English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're going to love this

You're going to love this traduction Turc

118 traduction parallèle
I'm coming. Oh, you're going to love this place, Johnny.
Bu yeri seveceksin, Johnny.
You're not going to tell me we went through all this trouble for a silly love affair?
Bana kalkıp bu aptal aşk ilişkisindeki yanlışlıkları anlatmayacaksın?
You're going to love this.
Bunu seveceksiniz.
You're going to love this, Boxey.
Bu, çok hoşuna gidecek, Boxey.
You're going to love this, Boxey.
Bunu seveceksin, Boxey.
You're going to love this latest development.
Habere bayılacaksın.
You're going to love this.
Bayılacaksın.
Turn this thing off! You're going to love it!
- Bu çok hoşuna gidecek.
You're going to love this one.
Bu çok hoşuna gidecek.
you're all going to love this episode, i promise.
Hepiniz bu bölüme bayılacaksınız, söz veriyorum.
Well, no, Steve, but you're going to love this.
Buck!
Well, no, Steve, but you're going to love this.
Hayır, Steve, ama buna bayılacaksın.
You think because you toss this word "love" around like a frisbee, we're all going to get warm and runny?
Bu "sevgi" sözcüğünü bir frizbi gibi fırlatınca hepimizin sevgiyle dolacağını mı sanıyorsunuz? Hayır.
You're going to love this.
Bunu seveceksin.
You're going to love this.
Bayılacaksınız.
You're going to love this.
Hoşuna gidecek.
Come on, you're going to love this.
Hadi, bunu seveceksiniz.
They have a couple of tribes there, you're going to love this.
Orada birkaç kabile var, - buna bayılacaksın -...
In that case, you're going to love this.
O zaman, buna bayılacaksın.
Man, you're going to love this!
Buna bayilacaksin!
You're going to love this story.
Bu hikâyeye bayılacaksınız.
You're going to love this one.
Bunu çok seveceksiniz.
You're going to love this, Colonel.
Bunu seveceksin, Albay.
You're going to think this is crazy, but... I think I'm falling in love with you.
Bunu çılgınca bulacaksın, ama... sanırım sana aşık oluyorum.
But if you so much as make one more even slightly disparaging comment about the woman I love, you're going to be policing this town from a hospital bed, you hear me?
Ama sevdiğim kız hakkında tek bir aşağılayıcı söz söylersen, yemin ederim hastane yatağından polislik yaparsın. Anladın mı?
Oh, Fras... you're going to love this stuff I got from the farmer's market.
Fras pazardan aldığım bu kurtulmuş ete bayılacaksın.
And there are these dictionaries which you will carry at all times because in this class, we're going to Learn to Love words and their meanings.
Bu sözlükleri her zaman için yanınızda taşıyacaksınız çünkü bu derste kelimeleri sevmeyi öğreneceğiz ve anlamlarını.
You liked that thing, you're going to love this.
Çok hoşunuza gidecek, bayılacaksınız.
You're going to love this stuff.
Bunları çok beğeneceksiniz.
Well... you're going to love this.
Peki buna bayılacaksın.
You're going to love this.
Buna bayılacaksın.
You're a wonderful woman. And this guy, Andy, is going to love you.
Harika bir kadınsın ve şu Andy sana bayılacak.
Fight fan or feminist, you're going to love this story.
Dövüş hayranı veya feminist olun, Bu hikayeyi seveceksiniz.
Agent Sharpe, you're going to love this.
İyi bir haberim var Sharpe.
Oh, you're going to love this.
Buna bayılacaksınız.
Oh, you're going to love this.
Buna bayılacaksın.
Mm, you're going to love this one,
Bu seferkini seveceksin,
You're mother's going to love this.
Annen buna bayılacak.
Well, if you like that, you're going to love this.
Eğer hoşuna gittiyse buna bayılacaksın.
You're not going to believe what I just stumbled across- - this show I used to love when I was a kid, I Married a Mind Reader.
Ne seyrettiğime inanamayacaksın. Çocukken bu diziye bayılırdım. "Bir Akıl Okuyucuyla Evliyim".
- You're going to love this one.
- Buna bayılacaksın.
Oh, you're going to love this, Roger.
Buna bayılacaksın, Roger.
you're going to love this.
Şuna bayılacaksın :
You know, when you get over this cold, you and I are going to have a long chat, face to face, and I've got a feeling we're going to become the best of friends, and you're going to want to help me, too all the time, and you'll love it.
Bu soğuk algınlığından kurtulunca, sen ve ben uzun uzun konuşacağız... yüz yüze... ve benim en iyi dostlarımdan biri olacakmışsın gibi bir his var içimde. bana sürekli yardım etmek isteyeceksin ve buna bayılacaksın.
Yeah. You're going to love this.
Bunu seveceksin.
Oh, hey, since you mentioned husbands, this is great, you're going to love this.
Kocalardan bahsetmişken, bu harika, buna bayılacaksın.
SAUL : So, you're going to love this accounting program.
Bu muhasebe programına bayılacaksın.
Inspector, you're going to love this.
Kriminoloji trafikte sıkışmış.
You're going to love this guy.
Bayılacaksın bu adama.
No, no, no, you're really going to love this.
Hayır, hayır, hayır. Bunu kesinlikle seveceksin.
Yeah, well, if you liked that audible, you'll love this : We're really going to a strip club.
Eğer o fikri sevdiysen buna bayılacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]