You've been drinking traduction Turc
474 traduction parallèle
" I think you've been drinking too much, Hull.
" Bence çok fazla içmişsiniz, Bay Hull.
You've been drinking again?
Gene içki mi içtin?
Ned, please, you've been drinking steadily since 8 : 00.
Lütfen Ned, saat sekizden beri durmadan içiyorsun.
I mean you've been drinking.
İçiyordun demek istiyorum. Brendi.
You've just been drinking to calm your nerves, huh?
Sinirlerini yatıştırmak için mi içiyordun?
You've been drinking again?
Yine mi içiyorsun?
Don't tell me you've been drinking alone?
Tek başına içtiğini söyleme sakın?
- You've been drinking!
- Kafayı çekmişsin!
How dare you insinuate I've been drinking?
Ne cüretle içki içtiğimi ima edersin?
You've been eating and drinking more than usual.
Her zamankinden daha fazla yiyip, içiyorsunuz.
You've been drinking.
İçki içmişsin.
You've been drinking.
İçmişsin sen.
You've been drinking Coca-Cola but it won't make you an American postman!
- Artık sen de mi kola içiyorsun? Ama yine de seni, Amerika'da postacı yapmazlar.
You've been drinking.
İçki içmişsiniz.
I know it's none of my business Mr Byrne, but you've been drinking a good deal lately.
Beni ilgilendirmediğini biliyorum, Bay Bryne ama son zamanlarda çok içiyorsunuz.
- You've been drinking again.
- Henri, yine mi içtin?
You've been drinking.
Siz sarhoşsunuz.
You've been drinking. No, no.
Sen içki içmişsin.
You've been so erratic, so unreasonable... as if you'd been drinking.
Son zamanlarda o kadar dengesiz ve mantıksız oldun ki gören de seni içen biri zannedecek.
You've been drinking honey wine!
Sen şarap içmişsin!
You've been drinking at the tavern.
Handa içiyordun ha?
You've been drinking already, haven't you?
Demek çoktan içmeye başladın, ha?
You know ever since you give up drinking, you've been impossible, boy?
İçmeyi bıraktığından beri çekilmez biri oldun.
You've been drinking again!
Yine içmeye başlamışsın!
You've been drinking alone, Pauly.
Yalnızken içki mi içtin Pauly?
But Mr. Kaji... I've been watching. You haven't been drinking.
Bay Kaji, dikkat ettim de, içki içmiyorsun.
- You've been drinking.
- İçkilisin. - Senin için sürpriz olmasa gerek.
You've been drinking that corn liquor, ain't you?
Mısır likörü içtiniz, değil mi?
- What? You've been drinking!
- Söylenecek ne var?
- You've been drinking a little.
-... hayal görmediğime. - Biraz içmiş gibisin.
You've been out some place. Drinking you mean?
İçmişsin.
Is that what you think? That I've been out drinking and I'm drunk?
Demek sarhoş olduğumu sanıyorsun?
You've been drinking, haven't you?
Sen içiyordun, değil mi?
You've been drinking.
Sen içki mi içtin?
I've been drinking for 3 days on account of you, I'm just recovering.
Senin yüzünden üç gündür kafayı çekiyorum, daha yeni kendime geliyorum.
You've been drinking!
İçmişsin sen!
Scott, you've been drinking?
- Scott, içki mi içiyorsun?
You've been drinking.
İçmişsin.
You know, really, I shouldn't have come up here so early but we've been, sort of, drinking.
Gerçekten, bu kadar erken gelmemeliydim ama biz biraz içtik.
I know you've been drinking.
- Biliyorum işte var! Hayır, şişe yok.
Harcourt Fenton Mudd! You've been overeating again, and drinking!
Harcourt Fenton Mudd, çok içiyor, çok yiyorsun.
- You've been drinking again?
- İçmişsin sen.
- You've been drinking!
- İçkili misiniz siz! - Dinlemelisiniz beni.
You've been drinking alcohol.
İçki içiyordunuz.
You see, I'm simply not responsible when I've been drinking.
Görüyorsun, sadece içiyorken sorumlu değilim.
Sharkey, word's gotten around that you've been drinking a lot.
Sharkey, söylentilere göre çok fazla içiyormuşsun.
Uncle Waldo, I do believe you've been drinking. Oh, dear.
Waldo Amca, eminim yine içmişsin.
We've been reduced to using seawater for everything but drinking... so don't be alarmed if the kit you get is a little bit manky.
İçme dışındaki her şeye deniz suyu kullanmamız isteniyor artık... o nedenle size gelen şeylerin kötü durumda olmasına şaşırmayın.
Just we had an agreement. And you've been drinking a lot too...
Sadece bizim bir anlaşmamız vardı ve sen de fazlasıyla içmişsin...
You haven't been eating nor drinking for many days, your lips are so dry that they're all chapped.
Günlerce, ne yedin ne içtin. Dudakların kupkuru ve çatlamış.
You've been drinking, Pierre.
İçki mi içiyorsun, Pierre?
you've been served 82
you've been there before 25
you've been 70
you've been chosen 18
you've been warned 45
you've been busy 87
you've been lying to me 28
you've been avoiding me 36
you've been up all night 20
you've been through so much 17
you've been there before 25
you've been 70
you've been chosen 18
you've been warned 45
you've been busy 87
you've been lying to me 28
you've been avoiding me 36
you've been up all night 20
you've been through so much 17