English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're an alcoholic

You're an alcoholic traduction Turc

126 traduction parallèle
You're not an alcoholic, are you?
Alkolik değilsin, değil mi?
It's like you married an alcoholic, isn't it? Only, instead of bottles in the chandelier, it's rabbits'feet and four-leaf clovers in my pockets, in the car... and... and you're all mine.
seninle evleneceğim için sarhoş gibiyim bu yaptıklarım yerine olumlu düşünüp, bir tavşan ayağı ve dört yapraklı bir yonca bulundurmalıyım, cebimde, arabada... ve..
All right, you had too much. Doesn't mean you're an alcoholic.
Tamam çok içiyordun ama, bu alkoliksin anlamına gelmez.
You can't control yourself, you're an alcoholic, the same as I am.
Kendini kontrol edemezsin, sen de benim gibi bir alkoliksin.
You're not supposed to put temptation in the path of an alcoholic.
Bir alkoliğin yoluna, onu baştan çıkaracak şeyler koymaman gerek.
- You're an alcoholic.
- Alkolik olduğundan.
You're an alcoholic, you're a junkie and your mind is hanging by a fucking thread.
Alkoliksin, eroinmansın ve aklın lanet işlere takılı.
I think you're an alcoholic.
Alkolik olduğunu düşünüyorum.
You're an alcoholic.
Alkoliksin.
Three... ... you're an alcoholic.
Üç taneyle alkolik oluyorsun.
You're an alcoholic.
Sen bir alkoliksin.
You're an alcoholic, Michael.
Sen alkoliksin, Michael.
It's because you're an alcoholic retard, and he had dreams of not eating frozen waffles for dinner every night!
Sebep senin alkolik bir gerzek olman,... onunsa her akşam donmuş gözleme yememek niyetinde olması!
I ran out of these last week, so I had to put two or three of my own appointments in this one, but if you're not an alcoholic, you'll know those meeting's aren't for you.
Fakat bir alkolik falan değilsen, bu toplantılar sana göre değil...
So you're saying Takagi is an alcoholic...
Yani diyorsunuz ki Takagi bir alkolik...
You're here because someone close to you is an alcoholic.
Bir yakının alkolik olduğu için buradasın.
Are you here because you're an alcoholic?
Alkolik olduğunuz için mi buradasınız?
- It means you're an alcoholic.
- Bir alkolik olduğun anlamına geliyor.
You're not an alcoholic yet.
Alkolik değilsin. Henüz.
You're an alcoholic.
Sen alkoliksin.
Estelle does think you're an alcoholic.
Estelle alkolik olduğunu düşünüyor.
Peter Mailer thinks you're an alcoholic.
Peter Mailer alkolik olduğunu düşünüyor.
And, you know, whenever you check yourself into rehab, they don't- - They don't focus on, you know, the fact that you're an alcoholic.
Tedaviye başladığın zaman alkolik olduğun gerçeğinin üstünde durmazlar.
I mean, if you were an alcoholic, I'd say, " you're gonna die.
Eğer alkolik olsaydın, öleceğini söylerdim.
You're 17 years old and you're already a pot head and an alcoholic.
17 yaşındasın ve daha şimdiden bir keş ve alkolik oldun bile.
Your husband's claiming you're mentally unstable because your father was physically abusive and your mother was an alcoholic who abandoned you.
Kocanız sizin babanızın ağzının bozuk olmasından ve sizi terk eden annenizin bir alkolik olmasından dolayı sizin acizlik derecesinde akli dengenizin bozuk olduğunu iddia ediyor.
You don't think you're an alcoholic, Duane?
Alkolik olduğunu düşünmüyorsun değil mi Duane?
How do you know when you're an alcoholic?
Alkolik olduğunu nasıl anlarsın?
You're not only an alcoholic but you're becoming like Adriana.
Alkolik olmanın ötesinde Adriana gibisin.
Say you're an alcoholic.
Diyelimki siz bir alkoliksiniz.
You seriously expect me to disobey or disregard an order because some alcoholic told you we're all gonna die?
Sen benden ciddi olarak, bir alkolik hepimizin öleceğini söyledi diye bir emre itat etmeme mi ve aldırmama mı bekliyorsun?
- You're also an alcoholic.
Aynı zamanda bir alkoliksin.
You have to admit you're an alcoholic.
Alkolik olduğunu itiraf etmek zorundasın.
You're an alcoholic, a...
Sen bir alkoliktin, bir...
You're having an affair with the woman who drove you to your alcoholic bottom.
Seni alkolik olmaya sürükleyen kadınla bir ilişki yaşıyorsun.
He doesn't even know that you're an alcoholic?
- Alkolik olduğunu bile bilmiyor mu? - Bu eskidendi.
Oh, you're not an alcoholic, are you?
Öyleyse evet!
You're an uncontrollable alcoholic with a heavy case of survivor's guilt.
Hayatta kalanın suçluluğuyla boğuşan kontrol edilemez bir alkoliksin.
If you've decided you're not an alcoholic, I can't help you.
Alkolik olmadığına karar verdiysen, sana yardım edemem.
You're not an alcoholic.
Sen alkolik değilsin.
I liked when you said you're an alcoholic.
Ben de alkolik esprisini beğendim.
You're gonna fake being an alcoholic for the rest of your life?
Ömrünün sonuna dek alkolik numarası mı yapacaksın?
Obviously you're not an alcoholic.
- Belli ki alkolik değilsiniz.
You're an obese, alcoholic pothead.
Obez ve alkolik herifin tekisin.
They say once you start drinking alone, you're an alcoholic.
Yalnız başına içmeye başladıysan alkoliksin, derler.
Well, just to give you an idea of what we're dealing with here, just for alcoholic support groups for tonight, Monday, there are 91 around Pittsburgh proper.
Nasıl bir şeye bulaştığımız hakkında fikriniz olsun. Pittsburgh'ta bu Pazartesi gecesi sadece alkolikler için 91 tane destek grubu var.
It's not gonna be easy. You're gonna feel like an alcoholic swimming around in whiskey.
Viski içinde yüzen bir alkolik gibi olacaksın.
I appreciate what you're trying to do, but giving Vicodin to an alcoholic is not help.
Yapmaya çalıştığın şeyi takdir ediyorum. Fakat alkolik birine Vicodin vermenin bir yararı olmaz.
Because you're an alcoholic loser, I will then have a guilty conscience?
- Ne dedin sen? Çünkü berduşun tekisin. Benim ise ailem, işim ve bir hayatım var.
Okay, so you're like an alcoholic.
Peki, yani bir alkolik gibisin.
Well, you're an alcoholic, Lou.
Sen bir alkoliksin, Lou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]