You're not going anywhere traduction Turc
1,571 traduction parallèle
You're not going anywhere.
- Gidiyorum. Hiç bir yere gitmiyorsun.
- No. You're not going anywhere.
Hiçbir yere gitmiyorsun.
You're not going anywhere with the children
Çocuklarla hiçbir yere gitmiyorsun.
You're not going anywhere.
Sen bir yere gitmiyorsun.
- Ma, you're not going anywhere.
- Hiçbir yere gitmiyorsun anne.
Unless you're going to press charges, I'm not going anywhere with you.
Hakkımda bir suçlama olmadığı sürece, sizinle bir yere gitmiyorum.
You're not going anywhere!
Hiçbir yere gitmiyorsunuz!
You're not going anywhere.
Hiçbir yere gitmiyorsun.
And you're not going anywhere.
Ve sen hiçbir yere gitmiyorsun.
Okay, look, I said we would cooperate with you, but they are employees of the SBPD, and they're not going anywhere without my detectives.
Tamam, bak, sizinle işbirliği yapacağız. Ama onlar SBPD çalışanıdır. Detektiflerim olmadan hiç bir yere gitmiyorlar.
You're not going anywhere.
Hiç bir yere gitmiyorsun.
- You're not going anywhere.
- Bir yere gidemezsin.
You're not going anywhere until we get the tests back.
Test sonuçlarını alana kadar hiçbir yere gitmiyorsun.
You're not going anywhere, Jimmy.
Sen hiçbir yere gitmiyorsun, Jimmy.
But I'm beginning to wonder. And until I find out, you're not going anywhere.
Hayır, fakat sanırım tahmin edebiliyorum ve ben, kesin olarak öğrenene kadar sen hiç bir yere gitmiyorsun.
You're not going anywhere.
Hiç bir yere gitmiyorsunuz.
Don, you're not going anywhere.
Don, hiçbir yere gitmiyorsun.
The important thing is I am here, and I am not going anywhere until you're safe and he's under arrest.
Önemli olan, yanında olmam ve o tutuklanıncaya kadar güvenliğin için hiç bir yere gitmemem.
You're not even going to get anywhere near that place.
Oranın yakınına bile yaklaşamazsınız.
re d'at the restaurant this morning. You're not going anywhere until the police get here!
H, bu sabahki restorandaki şef garson.
- You're not going anywhere.
- Bir yere gitmiyorsun.
- Okay... you're not going anywhere.
- Tamam. Hiçbir yere gitmiyorsun.
It's cool.I'm just gonna take a- - you're not going anywhere. You have a gun.
Silahın var.
But you're gonna have to break up with me,'cause I'm not going anywhere.
Ama benden ayrılmak zorunda kalırsın çünkü ben hiçbir yere gitmiyorum.
See, you're not going anywhere.
Gitmiyorsun. Demek itirazın yok.
For what it's worth, Sir, it, um... it means a lot knowing That the decision didn't come from you. You're not going anywhere.
Bir kıymeti var mı bilmiyorum efendim, ama bu kararı sizin vermemiş olmanız benim için çok önemli.
You're not going anywhere?
başka bir yere gitmiyorsun ya?
Sit down, you're not going anywhere!
Otur, bir yere gitmiyorsun!
You're not going anywhere.
Bir yere gittiğin felan yok.
I'm not going anywhere, and I know you're not going anywhere, either.
Ben hiçbir yere gitmiyorum. Senin de gitmediğini biliyorum.
- You're not going anywhere!
- Hiçbir yere gitmiyorsun!
You're not going anywhere.
Hayır, koca adam. Hiçbir yere gitmiyorsun.
You're not going anywhere! Neither is he!
- İkiniz de bir yere gitmiyorsunuz.
You're not going anywhere.
Hiçbir yere gitmiyorsunuz.
You're not going anywhere, Thomas.
Hiçbir yere gitmiyorsun Thomas.
You're not going anywhere.
Hiç bir yere götüremezsiniz.
But you're not going anywhere.
Ama sen hiçbir yere gitmiyorsun.
You're not going anywhere, Sal.
Hiçbir yere gitmiyorsun, Sal.
You're not going anywhere!
Hiçbir yere gitmiyorsun!
- You're not going anywhere, baby.
- Hiçbir yere gitmiyorsun, bebeğim. - Hey.
No one's going anywhere with you, John, because they're not crazy.
Kimse seninle bir yere gitmiyor, John. Çünkü onlar deli değil.
- So why don't we move out and - - you're not going anywhere.
- Hiçbir yere gitmiyorsun.
You're not going anywhere
Hiçbir yere gitmiyorsun.
We're not going anywhere, sis. But you, maybe it's time you go.
Hiç bir yere gittiğimiz yok, ama senin gitme vaktin geldi.
- You're not coming. - No, we're not going anywhere.
- Bir yere gitmiyoruz.
Not that you're going anywhere, because you live here.
Sen bir yere gitmiyorsun tabii, burada oturuyorsun.
Until you figure out who burned you, you're not going anywhere.
Sonuçta... sizi yakanın kim olduğunu bulana dek,.. hiçbir yere gitmiyorsunuzdur
Bottom line - - until you figure out who burned you, you're not going anywhere.
Sonuçta... sizi yakanın kim olduğunu bulana dek... hiçbir yere gitmiyorsunuzdur..
Bottom line... until you figure out who burned you, you're not going anywhere.
Sonuçta... sizi yakanın kim olduğunu bulana dek... hiçbir yere gitmiyorsunuzdur.
Bottom line - until you figure out who burned you, you're not going anywhere.
Sonuçta... sizi yakanın kim olduğunu bulana dek... hiçbir yere gitmiyorsunuzdur. - = ÇEVİRİ :
If that voice brings you back to us, we're not going anywhere.
Eğer o ses seni geri bize getirirse, bir yere gitmiyoruz, buradayız.
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not ready 114
you're not gonna die 103
you're not wrong 99
you're not stupid 85
you're not serious 282
you're not listening 211
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not ready 114
you're not gonna die 103
you're not wrong 99
you're not stupid 85