English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're going down

You're going down traduction Turc

1,439 traduction parallèle
You're going to ask me to come down, aren't you?
Benden aşağı inmemi isteyeceksin, değil mi?
But a couple years down the road you're going to start wondering,
Ama birkaç yıl sonra merak etmeye başlayacaksın,
You're going down.
Aşağıya ineceksin.
You're a fucking son of a bitch. If I go down there, I'm going to shit... right into your mouth, you faggot.
Eşşoğlu eşek senin babandır, it oğlu it, aşağıya inersem o ağzının orta yerine sıçarım ha, ibne, pezevenk, amına koyduğum
Otherwise, you're going down with them.
Aksi halde sen de onlarla birlikte harcanırsın.
I think if you were weak around him, you're going down his gullet, going down the pipe.
Tahminim, eğer zayıflık gösterirseniz, boğazından, midesine gidebilirsiniz.
You're going down now!
Şimdi düşüyorsun!
But now, you're going down.
Ama şimdi düşüştesin.
- You're going down.
- Sen düşüyorsun.
And at the beginning I want you all tense like that, just as if you're going down the steepest, steepest hill.
Havalı olmayın. Havalı olmak o kadar havalı değil. - Havalı olmak havalı değildir!
You're going down, Jimi!
Aşağı iniyorsun Jimi!
If these women are as fat as you say they are, they're going to die of a stroke or a heart attack... or down right fucking ugliness anyway. Now go home!
Eğer bu kadınlar söylediğin kadar şişmansa kalp krizi, inme veya hatta çirkinlikten ölebilir.
When you're on a medium like ABC's Wide World of Sports... and it's your run being beamed out to 1 50 million people, let's face it-if you put it down, it's going to change your life.
ABC'nin, Sporun Vahşi Dünyası gibi bir programa çıkıyorsanız ve 150 milyon insana gösterilme sırası sizdeyse kabul etmeniz gerek. Başarılı olursanız, bu hayatınızı değiştirir.
If you throw down the hottest run, you're going to be on SportsCenter.
En iyi kayışlardan birini yaparsanız, Sports Center'a çıkarsınız.
You're going down a certain path...
Doğru yoldan gideceksin...
I would advise you to calm down, sir, if we're going to get through this day.
Eğer bu günü atlatmak istiyorsak, size sakin olmanızı tavsiye ediyorum, efendim.
Speaking ofwhich, you're going down in flames at the father / son softball game Saturday.
Bu arada, Cumartesi baba oğul softbol maçında güme gideceksiniz.
That's it... you're going down!
Yeter bu kadar. Şimdi seni altıma alacağım.
You're going to need to write all of that down on this form.
Hepsini şu forma yazmanız gerek.
Road you're going down Patrick, leads right here.
Gideceğin yol Patrick buraya çıkıyor.
I just wanted to come down and say thank you for going to Baltimore yesterday, looking into this for us, but now that it's pretty obviously an Organized Crime case, we're going to go ahead and take over for you.
Sadece bir uğrayıp dün Baltimore geldiğiniz ve bizim için yaptıklarınız için teşekkür etmek istedim ama bunun bir organize suç olduğu açıkça belli olduğuna göre dosyayı sizden alıp biz devam edeceğiz.
We're going to sit down, the three of us, and I'm going to lay out for you clearly, what our options are.
Üçümüz oturacagiz ve ben açikça seçeneklerimizi sunacagim.
And you stand there talking like we're going to settle down and have kids.
- Öyle ama- - Sen de orada dikilip, sanki bir yere yerleşip çocuk yapacakmışız gibi konuşuyorsun.
And that's why you're going to turn his offer down.
İşte bu yüzden teklifini geri çevireceksin.
I think I know what's going on here. You're down about my relationship with Holly because you don't have anyone right now.
Holly'yle ilişkim moralini bozdu çünkü şu anda senin hayatında biri yok.
I'm afraid you're going to have to keep it down, okay?
Korkarım ki biraz daha sessiz olmanız gerek, olur mu?
Kit, you're going down a really bad road here.
Kit, konuyu saptırıyorsun.
You're going to be paralyzed from the waist down for the rest of your life.
Hayatının geri kalanı boyunca belden aşağın felç olarak kalacak.
