You're done here traduction Turc
591 traduction parallèle
You should just get going now if you're done with us here.
Yapacak işlerin varsa git.
You see, I believe in the Bible, and I'm a-believing that this here life we're living is something the Lord done give us. And we got to be a-living it the best we can.
Yani, ben incile inanıyorum ve tanrının bize vermiş olduğu yaşama da inanıyorum ve onu en iyi şekilde yaşamak mecburiyetindeyiz.
Here. You haven't told me if you're remaining here after the job's done.
Bu iş bitince, burada kalıp kalmayacağını söylemedin.
Check on the bridge when you're done here.
Burada işiniz bittiğinde köprüye bakın.
But if you're, with the slightest chance, suggesting that Piper here might have done it, would he have left his checkbook there to lead you here, Sergeant?
Fakat eğer siz, en küçük bir olasılıkla, bunu Piper'ın yapmış olabileceğini ima ediyorsanız, sizi buraya getirecek çek defterini bırakır mıydı, Çavuş?
"You haven't done any lately, and you're overdue." I'm sorry I got here too late.
"Ama son zamanlarda yapmadın ve geciktin." Geç kaldığım için üzgünüm.
When you're done here, will you take her with you?
Başardığında, Omatsu'yu alacak mısın?
A pin here... and you're all done
Buraya bir toka... ve hepsi bu kadar.
But now he's done and you're here.
O yaptı ama sen buradasın.
And any time you're through here, just let us know what you want done and we'll be right here for you.
Burada olduğun sürece, yapılmasını istediğin bir şey olursa senin için hallederiz.
You're done picking up guys in here. You're finished.
Buradan erkek düşüremeyeceksin artık.
Even though you've done these terrible things... you're normal, you can't be shut up in here... with these hopeless cases.
Yaptığın bunca şeye rağmen.. sen normalsin. Seni burada tutamayız.
Where you headed when you're done here?
Burada iş bitince nereye gideceksin?
We're here to discuss production... ... pay raises, re-hiring the men you laid off! You're not leaving here until that's done!
Üretimi konuşmak, maaşları ödemek, işten çıkardığınız adamları yeniden işe almak için buradayız.
You're done hanging around here, you burn.
Bu kadar oyalandığın yeter, serseri.
You're going to be here for four years with your eyes open, homework done, pencils sharpened and all food, cigarettes and radios outside.
Burada dört yıl geçireceksiniz. Gözünüz tahtada, kalem elinizde, ödevleriniz hazır olacak. Sınıfa yiyecek, sigara ve radyo sokamazsınız.
If that occurs while you're here, you might like to go to see how it's done.
Eğer siz buradayken gerçekleşirse bunu görmenizi isterim.
Since you're relocating here, to show appreciation for all you've done... Mr. Sharp is contributing the land... the contractors the homes... and the department stores, all the furnishings.
Buraya taşındığınıza göre, takdirimizin göstergesi olarak... araziniz Bay Sharp'tan... evleriniz müteahhitlerden... ve mobilyalarınız da büyük mağazalardan gelecek.
Tell you what. When we're done here... I'll go fetch Jane and we'll meet you back at the hotel.
Bak, burada işimiz bitince... gidip Jane'i alayım ve beraber otele gelelim.
Thinking about staying in New York after we're done here, aren't you?
Aslında, Düşündüğümüzde Burası New York Değil mi?
Now that you're done being a California hero, you better get your ass home back here to your real job.
California kahramanı olmayı bitirdiğine göre derhal buraya gel ve gerçek işine dön.
You're not done over here, pussy!
Daha iyisini yapamazsın, kedicik!
You stay out there until we're done changing here, you got that?
Biz soyunana kadar dışarıda durursun tamam mı?
The autopsy hasn't been done yet, but I'll take you down to the morgue when we're finished here.
Otopsi henüz yapılmadı. Ama işimiz bitince sizi aşağıya, morga götüreceğim.
Take James right back to the station when you're done here.
İşiniz bitince James'i istasyona götür.
Julian, I got another box here when you're done!
Julian, işin bittiğinde burada bir kutu daha var!
If you just left us alone, the work could get done, but no, you're so damn invasive that no one can concentrate around here.
Bizi rahat bıraksaydın işler yürürdü. Ama öyle saldırgansın ki kimse işine yoğunlaşamıyor.
You're done here, Gaunt.
Burada işin bitti, Gaunt.
This piece goes here when we're done, and we'll drive someplace where you won't get sick anymore.
Paylaşacağımız tek şey huzur olur. Ve artık zarar görmeyeceğimiz başka bir yer deneriz.
Don't worry. I'll wait here till you're done.
Sorun değil.İşin bitinceye kadar, ben seni burda beklerim.
You're done here. You're going home.
Evine dönüyorsun.
- You're done here, miss Izumi.
- Gidebilirsiniz Bayan Izumi.
Something has to be done about these shape-shifters which is why you're here.
Bu Değişkenlerle ilgili bir şeyler yapılmalı bu yüzden buradasınız.
If you're all done, I want you out of here.
İşiniz bittiyse ayrılmanızı isteyeceğim.
You're probably not getting too much work done here, are you?
Burada iyi çalışamıyorsun, değil mi?
- You're done here.
- İşin bitti artık.
Ow. Hey, When you're done With that, I got something up here you can bite onl
Onunla işin bittiğinde, burada dişlemen için bir şeyim var.
Tell you what- - when we're done here I'll take you to the holodeck.
Burada işimiz bittiğinde, seni sanal güverteye götüreceğim.
We're all done here, but I'm taking you off active duty as of now.
Tüm işimizi tamamladık, ama şu andan itibaren sizi aktif görevden çekiyorum.
I'll be right here when you're done.
Bitirene kadar burada bekleyeceğim.
Walker, hit the steam room as soon as you're done here.
Walker, Burası bitince çabucak saunaya git.
Harry, when you're done here, give B'Elanna a hand with the shuttlecraft.
Harry, buradaki işin bittikten sonra,... mekik üzeride çalışmasında B'Elanna'ya yardım edin.
- Oh, no, I'll wait here till you're done.
- Hayır, işiniz bitene kadar bekleyim ben.
Now, if we're done here, you go to see Joe at the bank in the morning.
Anlaştıysak yarın sabah bankaya gidip paranızı Joe'dan alabilirsiniz.
I can stay out of your way here till you're done.
İşin bitene kadar seni bekleyebilirim.
Soon as you're done here, we need to talk.
Burada işin bitince, konuşmalıyız.
Pheebs, when you're done over there, we've got a situation over here too.
Pheebs, Orada işin bittiğinde buraya da bir el atmalısın.
No stopping anywhere, Joe, you come straight back here when you're done with them.
Hiçbir yerde durmak yok. Doğruca buraya geliyorsun.
We haven't done it in weeks, and we really need to rehearse it, and while you're here, we might as well take advantage of the time, please?
Tamam mı? Haftalardır yapmıyoruz. ve gerçekten provaya ihtiyacımız var.
With your permission, I'd like to fill in a complaint report for his assault on you, and when we're done here, I'll send these two over to arrest him, assuming he can be found.
Şimdi izninizle size yapılan saldırı için şikayet raporu dolduracağım ve burada işimiz bittiğinde iki arkadaşımı, bulunabilmesi umuduyla, onu tutuklamaya göndereceğim.
You have an appointment after you're done here?
Burada işin bitince bir randevunmu var?
you're done 550
you're done for 27
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
you're done for 27
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545