English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're my man

You're my man traduction Turc

1,009 traduction parallèle
- You're also the man who's responsible for making me feel my age lately.
- Sen ayrıca son günlerde bana yaşımı hissettirmekten sorumlu kişisin.
Now that you know that you're Knox's man and my friend.
Knox'ın adamı ve benim dostum olduğunu biliyorsun.
It's not that I don't trust you, but when you're in love at my age... every man that looks at your woman is a menace.
Sana güvenmediğimden değil, ama benim yaşımda aşık olunca kadınına bakan her erkek açık bir tehdit.
That's why. You're just a nice old man with whiskers, like my mother said.
Uzun beyaz sakalları olan iyi kapli bir ihtiyarsın sadece.
Young man, you're beginning to exhaust my patience.
Genç adam, sabrımı tüketmeye başladınız.
You have every right, my dear man, and so do I... so we're even.
Sizin her türlü hakkınız var, benim de ; yani eşit durumdayız.
You're my guarantee I'll get to the man I want.
İstediğim adamları yakalamamın garantisi sensin.
Young man, I'd remind you you're my daughter's guest.
Delikanlı, unutma kızımın konuğusun.
You're a man after my stamp!
Sen benim adamımsın.
My, you're a busy little man these p.m.'s, aren't you?
Gece yarıları meşgul, küçük bir adamsın değil mi?
You're a good man. You are my friend.
İyi bir adamsın ve benim dostumsun.
Rassendyll, you're a man after my own heart.
Sen, kendi canımdan sonra geliyorsun Rassendyll.
So now you're my leading lady, and I'm your leading man.
sen benim önderim kadınsın, ben de senin önderin olan erkek.
You're both entitled to your opinions, but I still say that he's not my idea of a romantic leading man.
İkinizin görüşüne de saygı duymakla beraber şahsi görüşümce onun romantik bir başrol oyuncusu olmadığını yineliyorum!
You're the first man I've danced with since I've been in America... except my father.
Amerika'ya geldiğimden beri dans ettiğim ilk erkeksin... Babam hariç.
I must say, you're a man after my own heart.
- çok hoşuma gittiğini itiraf etmeliyim.
You know, you're the most mixed-up man - I've ever met in my life.
Biliyor musun sen hayatımda karşılaştığım en karmaşık erkeksin.
You're a man who appreciates my position.
Konumumu takdir eden bir adamsın.
You're a con man at heart, my boy.
Sen benim kalbimde her zaman, karşı tezi bulan adam olarak yaşayacaksın, adamım.
You know, Mr. Horgan, since my father died... you're the only man who ever went out of his way to help me.
Biliyor musunuz Bay Horgan Babam öldüğünden beri... bana yardım etmek için elinden geleni yapan tek kişi sizsiniz.
Well, for my dough you're still a fighting man.
Benim için elin hâlâ silah tutuyor. Benimki de öyle.
You're a married man and it's none of my business.
Sen evli bir adamsın ve beni ilgilendirmez.
My assistant outside thinks you're the kind of man who isn't bright enough to make a good detective.
Dışarıdaki yardımcıma göre sen iyi bir detektif olacak kadar zeki biri değilmişsin.
If you prefer to think that you're the only man in my life.
Hayatımda tek erkek olduğunuzu düşünmek istersiniz.
You're a worried old man who's soon going to die, but I have all my life before me.
Sen, yakında ölecek olan, üzgün yaşlı bir adamsın ama benim önümde koca bir hayat var.
Young man, this is the last time you're ever going to take my daughter out!
Genç adam, bu, kızımı son kez dışarı çıkarışın!
And I shall love her for all my life. You're doin'an awful thing - putting'a man to the test of his principles.
Ve bütün hayatım boyunca da seveceğim.
Is that right, Professor? You call my old man a thief and my sister a liar, and tell them you're gonna dump'em out here in the desert?
Sen benim yaşlı adama hırsız, kız kardeşime yalancı mı diyorsun ve de onları burada çölün ortasında bırakacağını mı söylüyorsun?
You're a brave man, but Tom Morgan is my responsibility.
Cesur bir adamsın, fakat, Tom Morgan benim sorumluluğumda.
You're scared this is the last job, so you make a big noise like a conscience so the big man don't say you been goofing off all my life.
Bunun son işin olmasından korkuyorsun bu yüzden sanki büyük bir vicdan sahibiymiş gibi lak lak ediyorsun sen adam olsaydın ömrüm boyunca bir işe yaramadığımı söylemezdin.
My friend, you're a very brave man.
Dostum, sen çok cesur bir adamsın.
- The tax man my hat! You're not being sensible!
Senin hiçbir şekilde düşünmediğini görüyorum.
- That's the way. You're my kind of man.
Chance.
You're my kind of man, Iaddie.
Profesör Smith?
You're a man after my own heart.
Sen çok iyi niyetli birisin.
You're my man, others don't count. "
Benim erkeğim sensin. Diğerleri sayılmaz! " diyordun.
Oh, my dear young man, I do hope you're not going to be difficult.
Ah be delikanlı! Umarım sen de bu kadar zorluk çıkarmazsın.
I know you on account of you're the only man in this whole building who can say my name without making it sound like a joke.
Bu binada soyadımla dalga geçmeyen tek kişi sizsiniz. ( Turtle-Kaplumbağa ).
You're my kind of man!
Adamımsın be!
You're marrying Ceely because your old man figures it's one way to get his hooks into my property.
Ceely ile evleniyorsun çünkü senin ihtiyar adam arazime kancayı atmanın bu yolla olacağını düşünüyor.
Johnny, you're my man
# Johnny, erkeğimsin
Johnny, you're my man
# Johnny, benim erkeğimsin
Granville, you're wasting my time. The man's a mystic.
Granville, gizemli bir adam.
You'd better re-set your watch, my good man!
Saatinizi ayarlasanız iyi olur, beyefendi!
You're the man who interviewed my husband about loyalty.
Kocamı, sadakati konusunda sorguya çeken kişi sizdiniz.
My dear man, you're in luck...
Değerli arkadaşım, sen çok şanslısın.
General Tanz, to my mind you're a model man in every respect. Except one.
General Tanz, bana göre, bir şey hariç her açıdan örnek birisiniz.
You're a charming young man, but I had hoped for a more advantageous marriage for my daughter.
Dinleyin genç dostum, çok naziksiniz ama kızım için daha ışıltılı bir düğün düşünüyorum!
You ´ re like my old man, except you ´ re bigger and younger.
Babam gibisiniz, sadece daha iri ve gençsiniz.
No! You're not at fault, my good man!
Hayır, haksız da değilsin, sen!
You're the man who killed my only brother.
Sen tek kardeşimi, öldüren adamsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]