You're gonna love it traduction Turc
590 traduction parallèle
And you're gonna love it.
Ve bayılacaksın.
Just get a whiff of that air. Honey, you're gonna love it.
Aşkım şu havayı bir içine çek, bak o zaman bayılacaksın.
John, if you're making love to me, I'm not gonna let you sit there and act as though it were the end of our lives.
John, eğer bana kur yapıyorsan senin öyle oturup sanki hayatlarımızın sonu gelmiş gibi davranmana izin veremem.
You're gonna love it on the road.
Yolculuğu seveceksin.
If it's love you're looking to get You're gonna get what you're looking for
Aşk bulmaya çalışıyorsan Aradığın şeyi bulacaksın
You're just gonna love it here with us, Johnny.
Burada bizimle olmaktan keyif alacaksın, Johnny.
Stop "kwetching." You're gonna just love it.
Dırdırlanmayı bırak. Bayılacaksın.
you're gonna say, "It was OK the day I got married, " and I didn't much mind the day I first fell in love, "but seeing the sky with the Great Waldo Pepper, that beats'em all!"
Sen de diyeceksin, "Evlendiğim gün fena değildi" Ve ilk âşık olduğum günü pek de önemsemiyordum "Ama Büyük Waldo Pepper ile gökyüzünü görmek, hepsini alt eder!"
You're gonna love it.
Bayılacaksın.
You're gonna love it!
Bayılacaksın!
You're gonna love it in the Army.
Orduya bayılacaksın.
- You're gonna love it.
- Bayılacaksın.
- You're gonna love it there.
- Orayı çok seveceksin.
It's my favourite pub, Charlie. You're gonna love it, I'm telling ya.
Benim en sevdiğim meyhane Charlie, oraya bayılacaksın.
You're gonna love it, Stan!
Bu arabayı çok seveceksin Stan!
You're gonna love it.
Çok hoşuna gidecek.
Oh, you're gonna love it. Love it!
Onu seveceksin, seveceksin!
- You're gonna love it here, Chris.
- Burayı seveceksin, Chris.
Oh, guilty but with a real good excuse. You're gonna love it, really.
Suçlu, ama gerçekten iyi bir mazeretle.
You're gonna love it. This is style and beauty.
Buna bayılacaksın, klâs ve güzel.
You're gonna love it.
Seveceksin, yavrum.
You're gonna love this, B.A. We did it in Jaws.
Buna bayılacaksın B.A. Bunu Jaws'ta yaptık.
I love you but you're gonna get it.
Seni seviyorum ama zorlama.
You're gonna love it here, Doc.
Burayı seveceksin doktor.
You're gonna love it.
Bu çok hoşuna gidecek. Yemin ederim.
Let me tell you about the coffee shop I'm gonna open up after I dump you off and get my $ 100,000. You're gonna love it.
Seni teslim edip 100 bin doları aldıktan sonra açacağım kafeyi anlatayım sana.
You're gonna love it there, baby.
Oraya bayılacaksın bebeğim.
You're gonna love it! Chef's been fixing his speciality, stuffed crab.
Şef spesiyalitesini hazırladı :
You're gonna love it!
- Hadi, senin de hoşuna gidecek!
- Take it easy. - You're just gonna love one of these kids.
İçlerinden biri mutlaka hoşuna gidecektir.
- Looks boring. - No. Oh, come on, you're gonna love it.
Kardeşimin öldüğü Annem ile babamın korku içinde kaçtığı kasabanın burası olduğunu... bir türlü unutamamıştım.
"Hide the soul." Trust me, you're gonna love it.
"Ruhu Sakla." İnan bana, seveceksin.
You're gonna love it, Tammy.
Bunu Çok seviceksin, Tammy.
You're gonna love It's a Wonderful Life.
"It's a Wonderful Life" ı seveceksin.
Don't worry, you're gonna love it.
Endişelenme, beğenirsin.
You're gonna love it.
Seveceksin.
- You're gonna love it.
- Çok seveceksin.
I'm sure you're gonna love it.
Seveceğinize eminim.
You're gonna love it, Rachael.
Çok seveceksin, Rachael.
- You're gonna love it.
Bunu seveceksiniz.
- Don't worry, you're gonna love it.
- Meraklanma, bayılacaksın.
- You're gonna love it.
Hemen dönerim.
- Chocolate mousse. You're gonna love it.
- Çikolatalı krema.
- You're gonna love it.
- Hayır, sevmeyeceğim.
- You're gonna love it. - Yeah? This is my favorite thing in the whole world.
Bu dünyada en çok sevdiğim şey.
- Okay. - ♪ You know, you're gonna have to face it You're addicted to love ♪
Tamam.
Oh, then you're really gonna love it.
O zaman buna bayılacaksın.
You're gonna love it.
Bu çok hoşuna gidecek.
You love me and you're gonna be hurt if I give up on you, so think about it.
Beni seviyorsun ve seni bırakırsam incineceksin. Bu yüzden bunu biraz düşün. Eve git.
You're gonna love it, Dad.
Bayılacaksın, baba.
you're gonna love it.
Bayılacaksınız.
you're gonna love it here 19
you're gonna have to kill me 35
you're gonna die 167
you're gonna make it 72
you're gonna be okay 646
you're gonna be fine 581
you're gonna do great 68
you're gonna pay for this 33
you're gonna be ok 87
you're gonna regret this 40
you're gonna have to kill me 35
you're gonna die 167
you're gonna make it 72
you're gonna be okay 646
you're gonna be fine 581
you're gonna do great 68
you're gonna pay for this 33
you're gonna be ok 87
you're gonna regret this 40