English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're nothing to me

You're nothing to me traduction Turc

299 traduction parallèle
You're nothing to me except as one of your family.
Ayrıca siz bizim için aile üyesisiniz.
You're so sure of it, it leaves me nothing to say.
O kadar eminsin ki diyecek sözüm kalmıyor.
You're telling me you've nothing more to live for. Is that it?
Artık yaşamak için bir nedenin olmadığını söylüyorsun, öyle mi?
You're the last man in the world who'd expect me to let her go for nothing.
Onu karşılıksız bırakmayacağımı en iyi sen bilirsin.
You wouldn't want me to say nothing about how you're framing Michael.
Michael'ı nasıl oyuna getireceğinizi kimseye söylememi istemezsin.
Of course we all know you're a busy man, Boris Lermontov, but do you mean to tell me you have noticed nothing?
Tabii hepimiz meşgul bir insan olduğunu biliyoruz Boris Lermontov ama hiçbir şey fark etmediğini söyleyebilir misin?
Nothing against you but I think you're taking your time to release me.
Özür dilerim ama.. Suçsuz olduğum için serbest bırakılmamı talep ediyorum.
You're nothing to me, just a badge and an office, that's all. Get yourself killed. You're nothing to me.
Beni kandıramazsın evlat sen inatçının birisin, akıllı olup beni dinlersen çok iyi yapacaksın.
You're nothing to me.
Bana bir şey ifade etmiyorsun.
I can remember my daddy used to say to me, "you're going to wind up nothing but a good-for - nothing troubadour."
Veya koruma çemberi olabilir.
You're the last man alive to expect me to let her go for nothing. I can see you're a straight sort, Governor.
Gördüğüm kadarıyla sağlam adamsın patron.
You're nothing to me.
Benim için hiçbir şeysin.
Oh, you're going to nothing me to death.
Oh, beni öldürmek için bir şey yapamazsın.
You're trying to confuse me I have nothing to do with this
Benim aklımı karıştırmağa çalışıyorsunuz. Benim bununla bir ilgim yok.
Now, you're telling me to take it easy, and he's saying he don't know nothing.
Sen sakin ol diyorsun, o da bir şey bilmediğini söylüyor.
It's nothing to me they're as much strangers to me as they are to you.
Benim için önemli değil sana olduğu kadar bana da yabancılar.
You're nothing to me.
Gözümde gram değerin yok.
Enough now, you're leaving me nothing to wash.
Yeter artık, bana yıkayacak bir şey bırakmadın.
Fredo you're nothing to me now.
Fredo artık benim gözümde bir hiçsin.
It's time for me to show you you're worth nothing.
Beş para etmez olduğunu gösterme zamanım geldi.
Help me, girls! - We're listening to you, witnesses! - We've nothing to do with this trial.
[NEŞELİ MÜZİK ÇALAR]
Doris, I appreciate what you're trying to do, but nothing you can say would make me feel any better.
- Doris, yaptığını takdir ediyorum ama söyleyebileceğin hiçbir şey bana kendimi daha iyi hissettirmeyecek.
You're right, I'll ask them to wind up their business I have nothing to say but I have only got money twice none has been sent to me since I also suffered the danger of being assassinated
Haklısın, onlardan daha iyi bir iş bulmalarını isteyeceğim! Eminim seni dinlerler, ama anlamadığım bir şey var... Uzaktayken bana sadece 2 kere para gönderdin sonra tamamen unutuldum!
To me, you're nothing but a snake in the grass anyway.
Gözümde, çayırda dolaşan bir yılandan farkın yok.
Seems to me it is your duty to help us, and you're doing absolutely nothing about it!
Bana, göreviniz bize yardımcı olmak gibi gelmişti, ve bu konuda hiçbir şey yapmıyorsunuz!
But if you're asking me whether I think he's capable of doing that... I saw nothing that would lead me to that conclusion.
Ama eğer bana bunu yapacak potansiyele sahip olup olmadığını soruyorsan... bu sonucu çıkartmama neden olacak hiçbir şey görmedim.
You've done nothing with the laundrette, and now you're trying to screw me up.
Çamaşırhanede bir bok yapmadın, ve şimdi de beni becermeye çalışıyorsun.
