You're here for a reason traduction Turc
93 traduction parallèle
I know you're tired, gentlemen, but I brought you here for a reason.
Yorulduğunuzu biliyorum beyler, ama sizi buraya getirmemin bir nedeni var.
The real reason you had me up here is because... you're looking for a smooth operator who keeps his mouth shut.
Beni buraya çağırmanızın gerçek sebebi işini sessizce halleden ve çenesini kapalı tutacak birini arıyor olmanızdı.
We're here for a reason. And if we break it, we might blow the deal you know.
Biz bir nedenle buradayız, eğer onu bozarsak, anlaşmayı mahvedebiliriz, bilirsiniz?
You don't want me here for a reason. You're covering up.
Bir sebepten dolayı burada olmamı istemiyorsun?
At least you're here for a good reason.
En azından iyi bir nedenle buradasınız, Albay.
You're here for a reason, senor?
Buraya belli bir amaçla mı geldin?
You're here for a reason.
Lisa.
- I assume you're here for a reason. - Yes.
- Gelişinin bir sebebi vardır.
I could pretend you're here for just a regular reason.
Tamam, öylesine gelmişsin gibi yapabilirim. Tamam.
There's a rumor going around that the real reason you're here is to negotiate peace for your country?
Burada olmanın gerçek nedeninin ülken adına barış görüşmelerine katılmak olduğu yönünde dedikodular var.
But you three aren't... which leads me to guess,'cause I'm such a bright fellow... that you're here for a different reason. Forgive me for being distrustful... that probably means you're up to no good.
Ama üçünüz kullanmıyorsunuz... bu da beni düşündürüyor, çünkü ben çok zekiyimdir... başka bir sebepten dolayı buradasınız.
Sure, I would love to have him now, but... people are put on this earth for a reason, and you utilize the time that you're here.
Elbette, şu anda ona sahip olmak isterdim, ama... insanlar dünyaya bir nedenle konuluyor, ve burada geçirdiğin zamanı değerlendiriyorsun.
You're here for a reason, Mrs. McDuffy.
- Buraya gelmenizin bir nedeni olmalı "Mrs.McDuffy"
But if you agree to take it easy... no traveling for a few days until... we're totally in the clear I see no reason why he can't check outta here. Well, that's good news, isn't it? Just sign right here.
Ama sâkin olmayı başarırsan biz gitmeni söyleyene dek birkaç gün burada kalırsan buradan taburcu olmaman için sebep görmüyorum.
I don't know who you are or where you come from or what your story is, but for some reason or another I believe you. But if there's any way in hell that you're settin'... me up or fixing'to put a knife in my back, you better level with me right now,'cause I'm hanging my ass out on a limb here for you.
Ama bu bir tuzaksa, sırtıma saplânmış bir bıçak görürsem..
At least you're here for a reason.
En azından bir sebepten ötürü buradasın.
I have re-united to you here for a reason.
Hepinizi bir nedenden topladık.
I figure I'm trapped here for a reason... and you're part of that reason.
Bir sebeple buraya tıkılıp kaldım. Sen de bu sebebin bir parçasısın.
You're here for a reason.
Burada bulunmanın bir sebebi var.
You're here because you're looking for a reason not to drink.
Sizi içmekten vazgeçirecek sebebi bulmak için buraya geldiniz.
He can still help people. But you're here for a reason.
Ama Sen ben inanıyorum bir nedeni, için buradayız.
We know you brought us all here for a reason, so we're ready.
Bizi buraya getirmenin bir sebebi var biliyoruz. Ve hazırız.
So, I, uh, think you're here for a reason.
Sanırım, buraya bir şey için geldiniz.
Maybe you're here for a reason. To make a difference.
Belki burada olmanın nedeni bir fark yaratmaktır.
I assume you're here for a reason. What do you want from me?
Buraya bir nedenden dolayı geldiniz.
For those of you who aren't done, I apologize, but there's a reason why I'm up here and you're down there, and if you please, right now, we're going to go at my pace.
