You're welcome to join me traduction Turc
66 traduction parallèle
- You're welcome to join me, doctor.
- Bana katılabilirsiniz.
You're welcome to join me.
Bana katılabilirsin.
But if you're willing to join the Twenty-Minuters, Then you're all right by me and welcome to marry my sister any day.
Ama'Yirmi Dakikacılar'a katılmaya niyetliyseniz, yanımda kalıp, bir gün kızımla evlenme nezaketini de gösterirsiniz.
Now, you're welcome to join me, Or... you can stay here and try to figure it out.
Şimdi, isterseniz, bana katılabilirsiniz, ya da burada kalıp, çözmeğe çalışırsınız.
If you'd like to join me tomorrow night, you're welcome to.
Yarın gece kilisede bana eşlik etmek istersen sevinirim.
Well, you're welcome to join me and mine.
Gelip benimkine katılabilirsin.
Of course, you're welcome to join me, if you like.
Elbette, istersen bana katılabilirsin.
And she made me promise that if I ran into you, I would tell you that you're welcome, if you want, to join their circle.
Seninle karşılaşırsam, eğer istersen gruplarına katılabileceğini söyleyeceğime söz verdirdi.
You're welcome to join me.
Memnuniyetle bana katılabilirsin.
You're welcome to join me.
Bana katılmak istersen buyur.
You're more than welcome to join me, if you want.
Eğer istersen, benimle gelebilirsin. Tabi, olur.
You're welcome to join me. You should support me in my battle against my addictions.
Bağımlılıklarımdan kurtulmam için bana destek olmalısın.
You're all welcome to join me.
Hepiniz bana katılabilirsiniz.
- You're welcome to join me.
- Gel ve bana eşlik et.
Bender, if you want to sleep in the tent tonight you're welcome to join me and Hermes for a little "just friends" spooning.
Bender, bu gece çadırda uyumak istersen "Sadece arkadaşız" oynaşmasında ben ve Hermes'e katılabilirsin.
You're welcome to join me, as long as you don't expect cheerful conversation.
İstersen eşlik edebilirsin, tatlı bir sohbet beklemediğin takdirde.
But you're welcome to join me.
Ama, bana eşlik edebilirsin.
So... If you feel like another drink you're welcome to join me.
Evet bir kadeh daha arzu ederseniz misafirim olun.
Now, I'm heading back to the Jumper and you're welcome to join me.
Şimdi, ben jumpera geri dönüyorum istersen bana katılabilirsin.
Well, hey, if it makes you feel any better you're welcome to join me and Harry tonight.
Daha iyi hissedeceksen bu gece ben ve Harry'ye memnuniyetle katılabilirsin.
But you're more than welcome to join me on clean-up duty.
Ama temizlik görevimde bana katılabilirsin.
Now, you're welcome to join me, Duckie, or you're welcome to fuck off.
Şimdi, bana katılmak istersen, başım üstüne, Duckie yoksa s.ktir olup gidebilirsin.
I'm getting in, you're welcome to join me.
Ben giriyorum, gelecek olursan beklerim.
If you think you might find the occasion of interest to you you're certainly welcome to join me.
Olayın sana ilginç gelebileceğini düşünecek olursan bana katılmandan memnuniyet duyarım.
You're welcome to join me if you are up for it.
Eğer gelmek istersen buyurun bana katılın.
And you're welcome to join me.
Sen de bana katılabilirsin.
Deidra was supposed to meet me, but you're welcome to join us.
Deidra benimle buluşacaktı ama bize katılabilirsin.
If any of you care to join me, you're more than welcome.
Eğer buraya gelmek isteyen varsa başımın üstünde yeri var. Eğer yoksa, ben kendim hallederim.
Well, you're welcome to join me and Dave and the kids, if you like, on Sunday.
İstersen Pazar günü Dave, ben ve çocuklara katılabilirsin.
Well, if you ever want to try a me'nage, you're welcome to join Richard and me.
Ev işlerini denemek istersen, seve seve Richard ve bana katılabilirsin.
That being said, you're welcome to join me on my boat.
Teknemde benimle gelebilirsin.
You're welcome to join me.
İstersen bana katılabilirsin.
You're welcome to join me here. - No, no.
İstersen bana katılabilirsin.
Oh, and by the way, if you're looking for this... You're welcome to join me.
Bu arada çantayı arıyorsan bana eşlik edebilirsin.
Look, you're welcome to join me.
- Bana katılabilirsin.
And you, you're welcome to join me, all right?
Sana gelecek olursak, bana katılabilirsin. Tamam mı?
You're all welcome to join me.
Yanıma gelseniz nasıl olur?
Uh, you're more than welcome to join me.
Şey, bana katılmaktan fazlasını yapman gerekecek.
You're welcome to join my wife and me.
Eşime ve bana katılmak üzere, buyur gel.
You're more than welcome to join me.
Sende bundan daha fazla var Bana katılmaya hoş geldiniz.
But you're, um, welcome to join me for another drink in my room.
Ama istersen odama gelip benimle bir içki daha içebilirsin.
You're welcome to join me if you want.
Bana katılırsan sevinirim.
Um... if you're not sick of the plane... you're welcome to join me.
Uçaklardan sıkılmadıysan benimle gelebilirsin.
You're welcome to join me, but then we have to leave now.
İsterseniz bana katılabilirsiniz. Ama hemen yola çıkmalıyız.
You're welcome to join me if you want.
- İstersen sen de bana katılabilirsin.
But um, you're welcome to join me.
Ama, istersen benimle gelebilirsin.
You're welcome to join me.
Buyurun, bana katılın.
You're welcome to join me over at the hospital.
- Tamam, sana başka ne anlattı?
When you're ready, should you be so inclined, both you and Rebekah, are welcome to join me here.
Hazır olduğunuz zaman, eğer ilgilenirseniz Rebekah ile ikiniz istediğiniz zaman bana burada katılabilirsiniz.
- You're more than welcome to come and join me.
- Buraya gelip bana katılabilirsin.
And so I'm gonna come here, I'm gonna sit in that booth, and you're welcome to join me.
Buraya geleceğim, şu kısma oturacağım ve sen de bana katılacaksın.