You're my boss traduction Turc
288 traduction parallèle
Listen, you, you're my dog, and I'm your boss.
Bak, sen benim köpeğimsin ve patron benim.
You're not my boss.
Patronum değilsin.
I'm the boss. You're not my boy.
Sen benim oğlum değilsin.
You're not the boss in my house, Mr. Benedict... but I'll go along with you this time.
Bu evde patron siz değilsiniz Bay Benedict. Ancak bu seferlik izin vereceğim.
It's also true... that I'm fond of you, that you're my boss, and that I don't want to confuse things, for your sake.
Sizden hoşlandığım, benim patronum olmanız ve işleri iyiliğiniz için karıştırmamak istediğim de ayrıca doğru.
You're gonna get my seats wet, and my boss is gonna kill me.
Koltukları ıslatırsın sonra da patronum beni öldürür.
- You're not my boss.
- Benim patronum değilsin.
And you're my boss.
Ve sen benim patronumsun.
You're not my boss.
- Bak, sen benim patronum değilsin.
I want to do something outdoors, where I'm my own boss. You're your own boss now.
Açık havada kendi kendimin patronu olacağım bir şey yapmam lazım.
I want to be my own boss in a firm, you're everybody's slave.
Ben kendi işimin patronu olmak istiyorum bir firmada herkesin kölesi olursun.
You're no longer my boss.
Artık benim patronum değilsin.
You're my brother, not my boss, okay?
Sen benim ağabeyimsin, patronum değil, tamam mı?
My boss just wanted me to call you folks and let you know we're going to be making... a very important announcement today at the clean air hearings.
Patronum sizi arayıp bugün temiz hava oturumlarında önemli bir açıklama yapacağımızı bildirmemi istedi.
I call my boss "mister" after 7 years, but I walk in here, a stranger and I'm calling you Rick and Sheila like we're in an AA meeting.
Patronuma 7 yıl sonra bile "bay" diyorum. Burada bir yabancıyım ve Rick, Sheila diyorum ; sanki Alkolikler toplantısı.
You're not my boss anymore, so don't give me any orders.
Artık benim patronum değilsin, o yüzden bana emir veremezsin.
- Yes. - Too bad you're not my boss now.
- Ne yazık ki şu an patronum değilsin.
- You're not my boss.
- Bana emredemezsin.
You're my boss.
Sen benim patronumsun.
You're my boss, technically speaking.
Teknik olarak, artık benim patronumsun.
You're not my boss!
Benim patronum sen değilsin!
- My boss says we're cutting you off.
- Patronum kesinti yapacağımızı söyledi.
- You're my boss's boss.
- Hayır. Patronumun patronusun.
You're not the mother of me and you're not my boss.
Annem değilsin, patronum değilsin. Annem değilsin!
You're not my boss!
Patronum değilsin!
I probably wouldn't consider dating you because you're my boss.
Muhtemelen seninle çıkmayı düşünmezdim, çünkü sen benim patronumsun ve birlikte çalışıyoruz.
Maybe he feels awkward because you're my boss.
Belki patonum olduğun için uygunsuz hissetmiştir.
You're not taking a deli slicer to my boss.
Patronumu kesmeyeceksin.
My boss tells me you're not sure about moving.
Patronum bana taşınmak istemediğini söyledi.
You're a card-carrying male chauvinist pig, who is my boss, coming off a divorce, going through some sort of midlife crisis.It would be so dumb to let myself...
Sen şoven domuzluğu, gururla taşıyan birisin, benim patronumsun, boşanmak üzeresin ve bir çeşit orta yaş krizindesin. Kendimi bırakmam için aptal olmam gerekiyor.
You're my boss.
Sen patronumsun.
No matter what, you're my boss.
Gerçekleri öğrendiğim zaman ağlarım... Şimdi kalbim boş ~
It's bad enough you're going out with my girlfriend's Boss- - i don't want details.
Harika. - Kız arkadaşımın patronuyIa çıkman yeterince kötü, detayIarı verme.
Whatyou don't understand is you're just my boss, but Ivy's my sister.
Anlamıyorsun. Sen sadece patronumsun.
And you're my best boss.
Sen benim en iyi patronumsun.
YOU'RE MY BROTHER-IN-LAW, MY BOSS, MY FRIEND.
Sen benim kardeşimsin, patronumsun, arkadaşımsın.
... because you're my boss, and we work together.
İşe yarayabilir. Ama Helena bunu almak istemeyecektir.
See, now we're getting into this whole strip forensics thing and I'm not so sure I can hang with that even if you are my boss.
İşte, şimdi sapık dedektiflik şeyine bulaşıyoruz. Patronum bile olsan bu kadarına dayanabileceğime pek emin değilim.
Whatever you're doing scared my boss shitless.
Her ne yaptıysanız benim patronu harbiden korkuttunuz.
Listen, l-l don't know what line of work you're in, but I've never seen my boss's ass,
Dinle, nasıl bir iş için burada olduğunu bilmiyorum,... fakat patronumun.ıçını hiç görmedim.
You're not my boss.
Sen benim patronum değilsin.
You're not my boss today, all right?
Bugün patronum değilsin tamam mı?
No, Robert, I'm your boss. And as long as I am, you're my bitch.
Şimdi işine dön.
- You're not my boss.
Sen benim patronum değilsin.
Twenty-six and you're my new boss.
Yirmi altı ve sen benim yeni patronumsun.
I gotta report to my boss and you're not gonna like that.
Patronuma rapor edeceğim ve bundan hiç hoşlanmayacaksınız.
You're not my boss. You can't fire me
Patronum değilsin, sen kovamazsın!
You're not my boss anymore, so don't give me any orders.
Artık benim patronum değilsin, Yani bana emir veremezsin.
You know you're my boss, it's against the rules.
Patronum olduğunu, kurallara aykırı olduğunu biliyorsun.
You know you're my boss, you know it's against the rules, you know I keep saying no. It's the chase.
Patronum olduğunu, bunun kurallara aykırı olduğunu, sürekli hayır dediğimi biliyorsun.
So... you're my new boss.
O zaman, yeni patronum sensin.
you're my rock 22
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my mom 23
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my mom 23
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234