English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're incredible

You're incredible traduction Turc

437 traduction parallèle
You're incredible, Edouard.
İnanılmazsın, Edouard.
You're incredible.
İnanılmaz birisin.
Allow me to say that you're an incredible vision.
Cidden muhteşem görünüyorsunuz.
What you're asking this court to believe is that, with freedom before you, you deliberately turned your back on it, and by an incredible ride and a noble disregard for your own life, you saved that patrol from annihilation.
Şimdi anlattıklarına bakarsak, Rutledge. Mahkemenin neye inanmasını istersin, önce kaçmak istediğine mi,.. ... sonra bilerek isteyerek o kadar yolu katedip,..
You're incredible.
İnanılmazsın.
- You're incredible.
- İnanılmazsın.
You're incredible... or absolutely crazy.
İnanılmazsın... ya da tamamıyla delisin.
You're up against some incredible minds here. I think this guy's gonna be a supreme court justice... this guy's gonna run Wall Street... this guy might be president of the United States.
Burada bazı inanılmaz beyinlere karşısın... bunların bazıları Anayasa Mahkemesi üyesi olacaklar... bazıları, Wall Street'i yönetecekler... şu herif, ABD Başkanı olabilir.
I covered firsthand the incredible story... you are about to see re-created in this motion picture.
İşlenen dehşet verici cinayetler için anlatılanlar... gözden geçirilip bu film oluşturuldu.
And the excitement, the sense of excitement, especially if you're getting shot at, is just incredible.
Ve heyecan, heyecan hissi hele ki vurduğunuzdaki, sadece inanılmaz.
You're absolutely incredible.
Kesinlikle inanılmazsın.
You know, you've always been our favorite nephew, even though you're an incredible coward.
Sen, her zaman en sevdiğim yeğenimdin.
- You're under incredible strain.
- İnanılmaz gergin görünüyorsun.
The work you're doing is incredible.
Yaptığınız iş inanılmaz.
You're incredible!
Hayret bir şey! Hayret bir şeysin!
As I told you on the phone, Mrs. Maier, what we're trying to learn is how to tap into that really incredible reserve of human strength that all of us have, and only use about 20 % of.
Size telefonda söylediğim gibi Bayan Maier... Hepimizin içinde saklı olan inanılmaz bir insan kuvveti var, ve biz gerçekte bunun ne kadarını kullanıyoruz, bunu öğrenmeye çalışıyoruz.
Then - Then to top it all, you have the incredible arrogance... of thinking you're the only person in the world with a conscience.
Hepsinin de ötesinde, şu dünyada vicdan sahibi olan tek insan olduğunu düşünen akıl almaz bir küstahlığa sahipsin.
You're incredible
İnanılmazsınız
No, you're not wrong. lt's incredible!
Hayır, yanılmıyorsun. Bu inanılmaz!
Well, you know, I could imagine a life, Wally... in which each day would become an incredible, monumental, creative task... and we're not necessarily up to it.
Bir yaşam hayal edebiliyorum Wally her gününün inanılmaz, muazzam ve yaratıcı olabileceği ve bunda biz olmasak da olur.
You're incredible!
İnanılmazsın!
I wanted to tell you I think you're an incredible dancer.
Olağanüstü bir dansçı olduğunu söylemek istedim.
You're incredible, Callahan.
İnanılmazsın Callahan.
Master, you're incredible!
Usta, siz harikasınız!
I think you're incredible.
Bence sen inanılmaz birisin.
It's just that I'm working on getting you... into one of the biggest dance competitions... which can lead to incredible exposure... and you're telling me you want to be a street dancer.
Sen benden sizi en büyük dans yarışmalarından. birine sokarak iyi bir sokak dansçısı olmak istediğini mi söylüyorsun.
- You're incredible.
- Şaşırtıyorsun.
You're a great skier, but he's incredible.
Sen harika bir kayakçısın Lane, ama o inanılmaz.
- Chiun, you're incredible.
- Chiun, sen inanılmaz birisin.
I've never seen anything like that you're incredible all of the day is work now let's get back to the Whispering Woods
Hiç böyle bir şey görmemiştim. - İnanılmazsın. - Hepsi sıradan şeyler.
You're an incredible flake.
İnanılmaz derecede yapmacıksın.
You're incredible.
Müthişsiniz.
- It's too incredible. Lewis, I know you, and I know that sometimes you're so eager to be liked that you don't take the time to see people for who they really are.
Lewis, bazen o kadar fazla sevilmek istiyorsun ki insanların gerçekte nasıl olduğunu anlamıyorsun.
You know, honey, you're incredible.
Biliyorsun, tatlım, sen inanılmazsın.
Doug says you're incredible with women.
Doug, kadınlar konusunda harika olduğunu söyler.
You're incredible.
İnanılmazsınız.
Celeste, I know this is sudden but you're the most incredible thing that's ever happened to me.
Celeste, biliyorum, bu çok ani oldu... ama sen şimdiye kadar başıma gelen en inanılmaz olaysın.
You're incredible!
Harikasın!
You're a person with incredible strength and vision.
Sen, muhteşem bir güce ve vizyona sahip birisin.
You're positively an incredible human being.
Sen inanılmaz bir insansın.
I think you're incredible.
Harikaydın.
Pete, it's great that you're here. We've got incredible news.
Pete, burada olman harika, çok önemli bir haberimiz var.
You're incredible!
Pes doğrusu!
These things he said to you, they're pretty incredible.
İnanılmaz şeyler söyledi.
Audrey, that perfume you're wearing is incredible.
Audrey, parfümün harika kokuyor.
You're incredible!
- Sen inanilmazsın!
You're incredible!
Harika görünüyorsun!
I think you're an incredible genius. I've dreamed of doing business with a man like you.
Sadece bir şeyin hayalini kurdum ve bu sizin gibi bir adamla iş yapmak.
Don't move! You're incredible.
Çok iyisin.
You're an incredible dancer.
Harika bir dansçısın.
Just an incredible young athlete. If you haven't seen him before, you're in for a real treat.
Eğer onu daha önce görmediyseniz bu öğleden sonra bu imkana kavuşacaksınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]