I want to know what you're going to do to get my boys down.
Oğullarımı aşağı indirmek için ne yapacağınızı öğrenmek istiyorum.
You're in enough trouble already. I'm telling you, once he settles down, this is going to be a perfectly normal sleepover.
Sakinleştiği zaman tamamen normal bir misafirlik olacak bu
We are going down to the hospital and you're gonna have that lasered off right this...
Hastaneye gidiyoruz ve bunu lazerle sildiriyoruz hemen...
All I can tell you is... whenever that plane starts going down, they're still celebrating wedding anniversaries.
Emin misin? Tüm söyleyebileceğim, uçağın düşmeye başladığı zaman bunlara rağmen yıl dönümlerini kutlayacakları.
But you're just going to have to take a seat until the doctor comes down.
Ancak doktor gelene kadar beklemeniz gerekecek.
You're going to sit down.
Şimdi oturmanı istiyorum.
All right, well, we're going to try to run it down another way, but you should be prepared for that.
tamam, şey, bunu başka bir şekilde halledeceğiz, ama buna hazırlıklı olmasınız.
You're going to go down to San Diego with your friend Summer and her boyfriend- - your friend- - Zach, and you're going to keep it in yourtrousers, all right?
San Diego'ya gideceksin arkadaşın Summer ve sevgilisiyle senin arkadaşın Zach'le, ve pantolonunu çıkarmayacaksın tamam mı?
Tomorrow, you're going down.
Yarın sırtın yere geliyor.
And then when you're going down, you talk about how we're all the same but these systems keep us apart.
Tamam mı? İnişe geçtiğinde de herkesin aynı olduğunu ama bizi ayıran sistemlerin olduğunu söylersin.
You're going to let a lifetime of fucking history go down the drain You're going to let a lifetime of fucking history go down the drain'cause of some childish disagreement? 'cause of some childish disagreement?
Çocukça bir anlaşmazlık yüzünden, bunca yıllık arkadaşlığınızın güme gitmesine izin mi vereceksiniz?
You're going down, you potato-eatin'pansy!
Gebereceksin, Homo!
You're going down.
Gittikçe batıyorsun.
You're going down.
Alçalıyorsun.
You're going down.
Şimdi gidiyorsun.
"If you wish to bring anybody who's ever watched a building being demolished on purpose" "knows, that if you're going to do this, you have to get at the" "at the under infrastructure of a building and bring it down."
Eğer, herhangi bir zamanda bir binanın kasten yıkılışını izlemiş herhangi birini böyle bir şey yapmak üzere harekete geçirmeyi arzu etseniz, bilinir ki, eğer bunu yapacaksanız, binanın temelini hasar uğratmanız ve böylece de onu aşağı indirmeniz gerekir.
We don't know where we're going, we have no reference material and divers in this area, plus,... there are animals down there that can kill you.
Biz gidiyoruz nerede bilmiyorum, biz hiç bu alanda referans malzeme ve dalgıçlar, var artı,... sizi öldürebilir orada hayvanlar vardır.
I'm not going in the water feeling 100 % happy, but, once you have the camera in your hand, you're checking your focus, you're checking your lighting, you're communicating with your buddy If you let yourself start thinking about it too much you'll allways been looking over your shoulder, behind you and I'm sure we're gonna get moments where you get bumped by things down there.
Eğer elinizde kamera bir kez ama, Ben % 100 mutlu hissediyor suda değilim, Eğer odak kontrol ediyoruz, Eğer aydınlatma kontrol ediyoruz, Sen dostum ile iletişim bunu kendiniz düşünmeye başlayalım Eğer çok fazla size daima arkanızda, omuz üzerinden arıyordum olacak
Yeah. Look, if she don't give it up soon with this going on, all these people, they're gonna come down on you.
Bak, eğer yakın zamanda pes etmezse tüm bu olaylar için, herkes senin üstüne gelecek.
- You're going down.
- Siz ikiniz kaybedeceksiniz.
- You're going down.
- Hayır, sen kaybedeceksin.
Crazy Katie, you're going down.
Çılgın Katie, mahvolacaksın.
You're going to bring us all down
Hepimizi kırıp geçireceksin

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]