You're not alone anymore traduction Turc
54 traduction parallèle
You're not gonna be alone anymore.
Artık yalnız olmayacağını.
You're not alone anymore.
- Artık yalnız değilsin.
You're not alone anymore.
Artık yalnız değilsin.
I guess you're not used to sleeping alone anymore.
Galiba artık eskisi gibi yalnız uyumaya alışık değilsin.
There's some guy out there gunning'for you. You're not going anywhere alone anymore.
Dışarıda bir açığını kollayan adamlar var ve sen tek başına hiçbir yere gitmiyorsun.
You're not playing alone anymore.
Artık yalnız başına oynamıyorsun.
You're not alone anymore.
Artık yalnız değilsiniz.
You got me now, honey. You're not alone anymore.
Şimdi ben varım, tatlım, Artık yalnız olmayacaksın.
Well, you're not alone anymore, Dexter.
Ama artık yalnız değilsin, Dexter.
Well, you're not alone anymore.
Artık yalnız değilsiniz.
Don't worry, you're not alone anymore.
Ama merak etmeyin ; artık yalnız değilsiniz.
Well, you're... you're not alone anymore.
Artık yalnız değilsin.
You're not alone, Audrey. Not anymore.
Artık yalnız değilsin Audrey.
God gave it to me who was alone and had nothing. But you're not alone anymore. I'm here for you.
Abby, seni hayata döndüreceğime söz verdim.
But you're not alone anymore.
Ama sen artık yalnız değilsin.
But you're not alone anymore.
Ama artık tek başına değilsin ki.
But you're not alone anymore, Parker.
Artık tek başına değilsin ki, Parker.
You were confused and alone, but you're not anymore.
Yalnızdın ve kafan karışmıştı. Ama artık öyle değil.
Yeah, you've probably just realized how much hard work it takes to become a decent violinist, let alone a good one, and you're not sure anymore whether it's worth the trouble, whether you're talented enough, whether you can handle the pressure.
Evet, muhtemelen iyi değil de saygın bir kemancı olmanın ne kadar çaba gerektirdiğini daha yeni fark ettin ve artık çile çekmeye değer olduğundan yeterince yetenekli olduğundan, baskıyı kaldırabileceğinden emin değilsin.
You're not alone anymore!
Artık yalnız değilsin!
Well, you're not alone anymore, are you?
Artık yalnız değilsin, değil mi?
But you're not alone anymore.
Ama sen yalnız değilsin.
It's not much, but... you're not alone anymore.
Çok fazla değil ama artık yalnız değilsin.
You're not alone in the world anymore, Ron.
Artık dünyada yalnız değilsin, Ron.
You're not that woman who was too scared to be alone, not anymore.
Yalnız kalmaktan deli gibi korkan kadın değilsin artık.
You're not alone anymore, Asians deliver at 30,000 per kilo, almost half than you.
Artık tek sen yoksun. Asyalılar kilosu 30.000'den teslim ediyor... -... neredeyse yarı fiyatına.
You're not working alone anymore.
Artık yalnız çalışmıyorsun.
You're not in this alone anymore.
Yalnız değilsin.
You're not doing this alone anymore, Alyson.
Artık bunu tek başına yapmıyorsun, Alyson.
But at least you're not alone anymore.
Ama artık yalnız değilsin en azından.
Well, you're not alone anymore. We're here now. Yeah.
- Artık yalnız değilsin, biz varız.
You're not here alone anymore.
Artık yalnız değilsin.
Serge, you're not alone anymore.
Serge, artık yalnız değilsin.
And you're not doing this alone anymore.
Ve artık bu işte yalnız değilsin.
We may not be working together anymore... but you're not alone, Karen.
Artık beraber çalışmıyor olabiliriz fakat sen yalnız değilsin Karen.
Well, you're not alone anymore.
Artık yalnız değilsin.
Look, you're not in this alone anymore.
Dinle, artık yalnız değilsin.
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not wrong 99
you're not stupid 85
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not wrong 99
you're not stupid 85
you're not going anywhere 673
you're not listening to me 216
you're not alone 369
you're nothing to me 17
you're nothing 173
you're not making any sense 120
you're not my father 78
you're not helping 147
you're not supposed to be here 135
you're not going 189
you're not listening to me 216
you're not alone 369
you're nothing to me 17
you're nothing 173
you're not making any sense 120
you're not my father 78
you're not helping 147
you're not supposed to be here 135
you're not going 189