You're my mom traduction Turc
580 traduction parallèle
You're not clean enough to bring in the house with my mom...
Hayır, evimin kadını olacak kadar temiz değil...
You're my mom's john.
Annemin müşterisisin.
- See if you're making it with my mom.
- Annemle yattın mı, yatmadın mı diye.
You can call my mom and let her know when you're coming.
Annemi arayıp ne zaman geleceğini söylerim.
Because I'm your mom and you're my son.
Çünkü annenim ve sende benim oğlumsun.
You may tell her that. You're only wasting your time and my mom is wasting her money.
O bakımdan, ne siz zamanınızı, ne de annem parasını boş yere kaybetmesin!
My mom will shit if she knows you're driving this car.
Annem arabasını kullandığını duyarsa ağzımıza sıçar.
You're my mom.
Sen benim annemsin.
And, Mom, if you're listening, I'd like to tell you that this really isn't my fault.
Ve anne, eğer dinliyorsan bunun gerçekten benim hatam olmadığını söylemek isterim.
Only my mom yaughy me yhay yhe secrey yo makeup is yo make iy look like you're noy wearing any.
Sadece annemin öğrettiği makyaj sırrıyla makyaj yapmıyormuş gibi görünüyordum.
You're right, Mom, and I will not be seen sitting next to my little brother in "since" class.
Haklısın, anne, "Ten" dersinde küçük kardeşimle yan yana... oturmayacağım.
You're right, Mom, and I will not be seen sitting next to my little brother in "since" class.
Sizin de eviniz çok güzel görünüyor. Her neyse. Gördüğünüz gibi Steve'le ben kumsala gidiyoruz.
You're the one that killed my mom's dog?
Annemin köpeğini öldüren siz misiniz?
- You're my mom's friend, aren't you? - Shh!
- Annemin arkadaşısın, değil mi?
You're like my mom now
Sen şimdi annem gibi davranıyorsun
Mom, you and Dad, you're my parents, you know that.
Anne, sen ve babam, sizler benim ailemsiniz, bunu biliyorsunuz.
You're still my hero, Mom.
Hala benim kahramanımsın, anne.
Mom, you're messing up my mane!
Anne, yelemi bozuyorsun!
You're hitting my mom!
Anneme vurdun!
You're hitting my mom?
Anneme vuruyorsun?
Take my Mom, and when you're done with her, west lobby, tube dress, stiletto heels.
Annemle konuş, işin bittiğinde..
Mom, you're stepping on my heels and knocking my shoes off!
Anne, topuklarıma basıyorsun ve ayakkabılarımı çıkarıyorsun.
Of course you're my parents. Mom- -
Tabi ki ailemsiniz anne.
So... you're Jennifer Sisko, but you're just not my mom. That's right.
Yani sen Jennifer Sisko'sun ama annem değilsin.
- You're not my fucking mom.
Lanet olası annem değilsin!
I'll just- - I'll ask you if you're my mom, okay?
Ben sadece ben olur musun diye soracağım, tamam mı?
If you're watchin pornos in my mom's room again, I'm gonna give you a fuckin'beatin'!
Yine odamda porno seyrediyorsan seni geberteceğim.
You're assholes for what you did to my mom!
Anneme yaptıklarınız için ikiniz de birer aşağlıksınız!
You're talking about the noise £ º the car alarm £ ¬ the buzz saw £ ¬ my mom.
Siz sesten bahsediyorsunuz Araba alarmı, testere, annem.
You know £ ¬ take some cookies £ ¬ my mom made those. They're pretty good.
İsterseniz annemin yapmış olduğu kurabiyelerden alın. çok güzeller.
You're not my real mom!
Sen benim gerçek annem değilsin!
So, if your mom is my mom and my dad is your dad..... and we're both born on October 1 1th... then you and I are, like...
Pekala, senin annen, benim annem ve benim baban, senin babansa ve ikimiz de 11 Ekim'de doğduysak o zaman sen ve ben, şey...
Anyhow... I don't know whatyou're doing this weekend... but my mom's leaving town... and she's letting me borrow the car, so, you know...
Her neyse... Bu hafta sonu ne yaptığını bilmiyorum ama annem şehir dışına çıkıyor ve arabasını almama izin veriyor...
My mom is dead because she got hit by a baseball, and you're small because you were born a sick baby.
Annem öldü, çünkü ona bir beyzbol topu çarptı sen küçüksün, çünkü hasta bir bebek olarak doğdun.
What're you doing in my mom's room?
Ne yapıyorsunuz annemin odasında?
I don't mean that you're... but my mom said she've seen you before.
Senin şey yaptığını kastetmiyorum... ama annem seni daha önce görmüş olabileceğini söylüyor.
Hey, my mom says you're not supposed to call it a penis Kenny.
Annem ona penis demememi söyler hep, Kenny.
My mom's trying to be French in here and you're £ £
Annem burada Fransızca dersini takip etmeye çalışıyor.
What're you doing to my mom?
Anneme ne yapıyorsunuz?
You're gonna meet my mom.
Annemle tanışacaksın.
Listen, you're not gonna call my mom, are you?
Dinle, annemi çağırmayacaksın, değil mi?
His mom told me to invite friends to my shower but I've only been hanging with her. You're the first girl I've met here under 370 years old.
Annesi, partime arkadaşlarımı davet etmemi söyledi ama onunla çok fazla vakit geçirdim ki burada, 370 yaşın altında tanıştığım ilk kişisin.
Well, if you're my mom, what do you expect?
Sen annem olduğuna göre daha başka ne bekliyorsun?
To wake my mom. Oh no you're not.
- Hayır uyandırmayacaksın?
If you're my mom, then how come you're not older?
Eğer annemsen, nasıl olurda yaşlanmazsın?
If you help my mom, even if you're still mad, in a way nobody could- -
Ona kızgın olduğun halde anneme yardım edersen..
You know, you're right about my mom.
Biliyor musun annem konusunda haklıymışsın.
You're not gonna tell my mom, right?
Anneme söylemeyeceksiniz değil mi?
You're not my real mom!
Sen benim gerçek annem değilsin.
You're even a better cook than my mom.
Annemden bile daha iyi aşçısınız.
- I told my mom you're changing schools.
- Anneme okul değiştirdiğini söyledim.
you're my rock 22
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234
you're my guest 25
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234
you're my guest 25