You're going out traduction Turc
3,374 traduction parallèle
You're not going out tonight?
Bu gece çıkmıyor musun?
You're going out like a champ.
Krallar gibi uğurlanacaksın.
We're going to have to get you out of there, now!
Sizi oradan çıkarmak zorunda kalacağız!
Unless you start to cool out, you're not going to make it on this job at all.
Ve sen ortağının başına alıp gitmemesine izin verdin, ve sonra doğrudan emre karşı gelip kendin de alıp başını gittin.
And then you're going to get married and have one kid, but it's gonna turn out to be septuplets.
Sonra da evlenip bir çocuk yapmaya kalkışırsınız bir de bakmışsın yedizleriniz olmuş.
You look like you're going to, so get it out of the way.
Hayır ama diyecekmişsin gibi duruyorsun, çıkar ağzındaki baklayı.
I prefer if you come out so we can discuss this like gentlemen. But I don't think you're going to do that.
Yüz yüze iki medeni insan gibi konuşmayı yeğlerdim ama tabii bunu yapacağını sanmıyorum.
Now, I'm not going to tell you your job, Prime Minister, but I can't see why you want to set me up as the head of a very expensive public inquiry team if you're going to dish out surmise and half-truth to the Fourth Estate before I've got my feet under the desk.
Size işinizi söylemek istemiyorum başbakanım ama medyaya yarı gerçekler ve kanaatlerinizi söyleyecekseniz böyle çok pahalı bir halk soruşturmasının başına beni neden getirdiğinizi anlamıyorum.
There's a consensus growing out there that you're going to burn bright, but brief.
Yükselen bir oybirliği var ama son sözü sen söyleyeceksin.
Well, looks like maybe you're going to be out of my hair soon.
Görünüşe bakılırsa yakında senden kurtulacağım.
You're going to go out of town for a little while.
Bir süre için kasabayı terk edeceksin.
So you're worried you're going to have to torture it out of me.
Demek yerini benden işkenceyle öğrenmek zorunda kalmaktan korkuyorsun.
So... unless you're going to stake me... why don't you get the hell out of my house.
O yüzden eğer kazığı bana saplamayacaksan neden evimden defolup gitmiyorsun?
I'm going to find out what you're up, Dawn.
Ne işler çevirdiğini bulacağım Dawn.
All right, you're scared you're not going to get in, so you're using something to blame just in case this all doesn't work out.
Okula giremeyeceksin diye korkuyorsun ve eğer giremezsen suçu atacak bir şey istiyorsun.
Well, Roz, if you came here to find out once and for all who the celebrity father of my unborn child is, I'm afraid you're going to have to wait for the graphic birth photos that grace the cover of the People magazine exclusive that hits newsstands in September.
Roz, eğer doğmamış bebeğimin babasının kim olduğunu öğrenmek için buradaysan maalesef Eylül ayında gazete bayilerine düşecek People dergisinin kapağını süsleyecek detaylı doğum fotoğrafları özel sayısını beklemek zorunda kalacaksın.
We're going to beat it out of you.
Ama dayağı yiyeceksiniz.
You're going to help out.
Ona yardım edeceğiz.
You're going to bring that chip to my place of business, and just maybe your girlfriend will walk out of here in one piece.
Çalıştığım yere çipi getireceksin.Belki böylelikle kız arkadaşın tek parça olarak çıkar.
You're supposed to keep going until your heart gives out... or you have an aneurism, or a cop gets lucky and shoots you.
Kalbin iflas edene, anevrizma geçirene veya bir polis seni vurana kadar dövüşeceğini düşündü.
And now you're going to have to watch me walk out that door.
Şimdi ben şu kapıdan çıkıp giderken beni izlemek zorundasın.
Knowing you're out there working so hard and then wondering if you're going to come home and in what condition.
Senin orada çok çalıştığını bilerek.. .. ve eve gelip gelmeyeceğini merak ederek ve ne halde.
You can either take the steps or you can go off the balcony because if you run into my wife on the way out of here, you're going to wish you had.
Ya kendin gidersin ya da seni ben balkondan aşağı atayım, çünkü karım gelmek üzere ve giderken ona rastlamanı istemiyorum.
He's staying over, in here, with me, and we're going to fuck so loud that it drowns out the noise of you fucking my mother!
Burada benimle kalıyor. Ayrıca o kadar gürültülü sikişeceğiz ki annemi becerirken çıkardığın o sesleri bastıracağız!
So you're going to try play second mummy while you sort out your abandonment complex?
Demek terk etme kompleksinle başa çıkabilmek için ikinci anne olma rolüne girdin?
