. Sen buraya gelince bütün o işleri geride bıraktım.
Hey, all I know is you're not safe here anymore.
burada artık güvende olmadığın.
When you're looking back and wondering where it all went wrong, it was right here, right now.
Arkana bakıp da hatayı nerede yaptığını sorgularsan eğer tam burada, tam şu an yaptın.
you're all set 139
you're all mine 16
you're all clear 18
you're all i've got 43
you're all going to die 16
you're all i have left 22
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945
you're all mine 16
you're all clear 18
you're all i've got 43
you're all going to die 16
you're all i have left 22
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945