Sözlerini henüz bitirmeyenlerden özür diliyorum, ama benim burada sizin orada aşağıda olmanızın bir sebebi var. Müsaadenizle şimdi benim sıram.
You're here for a reason?
Bir sebepten dolayı mı buradasınız?
I think the case is a mere pretext and you're here for a more personal reason.
Bence bu vaka bir bahane ve buraya daha kişisel bir nedenden dolayı geldin.
You know that you're here for a reason.
Burada olmanın bir nedeni olduğunu biliyorsun.
The reason why you're here today - - Is that you are a top candidate for the job of Communications Director - - For Wennerstrom Group.
Bugün buraya gelmemin sebebi Wennerström Şirketinin İletişim Direktörü değişecek ve sen de en iyi adaylardan birisin.
Here's one reason-you're a lying, thieving scumbag raging alcoholic, so for you, a good time would include, you know, like, 12 cocktails and probably eventually pissing in the sink in the ladies'room.
- Tamam. Bir sebep göstereyim. Sen yalancı, hırsız ve adi bir alkoliksin.
You're still here for a reason, Annie.
Sen bir sebepten dolayı hale buradasın, Annie.
You know that you're here for a reason.
Burada bulunmanın bir sebebi olduğunu biliyorsun.
You're here for a reason.
Trishia burada bir nedenden varsın.
You're here for a different reason.
Senin buraya getiriliş nedenin başka.
You're here for a reason, you said.
Burada olmanın bir sebebi var demiştin.
You're here for one reason and one reason only- - to work on the q.E.D. Your volunteering here is starting to feel a little convenient.
Tek bir şey için buradasın. QED üzerinde çalışmak için. Burada gönüllü olman biraz işe yarar hale gelmeye başladı.
It's not the first place you'd think of to do physics, but, on the other hand, we're down here for a reason.
Fizikle ilgili aklınıza gelecek ilk yer değil ama, öte yandan buraya bir neden için indik.
Well, then you're standing on a table cursing at children for no reason because she doesn't work here anymore.
Öyleyse çocukların masasına çıkıp boş yere küfür ediyorsun, çünkü artık burada çalışmıyor.
You're saying that something has collected us all here for a reason?
Yani bunların bi nedeni mi var?
You're all still here for a reason.
Hâlâ burada olmanızın bir sebebi var.
Come on, you're here for a reason, whether you want to admit it or not.
Kabul etsen de etmesen de buraya bir şey için geldin.
Show that you're here for a reason.
Neden burada olduğunu göster.
This is a cemetery, so try to look like you're here for a reason.
Burası bir mezarlık, bir neden için buradasın gibi görünmelisin.
You're here for a reason.
Bir şey yüzünden buradasın.
I'm sure you're here for a reason.
Boş yere gelmediğinizden eminim.
You're all here for the same reason : a chance to purchase one of the deadliest weapons ever created... the Norseman device.
Hepiniz buraya aynı neden dolayı geldiniz bugüne kadar yapılmış en ölümcül silahı almak için Norseman'i.
I'm assuming you're here for a reason.
Burada bulunmanın bir sebebi var zannedersem.
Well, Mr. Arturo, the reason Dr. Dakota Silicon and I are here is not for you, per se, but rather for a fugitive we're tracking- - Ronald Marcum.
Şey Bay Arturo, Dr. Dakota Silicon'un ve benim burada olma sebebimiz siz değilsiniz daha çok Ronald Marcum için buradayız.
And I-I feel like that affected you at the beginning, and you have to just know that you're here for a reason, if you continue, and get the confidence.
Bizi zaten başından beri etkilemiştin. Şunu da bilmelisin ki, eğer bir şekilde yarışmaya devam edersen özgüvenini yükseltmeye çalış.
" you're here for a reason, you must enjoy this music,
" burada bulunmanın bir nedeni var, bu müzikten hoşlanmalısın,