You're in a good mood traduction Turc
245 traduction parallèle
- You're in a good mood.
- Gülebilirsin.
You're lucky I'm in a good mood today. Please leave.
Bugün iyiliğim üzerimde olduğu için şanslısın.Git buradan.
- You're not in a good mood?
- Keyfiniz yerinde değil mi?
I'm glad you're in such a good mood.
Moralinin iyi olmasına sevindim.
You're in a good mood.
Çok neşeli görünüyorsun.
You're lucky I'm in a good mood today.
Şanslısın iyi günümdeyim.
- I see that you're in a good mood.
- Bakıyorum da keyfin yerinde.
You're in a good mood.
Bakıyorum da tam havandasın!
I'm glad to see you're in such a good mood today, Baltar.
Bugün keyfinin yerinde olmasına sevindim Baltar.
You're in a good mood, Mr Fawlty.
Keyfiniz yerinde Bay Fawlty.
You're in a good mood, Franz.
Keyfin yerinde Franz.
You're lucky I'm in a good mood.
İyi günümde olduğum için şanslısın.
You're in a pretty good mood tonight.
- Bugün moralin çok iyi.
Pa, it seems like you're in a good mood.
Bugün iyi gününde gibisin, baba.
Well, you're in a good mood.
Bakıyorum gayet iyisiniz.
Boy, finally, you're in a good mood
Nihayet keyfin yerine geldi.
Nice to see you're in such a good mood, Dad.
Seni neşeli görmek çok güzel, baba.
♪ Keep them safe inside your heart. ♪ You're sure in a good mood!
Eminim iyi bir ruh hali içindesin!
Well, I'm glad you're in a good mood.
İyi havanda olmana sevindim.
You're in a disgustingly good mood.
Tiksindirici bir şekilde keyfin yerinde.
Gee, you're in a good mood.
Pek neşelisin.
At least when you're doing a novel, you're in a good mood. Audra.
En azından roman yazarken daha keyifli oluyorsun.
I'm glad to see you're in a good mood.
Bugün neşeli olmana sevindim.
You're in a good mood.
İyi durumdasın.
Nice to see you're in such a good mood.
Seni neşeli görmek çok güzel, baba.
You look like you're in a good mood.
İyi bir ağacın içinde gibisin.
Since you're in a good mood, you and plantier can handle that suicide.
Keyfin yerinde olduğuna göre, Plantier'le birlikte intiharla ilgilen. Biraz acele et.
- You're in a good mood.
- Keyfin yerinde. - Evet.
It's great to be home. Since you're in such a good mood, I think we should celebrate.
İyi durumda olmanı kutlamamız lazım.
- Mm. You're in a good mood.
- Bakıyorum iyi durumdasın.
- Good-bye, Surf Club! - ♪ You're in the mood for a dance ♪
Güle güle sörf kulübü!
- You're in a good mood.
Bugün neşen yerinde.
I wasn't going to speak again... but as you're in such a good mood... I'll say one more thing to please you.
Tekrar konuşmayacaktım ama böyle keyifli bir anında olduğundan dolayı seni memnun etmek için bir şey daha söyleyeceğim.
You're in a good mood.
Bakıyorum da bugün günündesin.
You're certainly in a good mood, Dad.
Gerçekten keyfin yerinde baba.
You only cook Hungarian food when you're in a really good mood.
- Paprikeli tavuk pişiriyorsun. - Paprikalı. Macar yemeklerini sadece keyfin yerindeyken yaparsın.
- Well, you're in a good mood again.
- Evet, tekrar iyi bir ruh haline girmişsin.
- You're in a good mood.
- Bakıyorum, keyfin yerinde.
You're in a good mood, huh?
- Bakıyorum bugün havandasın.
For a guy who just lost his job, you're in a good mood.
İşini yeni kaybetmiş biri için keyfin bayağı yerinde.
You're in a good mood.
İyi bir ruh halindesin.
How come you're in such a good mood?
Niye bu kadar mutlusun, ha?
- You're in a good mood.
- Bugün çok neşelisin.
- You're in a good mood.
- Keyfin yerinde galiba.
You're in a good mood.
Ruh halin iyi gibi.
I thank you for your concern and glad you're in a good mood, et cetera
İIginize teşekkür ederim.
Your daddy's in a really, really bad mood, and if you're really good, You're gonna get some whizzers- - I promise.
Babanızın keyfi hiç yerinde değil, eğer uslu olursanız "whizzers" alacaksınız, söz.
- You're in a good mood.
- Neşen yerinde.
You're in a really good mood.
Çok neşelisiniz.
Sound like you're in a good mood.
Keyfin yerinde gibi.
You're in a good mood.
Keyfin yerinde.