You're annoying traduction Turc
430 traduction parallèle
- You're always annoying that dog.
Sürekli o köpeği kızdırıyorsun. Ben mi?
You're annoying this lady.
Bu bayanı rahatsız ediyorsunuz.
You're so annoying.
Ne sıkıcısın!
You're annoying.
Canımı sıkıyorsun.
They're like you only less annoying!
Aynı senin gibiler, daha az sıkıcılar sadece!
- You're so annoying.
- Çok can sıkıcısın.
- You're annoying me very much.
- Canımı sıkıyorsun.
You're annoying.
- Kızdırıyorsun.
Please, you`re annoying me.
Bak kızıyorum ama..
- You're annoying me.
- Canımı sıkıyorsun.
That must be annoying since you're the real nothing, right?
Kızmış olmalısın. Çünkü sen ondan daha bayağısın.
You're annoying me.
Sinirlendiriyorsun beni.
If you're loud and annoying, psychologically, people don't notice you.
Eğer gürültücü ve sinir bozucu olursan, psikolojik olarak insanlar seni farketmezler.
You're annoying me.
Rahatsız ediyorsun.
You're annoying!
Beni rahatsız ediyorsunuz.
A little annoying, but you're right.
Rahatsız edici ama haklısın.
And I say, "Because you're annoying," you know.
"Çünkü sinir bozucusun" diyorum.
You're so annoying!
Çok sinir bozucusun!
You're annoying as hell.
Cehennem kadar sinir bozucusun.
- You're starting to get annoying, Caty.
- Yine sataşmalar başladı, Caty.
You're annoying me for a while now ;
Deminden beri bozuluyorum zaten sana ;
( sighs ) since you're so pathetic it's annoying- - but no sale.
Ama olmaz. - Tamam.
- I'd ask you what you're gonna do but that would be petty, annoying and irresponsible.
Köşelerde durup, otobüslere bağıran kadın mı?
You're becoming quite annoying!
Gittikçe sinir bozucu oluyorsun!
We're not even through Connecticut yet, and already you're annoying me.
Henüz Connecticut'ta bile değiliz ve sen canımı sıkıyorsun.
You're getting to be an annoying little chore yourself.
Sen de o işlerden biri oluyorsun.
Marcie, despite your annoying flapping of both lip and wing I'm glad you're here.
Marcie, küstah ve baş ağrıtan kanat çırpmalarına rağmen gelmene sevindim.
You're becoming annoying.
Can sıkıcı olmaya başlıyorsun.
- You know what, you're even more annoying when you grovel.
Biliyor musun, yalakalık yaptığında daha da sinir bozucusun
You're not annoying.
Sinir bozucu değilsiniz.
I certainly hope you're going to be able to do something about this annoying problem.
Bu sıkıcı sorunla ilgili olarak bir şeyler yapabileceğini ümit ediyorum.
- Gosh, you're annoying.
- Tanrım, rahatsız edicisin.
You're so annoying!
- Hayır! Çok uyuzsun!
You're more mysterious than annoying.
Canımı sıkmayı aşacak kadar gizemli görünüyorsun.
You're annoying me.
Beni kızdırmaya başlıyorsunuz.
You're annoying!
Şeyime kadar yolun var!
Again, you're annoying me.
Yine kızdırıyorsun beni.
- You're an annoying person.
- Sen can sıkıcı birisin.
As long as you're here annoying me, let's have a brainstorming session.
Madem başımın etini yiyeceksiniz o halde beyin fırtınası yapalım.
Speaking of lawyers, you're annoying and molesting me.
Avukat dedin de, hakimin emirlerine karşı geliyorsun.
Raymond, nobody says you're annoying.
Raymond, kimse sana can sıkıcı demiyor.
You're the one who came over here asking us if you're annoying. Which, in and of itself, is quite annoying.
- Kaldı ki bu da epey can sıkıcıdır.
- Well, knock it off! You're really annoying.
Bırak şunu.
I'm annoying? You have your own place and yet you're always over here.
Senin kendi evin var, yine de hep buradasın.
First of all, I don't know how nice she is and secondly, you're annoying her.
İlk olarak hoş mudur bilemem, ikincisi ise, onu rahatsız ediyorsun.
You're like... you're like this bug... this incessant, annoying gnat.
Sanki bir... böcek gibisin, aralıksız sinir eden bir sivrisinek.
Now you're just my annoying friend Chandler.
Şimdiyse benim "Uyuz Arkadaşım Chanler" sın.
You're a fag laurent, so accept yourself and quit annoying us with your issues.
- Sen bir ibnesin Laurent! Yani kendini kabullen ve bizi de bunlarla sinir etmekten vazgeç...
Christ, you ´ re as annoying as your face is ugly.
Tanrım, yüzünün çirkin olduğu kadar can sıkıcısın da.
Mm-hm.you're beginning to get annoying.
Rahatsız edici olmaya başladın.
It's just... annoying that you're acting exactly the way I thought you would!
Bu sadece... senin düşüncemdeki davranışların!
annoying 86
annoyingly 31
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
annoyingly 31
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35
you're my rock 22
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35
you're my rock 22