You've forgotten traduction Turc
1,348 traduction parallèle
And everything you said or did is forgotten... more than forgotten.
Söylediğin ve yaptığın herşey unutulur... Unutulmaktan da öte...
When the lamps are lit again... time starts again, but... everything you said or did is forgotten.
Lambalar tekrar yandığında zaman yeniden başlar ama söylediğin ve yaptığın herşey unutulur.
"Liberty," in case you've forgotten, is a soul's right to breathe.
Özgürlük. Eğer unuttuysanız, bir insanın nefes alma hakkıdır.
You've just forgotten.
Unutmuş gitmişsin.
Obviously you've forgotten... ... Tang and...
Ya süt tozu ve mikro dalga firinlar?
You've given us all back what we'd forgotten.
Bize unuttugumuz seyleri geri verdin.
Wow, Rahul! Now that your wife's here, you've forgotten your mother!
karın burdayken anneni unuttun!
You will have forgotten Nuria and I will no longer be afraid of you.
Sen Nuria yı unutacaksın ve ben artık senden korkmayacağım.
Perhaps I should explain them in case you've forgotten.
Unutmuşsundur diye hatırlatmak isterim.
But they'll wait... until you've been forgotten.
Ama sen unutulana kadar bekleyecekler.
You've been fighting each other so long, you've forgotten.
O kadar uzun zamandır birbirinizle savaşıyorsunuz ki unuttunuz.
He wants you to know that we have not forgotten Mars or Proxima 3.
Mars'ı ve Proksima 3'ü unutmadığımızı bilmenizi istiyor.
You've forgotten. That Halloween we went as the Bay of Pigs.
Neden plastik burun takmıştık ve belimizde seyyar havuz vardı?
You people have focused so hard on the things wrong with Christmas, that you've forgotten what's so right about it.
Zaten bir araya gelmeniz zor, noelde bu yanlış. Neyin doğru olduğunu unutmayın.
Have you forgotten the pain and suffering Kathie Lee caused you?
Kathie Lee'nin sana verdiği acıyı ve zararı unuttun mu?
Maybe you've forgotten what that feels like.
Belki de, bu şeyin nasıl hissettirdiğini unutmuşsundur.
I live here, Jeffrey, in case you've forgotten.
Eğer unuttuysan, ben burada yaşıyorum, Jeffrey.
You know, I've forgotten what it feels like... Sand... Earth...
Biliyor musun, nasıl birşey olduğunu unutttum... kum... yer yüzü... toprak.
And, now you're all grown up, and I... I had some words prepared, but I've forgotten them.
Şimdi, hepiniz büyüdünüz ve ben bazı sözler hazırladım ama onları unuttum.
My dear, my sweet, my precious, you've forgotten.
Hayatım, tatlım, bir tanem, unutmuş olmalısın, değil mi?
I know, I know, you'd almost forgotten I work here... but I swear I was up all night toying with ideas for the fashion show and I've really hit on something.
Biliyorum, biliyorum. Burada çalıştığımı neredeyse unutmuştunuz ama yemin ederim tüm gece o defileyi düşünüp durdum ve gerçekten de bir şey buldum.
In case you've forgotten, she doesn't know you're here
Unuttuysan söyleyeyim. Burada olduğunu bilmiyor.
You've forgotten her.
Unutmuşsun bile.
- Yes, you have. Five or six times. You've forgotten.
4-5 kez unutmuşsun.
I love how you've forgotten you had any role in her current situation.
Bu durumda pay sahibi olmanı unutmana bayılıyorum.
I've never forgotten you... all these years.
Geçen yıllar boyunca seni hiç unutmadım.
If you've forgotten what baseketball means to America, you have only to look at this board, the Malaka-Laka Balance Board of Trust.
Şayet beysketbolun Amerika için ne ifade ettiğini unuttuysanız, o zaman şu salıncağa bakın, Moulaka-laka güven salıncağı.
No, I walked, because you've both forgotten about me, haven't you?
Hayır, yürüdüm, tamam mı? Çünkü sen beni unuttun, öyle değil mi? İkiniz de!
You've forgotten one.
Birini unuttunuz. Birini unuttunuz.
You've forgotten the lesson of the hookah.
Nargile dersini unutmuşsun.
You've forgotten that one. I haven't
Sen unuttun ama ben unutmadım.
Maybe you've forgotten why I'm so mad.
belki neden bu kadar kızgın olduğumu unuttun.
I must've hidden them down here and forgotten to give them to you.
Buraya saklayıp sana vermeyi unutmuş olmalıyım.
You've forgotten the semester I spent living in Paris.
Bir sömestr Paris'te yaşadığımı hatırlamıyorsun belli ki.
I know you've been avoiding the Doctor, but don't tell me you've forgotten where Sick Bay is.
Doktor'dan kaçtığını biliyorum, ama Revir'in nerede olduğunu unuttuğunu bana sakın söyleme.
- You've just forgotten, Fox.
- Unuttun Fox.
- You've forgotten Ray.
- Ray'i unuttun. - Harika!
Do you have the impression we've forgotten Ben?
Ben'i unuttuğumuzu mu saniyorsun?
I think you've forgotten what an unusual situation you two have.
Bence sizin de sahip olduğunuz önemli durumu unuttunuz.
Because you've forgotten just how amazing this city is.
Mesela bir... Ohio'lunun. Çünkü bu şehrin ne kadar harika olduğunu unutmuşsunuz.
You've probably forgotten the combination. I'll open it for you.
Büyük olasılıkla kombinasyonu unutmuş olmalısın, ben açarım.
Then all you have to do is go to church... light a candle, and pray to some stupid statue... and all is forgiven and forgotten, right, Mom?
Sonra da tüm yapman gereken kiliseye gidip... bir mum yakmak ve aptal bir heykele yalvarmak olacaktı... ve herşey unutulup bağışlanacaktı, değil mi, Anne?
Makes you wonder what else you can do that you've forgotten about.
Unuttuğun şeyler hakkında neler yapabileceğini merak ettiriyor.
I've forgotten you've got to be the hero, haven't you? Heaven forbid anybody else gets the spotlight!
Yoksa başkası ön planda olur!
They might have forgotten about it. Or you might be lucky.
Belki de unutmuşlardır ve bu şanslı gününüzdür.
Then you've forgotten him
sonra unutuverirsin.
Ever since you found Raj... - You've all but forgotten us. - Right!
Raj'i buldugundan beri hepimizi unutur oldun.
You've forgotten your things at home!
- Eşyalarını evde unutmuşsun!
You've forgotten you're going on a tour with the band.
Senin bant ile tur yapıyoruz
Well this might seem strange to you, but... lately I've forgotten that it even exists.
Bu konu sana tuhaf gelmiş gibi görünebilir, ama son zamanlarda seksin var olduğunu bile unuttum.
You've forgotten what it means to be Borg.
Borg olmanın ne demek olduğunu unuttun.
forgotten 80
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got it 213
you've got a lot of nerve 17
you've gotta be kidding me 133
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got it 213
you've got a lot of nerve 17
you've gotta be kidding me 133