You're the greatest traduction Turc
456 traduction parallèle
But, you're the greatest.
Siz, en iyisisiniz.
I'd say you're the greatest teacher alive if you make that good.
Bunu gerçekleştirebilirsen dünyadaki en iyi öğretmen olduğunu kabul edeceğim.
Think you're the greatest circus owner since P. T. Barnum.
Bence P.T. Barnum'dan sonra en büyük sirk sahibi sizsiniz.
And Barrymore said to me, "Claude... you're the greatest Polonius of your day!"
Ve Barrymore bana dedi ki "Claude, zamanının en ünlü Polonius'sun."
You're the greatest lawyer since Darrow.
Darrow'dan bu yana en iyi avukat sensin.
You grab a partner when you hear a band And you're the greatest dancer in the land
Müziği duyunca kendine bir eş bulursun Dünyanın en iyi dansçısı sen olursun
You're robbing science of the greatest secret that's ever come to it.
Bilimin en büyük sırrı olabilecek birşeyi yok edemezsin.
As long as I work for Monumental, you're the greatest.
Monumental için çalıştığım sürece en büyük sensin.
Show me the greatest tragic actor... or the lowest red-nosed comic in burlesque... and I'll show you an entertainer. We're all...
Bana en büyük trajedi aktörünü gösterin ya da en kötü palyaçoyu ben de size eğlence insanı neymiş göstereyim.
You're the greatest, and we know it.
Sen en büyüksün, biliyoruz.
Tails of lizards, ears of swine, chicken gizzard soaked in brine, on your feet, be not afraid, you're the greatest with a blade!
Kertenkele kuyrukları, domuz kulakları, salamura edilmiş tavuk taşlıkları, ayağa kalk, korkma, bir kılıçla en büyük sensin!
You're gonna go down in history... as the greatest lover there everwas.
Gelmiş geçmiş en büyük aşık olarak tarihe geçeceksin.
What flying Folks, you're seeing the greatest.
Ne uçuş ama! Şahane bir yarışa tanık oluyorsunuz millet!
Because, Rupert, I believe that you're the greatest manager in the world.
Çünkü, Rupert... bence sen dünyanın en büyük menajerisin.
Rupe, you're the greatest manager in the world.
Rupe, sen dünyanın en büyük menajerisin.
We're on the verge of positively confirming one of the world's greatest discoveries, and you call it fun!
Dünyanın en büyük keşiflerinden birini... doğrulama eşiğindeyiz ve sen buna eğlence diyorsun!
You're the greatest
Çok bombasınız! Çok alımlı bir yapınız var.
You're the greatest, Fred!
Sen bi harikasın, Fred!
WE'RE GIVING YOU THE GREATEST OPPORTUNITY EVER GIVEN A PERSON.
Size bir insana verilmiş en harika fırsatı veriyoruz.
I think you're the greatest magician ever.
Bence sen en yetenekli sihirbazsın.
I'll say you're the greatest teacher alive if you do that.
Eğer bunu yapabilirsen yaşayan en büyük hocasın derim.
You're really... really the greatest.
Gerçekten... Gerçekten büyüksünüz.
You're one of the greatest stud players I've seen.
Gördüğüm en iyi poker oyuncularındansın.
But at the first chance you get, You wait til 1967 and the 1970s, You're gonna see the greatest nuclear war of all time.
Ama bulduğunuz ilk fırsatta, 67lere ve 70lere kadar beklerseniz, Tüm zamanların en büyük nükleer savaşını göreceksiniz.
Richardson, the greatest! And you're all cruds.
Richardson, en büyük, ve siz hepiniz acemisiniz!
You're indeed the greatest swordsman
Sen gerçekten en büyük Silahşörsün
You're the greatest.
En büyük sensin.
Now on the downhill course today, you're going to see the greatest skiers in the world.
Bugünkü Alp disiplini yarışlarında dünyanın en iyi kayakçılarını göreceksiniz.
T.J., you're gonna have the greatest main attraction that any circus...
T.J. En muhteşem sirk gösterisi seninki ola...
You're the greatest liar I have ever met.
Tanıştığım en büyük yalancısın.
You're forgetting that I'm one half of the world's greatest mystery writing team.
Benim dünyanın en büyük gizemli roman yazar takımının yarısı olduğumu unutuyorsun.
You're the greatest.
Sen en büyüksün.
He wears thick glasses and thinks you're the greatest thing in the world.
Kalın gözlükler takar ve sizin dünyadaki en büyük şey olduğunuzu düşünür.
You don't realise you're dealing with one of the greatest minds you've seen.
Karşılaşabileceğiniz en büyük beyinle uğraştığınızın farkında değilsiniz.
You're the greatest, Gradisca.
Senin üstüne yok Gradisca!
You told me about you're wanting to be a concert pianist. That was your greatest dream. And I told you about some of the things that I wanted to do.
Bana hayatindaki en buyuk dusunun, bir gun piyanist olmak demistin... ben de sana kendi duslerimi anlatmistim.
Except, if you're not the best or the first and the greatest, if you don't win then you're not American.
Ama en iyisi sen değilsen... ya da birinci ve en büyük adam değilsen, kazanamamışsan... Amerikalı sayılmıyorsun.
You're the greatest.
En büyüksünüz.
Some people would say what you're about to see is probably the greatest exhibition of aeronautical skill in history.
Bazı insanlar, birazdan göreceğiniz şeyi, tarihteki muhtemel en iyi havacılık gösterisi olarak görmektedirler.
Waldo, you're the greatest natural flyer I've ever seen.
Waldo, sen, gördüğüm en iyi doğuştan pilotsun.
You're the greatest lover I've ever had. Well, I practice a lot when I'm alone.
Sen, gördüğüm en müthiş seks yapan erkeksin.
You're not the greatest piano player in the world, you know that?
Dünyanın bir numaralı piyanocusu olmadığını biliyorsun, değil mi?
- No, you're the greatest.
- Hayır, sen muhteşemsin.
"Sevilla, dearie, you're the greatest prima ballerina in the whole world."
"Sevilla tatlım, inan bana sen bu dünyanın en iyi baş balerinisin."
You're not the only IL-series Cylon who dreams of standing beside the greatest conqueror in the universe.
Sen evrendeki en büyük fatihe yakın durmayı düşleyen tek IL-serisi Cylon değilsin.
- Look, Chief, not only don't I want your job, but I came to tell you I think you're the greatest.
- Şef, bak.. Senin işini istemez miyim, ama geldiğimde de söyledim. Senin çok iyi olduğunu düşünüyorum.
This could be the greatest night of our lives... but you're gonna let it be the worst.
Bu, hayatımızın en muhteşem gecesi olabilir... ama siz en kötü geceniz olmasına izin veriyorsunuz.
No matter if you're the greatest Lian or the most carefree Xiao
İster şanlı Lian yada özgür Xiao olsun fark etmez, herkes kandırılabilir
Hey, kid, you're the greatest trick-foot artist I ever seen, and I seen them all over the world. Here.
Evlat, tüm dünyada bu işi yapanları seyrettim ama ayaklarını senin kadar ustaca kullananını görmedim.
You're very lucky. Dr. Scott's the greatest.
- Dr. Scott çok iyidir.
I think you're the greatest, but my dad says you don't work hard enough on defence. And he says lots of times you don't even run downcourt.
Bence en iyisi sensin, fakat babam defansta gayret göstermediğini ve çoğu zaman savunmaya bile dönmediğini söylüyor.
you're the best 629
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the one 134