I want you to stay close to the center of things, but you're to do nothing until you're instructed by me.
Olayları yakından takip edeceksiniz. Ama benden emir almadığınız sürece hiçbir şey yapmayacaksınız.
I know you were planning to fix me some nice nothing for supper, but you're better freeze it, because Steve and I are going to the track tonight.
Akşam yemeği için bana bir şey hazırlamayacağını biliyorum. Ama sen iyisi mi zahmet etme çünkü, Steve ve ben bu akşam yarışa gideceğiz.
You're not gonna know nothing about nothing in a minute, unless you talk to me.
Konuşmazsan bir daha hiçbir şey hakkında birşey bilemeyeceksin!
- You're no good to me now. - I've been nothing but loyal to you.
Kalksam, senin götüne bi koysam.
You're no good to me, now. There's nothing you can do for me.
Benim için yapabileceğin bir şey yok.
Whistle now! I don't know what you're trying to pull, but nothing you do will work on me!
Ne dümen çevirmeye çalışıyorsun bilmiyorum, ama ne yaparsan yap işe yaramayacak!
Freddo, you're nothing to me now,
Freddo... Şu an benim için hiçbir şey ifade etmiyorsun.
You have nothing to lose by telling me what you're doing here.
Burada ne yaptığınızı bana söylemek için, kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.
If you're in here, you've got nothing to worry about from me.
Eğer buradaysan, benden endişe etmeni gerektiren bir şey yok.
You're telling me that leads to nothing?
Hiç önemli olmadığını mı söylüyorsun?
Because the last time I tried to talk to you... you didn't have nothin'to say to me, I have nothin'to say to you. I have nothing to say to him. And you're gonna tell him that for me.
Çünkü son konuşmamızda ne senin bana söyleyecek bir şeyin vardı, ne de benim sana.
Don't say nothing to me. Just sit down and act like you're waiting for somebody that's supposed to meet you.
Hiçbir şey söyleme, otur ve bekliyormuş gibi davran.
I suppose now you're going to tell me that kiss meant nothing.
Sanırım şimdi de bana o öpücüğün bir anlamı olmadığını söyleyeceksin.
Well your constant references to your sexual prowess are nothing if not overcompensatory and lead me to think that you're a misogynist who is very insecure.
Şey cinsel yeteneğine yaptığın sonsuz referanslar aşırıya kaçmaktan başka bir şey değil ve kadınlardan nefret eden, kendine güvensiz birinin lafları.
You're nothing to me!
Benim için bir hiçsin.
You're nothing but trouble to me, but I still love you.
Başımın belasısın ama yine de seni seviyorum.
If you're telling me... that there's nothing you can do to help Kes,
Bana söylediğiniz... Kes için yardım edecek bir şeyinizin olmadığıysa, basitçe bunu kabul etmem mümkün olmayacaktır.
IT JUST PROVES TO ME THAT YOU'RE NOTHING BUT A VAIN, PETTY, SELF-CENTERED, EGOMANIACAL...
Bana hiç bir şey yapmadığını kanıtlıyorsun kendini beğenmiş, dar kafalı, bencil, benmerkezci...
- You're nothing to me.
- Sen benim için bir hiçsin.
If you take the rap for me, you're a minor. They won't do nothing to you. "
Bu yüzden suçu üstlenirsen küçük olduğun için sana birşey yapmazlar. "
Nothing personal, but to me you're nothing more than $ 62 and some change.
Üzerine alınma ama, benim için 62 dolar ve bozukluktan başka birşey değilsin.
Frost... you're nothing to me... but another dead vampire.
Frost... benim için hiçbir şey ifade etmiyorsun başka bir ölü Vampirden başka.
I know you'd like nothing better than to shoot me. But, in order to do that, you're gonna have to shoot through young Tom here.
Şu anda tek istediğin beni vurmak, ama beni vurmak için Tom'a ateş etmen gerekecek.
You're out, you lost your stuff kid I'll take it from here look, Melissa, when this apartment came open, I saw this is a real opportunity for me to meet someone now, this has nothing to do with not wanting you in the building but... but... these...
- İşte anladın. - Hayır yapamam. Pete, sana söylemem gereken bir şey var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]