You've been through so much traduction Turc
67 traduction parallèle
You've been through so much trouble for my sake
Benim için kendinizi tehlikeye attınız.
But we've been through so much together. Ramada, I need you.
Ama ikimiz birbirimiz için yaratılmışız, Ramada, sana ihtiyacım var.
You've been through so much.
Bu olayın içine çok girdin.
- You've been through so much.
- Çok zor şeyler yaşadın.
We've been through so much together, you and me, as friends.
Çok fazla birlikte olduk, sen ve ben, arkadaş olarak.
You've been through so much.
Onların üstüne o kadar çok şey yaşadınız ki.
I just - Look, you've been through so much stuff with men.
Ben sadece - bak, baştan sona hep yaramaz adamlarla oldun.
You've been through so much, it's a wonder you've made it this far without professional help.
Sen çok geçirdik, bu kadar profesyonel yardım almadan bu yapmış bir mucizedir.
And I was going to tell you, but this is all so new and I know you've been through so much.
Ve sana söyleyecektim ama herşey daha çok yeni ve çok şey yaşadığını biliyorum.
You've been through so much, and I didn't want to hurt you like that.
Çok acılar çektin, ve seni öyle incitmek istemedim.
You've been through so much.
Çok fazla şey yaşadın.
It's hard not to worry when you've been through so much.
Yasadıklarından sonra nasıl meraklanmam?
You've been through so much.
Çok fazla acı çektin.
We've been through so much, you know, so fast.
Biz çok yaşadım
You know I do, but we've been through so much in such a short time.
Sevdiğimi biliyorsun, ama çok kısa sürede, çok fazla şey yaşadık.
But you will think so much better, so much clearer once you've been through the change.
Ama çok daha iyi, çok daha geniş düşüneceksin dönüşümden geçtiğin zaman.
But she's been through so much, and you got pulled into that.
Ama başından çok şey geçti ve sen de içine çekildin.
You've been through so much recently.
Son zamanlarda büyük acılar çekmişsin.
You've been through so much for your family.
Ailen için pek çok şey yaşadın.
We've been through so many things together and I've seen you grow up so much.
Beraber bir çok şey yaşadık. Ve çok büyüdüğünü gördüm.
You've been through so much.
Birçok badire atlattın.
You've been through so much.
- Sen çok fazla şey yaşadın.
We've been through so much this year, and I still believe we'll be together forever, but I'm not ready to marry you right now.
Bu yıl çok şey yaşadık ve sonsuza dek beraber olacağımıza inanıyorum ama şu an seninle evlenmeye hazır değilim.
I know you've been through so much already, and it's hard to consider, but if you could press charges against darren - - oh, no way!
Büyük bir badire atlattığını biliyorum. Bunu düşünmesi bile zor, fakat Darren'e karşı dava açarsan... Olmaz!
Yes, you've been through so much in your life.
"Acı" derken ne demek istedin?
I'm very sorry for you, Mr. Rudd, the agony you've been through because you care for her so much.
Size çok üzülüyorum, Bay Rudd. Onu çok sevdiğiniz için katlandığınız acıları düşündükçe.
Elena, you've been through so much.
Elena, çok badireler atlattın.
You've been through so much.
Çok şeyler yaşadın.
You've been through so much.
Ne çok badire atlatmışsın.
You've been through so much in such a short amount of time, Paul :
Kısa bir zaman diliminde çok fazla şey yaşadın Paul :
Okay, I think what we mean to say is that we're so grateful for what we have because we've been through so much this year, so many things that were not easy and things that make you realize
Tamam, bence demek istediğimiz ; Yıllardır olup bitenlere rağmen, başımızdan geçen bunca şeye rağmen, olanların bizleri büyütüp gelişmemize katkı yapmasına minnettarız.
You've been through so much, Alena.
Çok şey yaşamışsın, Alena.
You've already been through so much.
Sen zaten çok şey yaşamışsın.
We've been through so much together, and I let you down so many times.
Birlikte çok fazla şey atlattık ve seni o kadar çok hayal kırıklığına uğrattım ki.
I'm sorry you're so sad, Quinn. And... maybe you're not going to believe me because we were never really close, but I'm sad not seeing you in the choir room. And we've all been through so much together.
Bu kadar üzüntülü olmana çok üzülüyorum, Quinn ve belki bana inanmayacaksın çünkü pek yakın değildik ama koro odasında seni göremediğim için üzülüyorum ve hepimiz beraber yok şey atlattık.
You've been through so much.
Çok şey yaşadın.
Well, you've been through so much, and I wanted you to feel loved and embraced by all the people in this room.
Çok şey atlattın ben de bu oadadaki herkes tarafından sevildiğini bilmeni istedim.
Sorry you've been through so much hardship.
Çok zor bir hayat yaşadığın için üzgünüm.
I'm sorry. What I said about you being almost the Doctor, it's just... It'sjust really hard because I've been through so much with him.
Senin neredeyse Doktor olduğun hakkında söylediklerim için,... onunla yaşadığım şeylerden sonra, bana çok zor geliyor.
Honey, you know, we've been through so much, and...
şimdiye kadar çok şey yaşadık. Ve...
- You've been through so much.
Çok şey çektin.
You know, I've been thinking about you so much and about this ordeal that you've been through.
Seni ve başından geçen bu çetin sınavı düşünüp durdum.
You've been through so much lately.
Çok fazla sey yasadin son günlerde.
No, I-I know you and I have been through so much together, but I still care about Ade.
Biliyorum sen ve ben bunca yaşadıklarımızdan sonra... fakat hala Ade'i önemsiyorum.
You've been through so much and now you're free.
Ki ben de üzülmeyeyim
You've been through so much.
Çok şeyler geçirmişsin.
Annie, you've been through so much and contributed a great deal.
Annie, başına bir sürü şey geldi. Ve bize çok katkıda bulundun.
But Teddy, you and I have been through so much together, and we have always been so close.
Ama Teddy, senle çok şey yaşadık ve her zaman çok yakındık.
And honestly you're the only person who has really been so sensitive to what I'm going through and I appreciate it so much.
Dürüst olmak gerekirse... Yapacağım şey konusunda hassasiyet gösterecek ve beni takdir edecek tek sen varsın.
You've been through so much the last few years, but you've always stayed true to yourself.
Son yıllarda çok şey atlattın, ama her zaman kendine sadık kaldın.
You know, we've been through so much already and...
Birlikte çok şey yaptık, ve...