You've been gone a long time traduction Turc
54 traduction parallèle
You've been gone a long time.
Sen gideli uzun zaman oldu.
You've been gone a long time.
Epeydir kayıptın.
I hope that you are having a nice time in Hungary, but considering how long you've been gone, could you return to Vienna for a few weeks?
Macaristan'da umarım iyi vakit geçiriyorsundur ama gideli epeyce olduğuna göre Viyana'ya bir iki hafta için dönmeyi düşünmez miydin?
You've been gone a long time.
Gideli uzun zaman oldu.
You've been gone a long time, Trav.
Çok uzun süredir yoktun Trav.
I have been gone a long time... but you and the children have been gone a long time, as well.
Uzun süredir yoktum ama sen ve çocuklar da uzun süredir yoktunuz.
You've been gone for a long time, Marie.
Bayağıdır ortalarda yoksun, Marie.
You've been gone a very long time.
Siz gideli uzun zaman oldu.
You've been gone a long time, friend. What are you talking about?
Uzun zamandır buradasın, dostum.
I told him "I'm glad to see you back, my brother... you've been gone a long time and it's good to see you back here again."
Ona dedim ki "Geri döndüğünü gördüğüme sevindim, kardeşim. Uzun zamandır yoktun ve seni tekrar burada görmek güzel."
You've been gone a long time, Mom.
Sen gideli uzun zaman oldu anne.
Master Wayne, you've been gone a long time.
Efendi Wayne, uzun zaman uzak kaldınız.
And you've been gone a long time.
Sense uzun zamandır yoktun.
- You've been gone a long time.
- Uzun zamandır yoktun.
You've been gone a long time and a lot has changed.
Çok uzun bir süredir yoktun ve bir çok şey değişti.
You've been gone a long time...
Uzun zamandır yoktun...
You've been gone a long time.
Gideli çok olmuştu.
You've been gone for a long time, haven't you?
Evinden gideli çok uzun zaman oldu, değil mi?
You've been gone a long time, John.
Uzun zamandır yoktun, John.
Well, you've been gone a long time.
- Uzun zamandır yoktun Annie.
And I appreciate that. But you've been gone a long time.
Ama uzun zamandır yoktun.
You've been gone a long time.
Uzun süredir ortalıkta yoktun.
We've been fighting a long time and we have all lost so very much, so many loved ones gone. But you are not alone.
Çok uzun zamandır savaşıyoruz ve hepimiz çok şey kaybettik, sevdiğimiz bir sürü insan öldü fakat yalnız değilsiniz.
Huh? How many times do you think, "Hey, they've been gone a long time," and then buzz?
Sence kaç kez, "gideli uzun zaman oldu," dersin ve sonra birden vızıItı olur?
You've been gone for a long time.
Çok uzun süredir yoktun.
You've been gone a long time, Captain.
Uzun zamandır yoktun, Captain.
Yeah, you've been gone a long time.
Evet, uzun zamandır ortalıkta yoktun.
You've been gone a long time, baby.
Uzunca bir süre, ortalıkta değildin bebeğim.
Hey. You've been gone a long time.
Selam, uzun zamandır görünmüyordun.
You've been gone a long time.
Uzun zamandır yoksun.
You've been gone a long time.
Uzun zamandır yoksun. Her şey yolunda mı?
But you've been gone a long time.
Ama sen gideli çok oldu.
How do you expect us to do that? Besides, we've been gone, like, a long time from set.
Biz ne yapıcaz ki?
I just want you to imagine that you've been dead and gone a long time.
Senden, uzun bir süre önce ölmüş olduğunu hayal etmeni istiyorum.
I've been gone a long time, and we lost a little bit of juju, but you and me, we have a future.
Çünkü uzun süredir yoktum ve o ateşimizi kaybettik. Ama sen ve ben, bir geleceğimiz var.
I meant, "Golly, Sheldon, you've been gone a long time."
Ben, "Sheldon, uzun zamandır yoksun." demek istemiştim.
You've been gone a long time.
Uzun süre burada değildin.
But you've been gone a long time, Wendy, and the girls and I have been doing just fine.
Ama uzun zamandır yoktun, Wendy, ve kızlarla ben gayet iyi gidiyorduk.
You've been gone a very long time.
Uzun zamandır yoksun.
You've been gone a long time, Jimmy.
Uzun zaman oldu Jimmy.
You've been gone a long time, John.
Uzun süredir yoktun John.
You've been gone a long time.
Sen uzun zaman yoktum.
You've been gone a long time and, well,
Uzun süre buralarda değildin.
Hansel, you've been gone for a long time.
Hansel, uzun zaman önce gitmiştin.
You've been gone a long time.
- Uzun zaman yoktun.
You've been gone a long time.
Uzun zamandır yoktun.
Now, you've been gone a long time.
Sen uzun zamandır yoktun.
I know you've been gone a long time, but she's our mom.
Uzun zamandır ortalıkta olmadığını biliyorum ama o benim annem.
Yeah, you've been gone a long time, Adam.
Evet. Uzun zamandır yoktun Adam.
You're right, I've been gone a long time, Megan, but it's what's outside of Wayward Pines
Haklısın. Uzun zamandır burada değildim Megan. Ama asıl endişelenmen gereken Wayward Pines'ın dışındakiler.
Um, but you've been gone a - - a... long, long time.
Ama çok uzun zamandır yoktun.