Ain't going to be much longer, and we're gonna have you out of there.
Çok geçmeden seni oradan çıkaracağız.
You're going to take a yellow form and go to Mr Stabley's room now and you are going to tell him why I've sent you out of this class!
Bu sarı belgelerden bir tane alacaksın ve hemen Bay Stabley'in odasına gideceksin... -... ve ona seni neden sınıftan attığımı söyleyeceksin!
So unless Cal's dug himself some sort of Hamburglar escape tunnel, you're not going to be able to sneak back out.
Yani Cal tünel kazıp kaçmadıkça havalandırmadan geri çıkamazsınız.
You're going to help me get out of here... Or everybody dies.
Buradan çıkmama yardım edeceksin yoksa herkes ölür.
You're going out.
Sen çıkıyorsun.
You need to pull your head out of your musings and wake up to the fact that, if you stay, you're going to drown with the ship.
Kendini bu düşüncelerden kurtarıp burada kalırsan gemiyle birlikte boğulacağın gerçeğiyle yüzleşmelisin.
I can overlook it since I know what's going on in the world, but what about my boys who're out of work because of you?
Bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu bildiğimden bunlara göz yumabilirim. Ama öyle yaparsam işten çıkan adamlarım ne olacak?
You think they're just going to let us walk out of here alive?
Buradan canlı olarak çıkmamıza izin vereceklerini mi sanıyorsun?
You're going out again.
- Yine mi gideceksin?
He finds out, you're going to be Hoffa'd.
Öğrendiği zaman kayıplara karışırsın ama.
I'm just going to go out and say it- - you're no longer a perfect 10.
Söylemem gerek ki, artık 10 numara değilsin.
Uh, if you're going to ask me out, you'd better stop right there, mister.
Bana çıkma teklif edeceksen orada dur bayım.
You're going out?
- Dışarı mı çıkıyorsun?
If she's helping you study, there's no way we're going to be able to bail you out.
Eğer derslerinde sana yardım ederse paçanı kurtarmak için yapabileceğimiz hiçbir şey kalmaz.
We're going to get you out of here.
Sizi buradan götüreceğiz.
You're going out?
Dışarı mı çıkıyorsun?
So you're going to find out?
Kim olduğunu bulacaksın yani?
You can look where we're going, then I'll look out for lines.
Sen gideceğimiz yola bakıyorsun, ben de çizgilere dikkat ediyorum. Aynen öyle yapıyoruz.
I think missing out on something you're looking forward to is lamer than going with your mother.
Bence dört gözle beklediğin bir şeyi kaçırmak annenle gitmekten daha büyük bir zayıflık olur.
Well, the transfer unit's late, so you're going nowhere till all the detainees have cleared the gate on the way out.
Transfer unitesi ortada yok. Demek hiçbir yere gidemiyorsunuz. Taa ki son tutuklu buradan ayrılana kadar.
Well you're not going to meet anyone if you don't go out.
Ama dışarı çıkmazsan kimseyle tanışamazsın ki.
She's going to find out you're a chauvinist liar who has never cooked for her.
Senin hiç yemek yapamayan bir yalancı pislik olduğunu illa çözecek.
You're always going on about working late and sleeping in the office, and meanwhile, you're hanging out at dive bars picking up trash.
Sürekli işten geç çıkıyorsun ve ofiste uyuyorsun ve bu arada barlarda, beş para etmez kadınlarla takılıyorsun.
'Cause you can't keep turning the other cheek forever. You're going to run out of cheeks. Hey.
Çünkü sonsuza kadar kötülüğe kötülükle cevap vermeden duramazsın.
And we went inside there, and as we walked in the door, we could hear behind us the sound of the freighters as they're going down the river, and so it's like you're walking out of a Sherlock Holmes novel.
Sonra içeri girdik, kapıdan adımımızı atmamızla birlikte,... nehirden geçen yük gemilerinin seslerini duyabiliyorduk,... tıpkı bir Sherlock Holmes romanına ayak basmışız havasındaydı.
We're going to need you to run out for biscotti.
Bisküvi için dışarı çıkmana ihtiyacımız var.
you're going the wrong way 74
you're going to die 99
you're going to be a father 17
you're going down 158
you're going to hell 34
you're going too fast 33
you're going to lose 24
you're going to kill me 26
you're going to be great 24
you're going to 51
you're going to die 99
you're going to be a father 17
you're going down 158
you're going to hell 34
you're going too fast 33
you're going to lose 24
you're going to kill me 26
you're going to be great 24
you're going to 51