You're in denial traduction Turc
114 traduction parallèle
You're in stage two, denial.
Sen 2. evredesin, reddetme.
Tell you what I think. I think you're in denial.
- Bence inkar ediyorsun.
Richard, you're in denial.
- Richard, inkar ediyorsun.
Fine, but you're living in denial and suppressing rage, motherfucker.
- Bana uyar. Ama bir yalanı yaşayıp, öfkeni bastırıyorsun, anasına soktuğum.
You're in denial. That's typical.
İnkar ediyorsun.
- You're in denial, Dad.
- İnkar ediyorsun baba.
You're in a state of denial, Lois.
Şu an inkarcı bir ruh halindesin, Lois.
This is a major problem, Bill. You're in denial, fine, I'm not.
- Bu çok ciddi bir sorun Bill.
You're in denial.
İnkar ediyorsun.
You're in denial.
Bu inkâr mekanizmasıdır.
See, it's you that's gay, but you're in denial so you act out your gay persona with a homosexual puppet.
Yani eşcinsel olan sizsiniz, ama inkâr ediyorsunuz. Onu homo bir kukla ile dışarı vuruyorsunuz.
You're in denial.
İnkar halindesin.
You're in denial.
Kabullenemiyorsun.
You're in a bit of denial. Richie was a disturbed kid.
Göz ardı ediyorsun gibime geldi T. Richie her zaman sorunlu bir çocuktu.
You're in denial.
İnkâr ediyorsun
You're in serious denial.
Bir şeyler hissetmene yol açarlar. Onunla yatarsın ve mahvolursun.
But I think you're in denial.
Ama sanırım inkar aşamasındasın.
When you're in the kind of denial I'm in, there's just no room for packing.
Şu anda benim yaptığım gibi inkâr devresindeysen, toplanmak söz konusu bile olmuyor.
So you're in the denial stage.
Yani şuan inkâr safhasındasın.
You're a liar in denial
# Bilinmeyen yerlere yat.
- Dad, you're in denial.
- O sadece reddediliyor.
I think you're in a bit of denial, Mrs. Moore.
Bence durumu inkâr ediyorsunuz, Madam Moore.
He's a chronic alcoholic and you're in complete denial.
Burada inkârcı, kronik bir alkolik var.
Judith, denying you're in denial is not denial.
Tamam, şöyle yapalım.
Can't you see you're in denial?
İnkâr halinde olduğunu anlamıyor musun?
Peter, I think maybe you're in denial about this fat thing.
Peter, sanırım sen kendi şişmanlığını inkar etme düşüncesindesin.
Oh, come on, we're in the same situation, except you're in denial.
Yapma, aynı durumdayız ama sen inkar ediyorsun.
You're in denial.
İnkâr ediyorsun.
And I think you're in a lot of denial.
Bence de sen her şeyi reddediyorsun.
You're in denial.
Her şeyi reddediyorsun.
I mean, if you think this can be written off... as a simple coincidence and it ends there... you're in serious denial.
Bunun basit bir tesadüf olarak yorumlanabileceğini düşünüyorsan, büyük bir inkar içindesin. Peki ya siz?
Maybe you're in denial of your exotic past.
Belki de ekzotik geçmişinizi inkâr ediyorsunuz.
You're living in denial
Sizin hayatınız yalan.
yeah, you know, clark, i'm playing my best zone defense, but i think you're in denial territory about what lana knows.
Evet, Biliyorsun, Clark, senin tarafında olmak için çok çabalıyorum, ama sen Lana'nın bildikleri ile ilgili inkar bölgesindesin.
You're in denial.
- İnkar ediyorsun.
I just... I think you're in denial.
Sanırım bunu reddediyorsun.
If you keep living in this denial, you're just going to protect his killer.
Eğer inkar içinde yaşamaya devam ederseniz, yapacağınız tek şey, katilini de korumak olur.
- You're not healthy.You're in denial.
- Sen sağlıklı değilsin. Sen olanları reddediyorsun.
You're in denial, and you're angry.
Reddediyorsun ve sinirlisin.
You're in denial, you're angry, and you use sex as weapon to deflect it.
Olanları reddediyorsun ve sinirlisin. Ve seksi bunu aşmak için bir silah olarak kullanıyorsun.
You're choosing to be in denial?
İnkâr ederek mi yaşamayı seçiyorsun?
You are so in denial right now And you're doing what you always do in relationships :
Şu an kabullenmek istemiyorsun... ve ilişkilerinde her zaman yaptığın şeyi yapıyorsun :
Once again, you're in denial about the data.
Gerçekleri görmüyorsun.
You're so in denial, man.
Amma inkar ediyorsun, adamım.
Amanda, you're in denial!
Amanda, bunu inkar ediyorsun!
It sort of feels like you're in denial.
Hala inkar ediyormuşsun gibi geliyor.
... leads me to believe that you're already in an early stage of denial.
... inkar devresinde olduğunu düşünmeme yol açıyor.
Since I'm 17 and you're in denial.
17 yaşıma girdiğimden ve sen inkâr ettiğinden beri.
Since I'm 17 and you're in denial. Oops.
17 yaşıma girdiğimden ve sen inkâr ettiğinden beri.
Tim, you're in denial.
Tim, inkar ediyorsun.
You're the one who went to Iran in December 2006 for the president of that country's Holocaust "denial" conference.
Aralık 2006 da "Yahudi soykırımını inkar konferansı" ülke başkanlığı için İrana... giden kişilerden biriydiniz.
you're invited 50
you're in here 32
you're in good hands 87
you're in a hurry 34
you're in over your head 30
you're in charge 189
you're in trouble 151
you're interested 30
you're incredible 103
you're in my way 44
you're in here 32
you're in good hands 87
you're in a hurry 34
you're in over your head 30
you're in charge 189
you're in trouble 151
you're interested 30
you're incredible 103
you're in my way 44