You're upset traduction Turc
2,930 traduction parallèle
Hi. Everybody's pretty wound up right now, and I understand that you're upset, okay, I do.
Burada herkes oldukça bitik vaziyette, senin üzüntünü de anlıyorum, tamam anlıyorum.
I see you're upset.
Sinirli olmanı anlıyorum.
Okay, you're upset, so, maybe...
Peki. Sinirlerin bozuk.
You're more upset about their breakup than your own.
Onların ayrılığı için kendininkinden daha çok üzüldün.
I know you're upset, Mr. Greyson...
Kızgınsınız biliyorum, Bay Greyson...
Okay, I understand you're really upset right now, but can you please just look at this?
Tamam, şu an çok üzgünsün anlıyorum ama lütfen şunun içine bakabilir misin?
Clearly you're upset...
- Üzgün olduğun belli.
I'm sure you're pretty upset over the whole Hammond suicide story.
Eminim Hammond intihar hikayesi için baya üzgünsündür.
I can't tell if you're more upset that I slept with Georgia or that I gave her the story.
Georgia ile yatmam mı yoksa haberi ona vermem mi seni daha çok üzdü bilemiyorum.
I understand that you're upset, but there is no reason for you...
Biliyorum, kızgınsın ama kızmanı gerektirecek... Beni canlı yayında tuzağa düşürdün ve elimi zorlamak için doğmamış çocuğumuzu kullandın.
You're very upset, which I'm gonna factor into my response here.
Üzgünsün, ki cevabımla buna ben de etki edeceğim.
- I understand you're upset.
- Bak, üzgün olmanı anlıyorum.
I know you're upset.
Kızgın olduğunu biliyorum.
Well, look, you're upset because she's your friend.
Arkadaşın olduğu için üzgünsün.
I really don't understand why you're so upset.
Gerçekten neden bu kadar üzgün oldugunu anlamiyorum.
- You're not still upset about before?
Bana hâlâ kızgın değilsin, öyle değil mi?
Boss, I know you're upset... But she's still young and doesn't have anywhere else to go- -
Başkanım, üzüldüğünüzü biliyorum fakat o hala çok genç gidebileceği hiçbir yer de yok...
You're not still upset about the whole we-think-you're-guilty thing, are you?
Tüm bu "Suçlu olduğunu düşünüyoruz." olayından dolayı hala üzgün değilsin, değil mi?
Everyone will just think you're upset.
Herkes üzgün olduğunu düşünecek.
I know you're upset that Raj died, but getting yourself killed because you're angry and can't deal with the pain is not gonna bring him back.
Biliyorum Raj'ın ölümüne üzgünsün, ama sırf kızgınlığın ve acıyla başa çıkamaman yüzünden kendini öldürmen onu geri getirmeyecek.
Come on, don't, you're upset.
Hadi ama, yapma, sinirlisin.
You're upset. Just go home.
Gerçek ortaya çıkacak Sam.
You're upset.
Mutsuzsun.
I can tell you're upset, so I want you to trust me, okay?
Şu an korkuyorsun. Bana güvenmek zorundasın, tamam mı?
You're upset.
Üzgünsün.
Look, I know why you're upset.
Dinle, neden üzgün olduğunu biliyorum.
I'm eating ice cream straight out of the container... that's how I know that you're upset.
Direkt kabından yiyorum dondurmayı... nasıl üzgün olduğunu görebiliyorum.
I don't know what you're so upset about.
Neden bu kadar üzülüyorsun ki?
You know, it's okay if you're upset about losing Joe...
Joe'yu kaybettiğin için üzülmen normal...
Is that really why you're so upset?
Gerçekten de bu kelimeyi duymak mı kızdırdı seni?
Look, I'm gonna tell you something, and you're probably gonna get all upset, but I want you to know, I am on your side.
Sana bir şey söyleyeceğim ve muhtemelen şaşıracaksın. Ama senin tarafında olduğumu bil.
Only when they're upset, pissed off, you know, emotional in some way.
- Sadece üzgün, kızgın yani bir şekilde duygusal olduklarında.
Look, I know you're upset, but you should go easy on her.
Bak, sinirli olduğunu biliyorum ama Annie'ye fazla yüklenmemelisin.
- Is that why you're upset?
- Bu yüzden mi moralin bozuk?
Maybe you're too upset with me to understand what I'm going through right now, but this whole... This Turell Baylor thing.
Belki şu anda ne yaptığımı anladığın için çok kızgınsın ama tüm bu, Turell Baylor olayı.
I know you're upset that Raj died, but getting yourself killed because you're angry - is not going to bring him back.
Raj'ın ölümüne üzgünsün, biliyorum ama kendini öldürtmen onu geri getirmeyecek.
That's what you're upset about?
- Kızdığın şey bu mu?
Charles, I know you're upset that your father took his company back, but give him a chance.
Charles, Baban şirketini geri aldığı için, üzgün olduğunu biliyorum, ama ona bir şans ver.
Serena, I know you're upset.
Serena biliyorum üzgünsün.
She's very upset that you're trying to destroy our marriage.
Senin bizim evliliğimizi sabote etmene çok üzüldü.
I think that you're upset with him for cutting the cord with your church,
Bence, kilisen ile ilişkisini kestiği için ona kızgındın ve onu takip...
- Because you're very upset.
- Çünkü çok üzgünsün.
Don't tell me you're upset about Jack Turner.
Bana Jack Turner'a acidigini filan soyleme sakin.
I know you're upset, mother, but my cotillion dress has already been ordered by the three B's...
Kızgın olduğunu biliyorum anne, ama takdim gecesi için hazırladığım elbise çoktan 3 B tarafından sipariş edildi...
Look, honey, I know you're upset.
Tatlım, üzgün olduğunu biliyorum.
No, you're- - You're just upset.
- Hayır, üzgünsün diye böyle söylüyorsun.
I understand that you're upset your mom is gone,
Annen öldü ve üzgünsün, anlıyorum.
Please tell me you're not upset about returning the baby clothes.
Lütfen, bebek elbiselerini iade ettiğin için üzülmediğini söyle. - Üzülmüyorum
Sofia, I understand you're upset with me, but don't turn Helena against me, okay?
Sofia, bana kızgın olduğunun farkındayım ama Helena'yı bana karşı doldurma.
I know you're upset, but the deal hasn't changed.
Bende en az senin kadar sıkı çalışıyorum! Gerginsin biliyorum, ama anlaşma değişmedi.
You're upset.
Kızgınsın.
upset 163
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35
you're my rock 22
you're a good person 127
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35
you're my rock 22
you're a good person 127