English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're innocent

You're innocent traduction Turc

1,086 traduction parallèle
Some say you're innocent.
Bazıları senin masum olduğunu söylüyor.
It wasn't what you think and if you're so innocent, why are you here?
Düşündüğün gibi değil ve eğer masumsan, burada ne işin var?
You know we're innocent but it doesn't matter to you lt doesn't matter because you're just following orders
Masum olduğumuzu biliyorsunuz! Ama bunun sizler için bir önemi yok. Bir önemi yok ; zira sizler emirlere uyuyorsunuz verilmiş emirlere!
As for the photo shop, your boss should see, simply because it's right, that you're innocent.
Ve büyük ihtimalle şikayetini geri çekmesini sağlayacağız. Fotoğrafçı ve elemanına gelince, patronunuza göre önemli olan sadece ahlak adına, sizin tüm şüphelerden temize çıkmanız.
You're incurably innocent.
Sen masumsun.
But you've been a straight-A student all your life, so... the only conclusion I can draw is, either you're innocent, or you've been stealing tests since you were in nursery school.
Ama hayatın boyunca notların hep A olmuş, o yüzden... bundan çıkarabileceğim tek sonuç, ya masumsun, ya da anaokulundan beri soruları çalıyorsun.
You're innocent in this matter.
Bu konuda masumsun.
You're so innocent!
Ne kadar masumsun!
I'm afraid you're rather innocent.
Korkarım ki pek safsınız, dostum.
You're innocent.
Sen çok masumsun.
You're young... you look normal, you're innocent.
Sen gençsin normal görünüyorsun, masumsun.
We're completely innocent. You are fired, Miss Drake.
- Kovuldunuz bayan Drake.
So, you're innocent?
Ne yani sen masum musun?
You're innocent.
Sen masumsun.
You're hurting innocent people.
Masum insanlara zarar veriyorsunuz.
Look, if you want them to believe you're innocent, the four of you are gonna have to take the stand and convince them.
Bakın, masum olduğunuza inanmalarını istiyorsanız dördünüz de tanık sandalyesinde onları ikna etmelisiniz.
If you're innocent...
Masumsan...
- I think you're innocent.
- Masum olduğunu düşünüyorum.
- Because you're innocent.
- Çünkü masumsun.
I just want to know you're innocent
Sadece senin masum olduğunu bilmek istiyorum.
Now that was just an innocent window, and you saw what I did to that. You know who you're dealing with?
O yalnızca suçsuz bir pencereydi ve ona yaptığımı gördünüz!
He don't give a damn if you're innocent.
Masum olmam ya da suçlu olmam adamın umurunda değildi. Beni öldürmekten bahsedip duruyordu.
Pearl says you're innocent.
Pearl, masum olduğunu söylüyor.
You find out for yourself. - Well, maybe this time you're innocent.
- Belki de bu kez masumsundur.
Jimmie, you're innocent.
Jimmie, sen masumsun.
You're actually innocent.
Sen suçsuzdun.
I know that you're innocent, even if you've forgotten.
Sen unutmuş olsan bile, ben senin masum olduğunu biliyorum.
If you're innocent?
Masum olup olmadığını mı?
You're the kind of person that gets innocent bystanders killed.
Senin gibiler yüzünden masumlar öldürülür.
You may have sweet - talked a couple of innocent kids into doing this trash but now you're talking to a man.
İki masum çocuğu- - Bu saçmalığı yapmaya zorlamış olabilirsiniz, Ama şimdi karşınızda bir yetişkin var!
And why, might I ask, do you need a lawyer, if you're as innocent as you make out?
Dediğiniz gibi masumsanız, avukata neden ihtiyaç duyuyorsunuz acaba?
- You're innocent, right?
- Sen masumsun, doğru mu?
You're growing opium and killing innocent men!
Kolay mı sanıyon bunu tutmayı, birazdan sıçcam bi yana.
You're pretty innocent, right?
Tamamen masumsun, değil mi?
- You're such an innocent, such a prude.
- Çok safsın, çok erdemli.
-... you're gonna kill an innocent fowl?
Sen kim, o zalim ve barbar, iğrenç ve ahlaksız olduğunu düşündüm?
Therefore, you're innocent.
Bu yüzden masumsunuz.
You're dealing, then, with someone so obsessed... that he or she is willing to kill an irrelevant and innocent victim... in order to place the blame on the person who wrote that book.
O halde karşınızda, yazarı zan altında bırakmak için masum birini öldürecek kadar hasta ruhlu biri var demektir.
It has to be an illusion, cos you're innocent.
Bir yanılsama olması gerekir, çünkü sen masumsun.
You exploit the innocent because you're unwilling to shoulder the burdens of unpleasant emotions.
Siz masumdan istifade ediyorsunuz. Çünkü hoş olmayan duygularınızın yükünü omuzlamakta isteksizsiniz.
Surely you'd give us the chance to prove we're innocent?
Bize masum olduğumuzu kanıtlama olanağını da tanımayacaksınızdır herhalde?
One second they're cute innocent youngsters, than you turn your back on them for a moment and...
Bir saniye sevimli masum gençler, bir dakikalığına arkanı dönünce...
Richard, I know you're innocent!
Richard, masum olduğunu biliyorum!
You're the only one that believes I'm innocent.
Masum olduğuma bir tek sen inanıyorsun.
You're going to prove me innocent and then there will be millions.
Masum olduğumu ispat edersen milyonlarım olacak.
It's a war. You're one if its innocent victims. I'm sorry for your trouble.
Bu Bir savas, Sen de onun masum kurBanlarindan Birisin, çektiginiz sikintilar için üzgünüm,
At least you're not hitting innocent bystanders.
Hayır iyi. En azından, artık masum seyircileri vurmuyorsun.
And you're talking about the microfilm... which holds the recipe for turning cocaine... into innocent-looking cookies?
Bahsettiğin mikrofilm de kokainin masum..... görünüşlü kurabiyelere nasıl dönüştürüleceğini..... anlatan tariflerden mi oluşuyor? - Evet
- I would like to think that you're innocent, monsieur.
Masum olduğunuzu düşünmek isterim, Monsieur.
If you're innocent, you'll go free.
Masumsan, özgürce gidersin.
I'm guilty! - I know you're innocent!
- Masum olduğunu biliyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]