You've seen traduction Turc
16,210 traduction parallèle
I know how much you miss Tristan. And wherever he is, I don't know why we haven't seen hide nor hair of him.
Tristan'ı ne kadar özlediğini biliyorum ve şu an her neredeyse onu neden göremediğimizi hiç bilmiyorum.
I've seen you on the side of a bus.
Seni bir otobüste reklam olarak görmüştüm.
Now, once you went on the lam, your wife and two children were never seen again.
Sırra kadem bastığında karın ve 2 çocuğun bir daha hiç görünmediler. - Hadi.
We already all know that you've seen his penis.
Onun penisini gördüğünü hepimiz zaten biliyoruz.
Ned, you should've seen her at the talk.
Ned, onu konuşurken görmeliydin.
You look like you've seen some stuff.
Bambaşka biri gibi görünüyorsun.
Yeah. I've seen you make it work before.
- Daha önce de çaldığını görmüştüm.
I knew you I've seen.
Gördüğüm şeyi biliyordum.
You've seen them?
Videoları izlediniz mi?
I've never seen you at one of these before.
- Seni daha önce buralarda hiç görmedim.
I've seen you look at Elvina. And her at you.
Elvina'ya karşı olan bakışlarını gördüm.
You've seen Jerry Maguire?
Jerry Maguire'yi gördün mü?
You've shown more ambition in the last 60 seconds than I've seen in the prior two years, but you are delusional if you think you can survive without me.
Son 60 saniyede daha fazla hırs gösterdiniz Daha önceki iki yılda gördüğümden daha fazla, Ama hayal görüyorsun
We've seen communications from senior figures in Washington who feared that you, a lobbyist, could destroy their careers with a snap of your fingers.
İletişimleri gördük Washington'daki kıdemli rakamlardan Kimin, bir lobici,
You've seen him.
Onu gördünüz.
You've seen one serial killer, you've seen'em all.
Bir seri katil gördüysen hepsini gördün sayılır.
You're right, Mulder... you've seen one serial killer, you've seen them all.
Haklısın Mulder. Bir seri katil gördüysen hepsini gördün sayılır.
You know, I've never seen a patient receive so much attention... especially one who's so unworthy of it.
Hiç bu kadar ilgi çeken bir hasta görmemiştim. Özellikle de buna hiç değmeyen biriyken.
Well, I guess I want you to tell me if you've ever seen this man before.
Bu adamı daha önce görmüş müydün bana söylemeni istiyorum.
I've seen how handy you are with that thing. Sit down.
- Silah kullanmaktaki marifetlerini gördük.
I've never seen you work this hard in your entire life.
Hayatın boyunca hiç bu kadar çalıştığını görmemiştim.
And I... You know, you should've seen the size of this tic.
Şişliğin boyutunu görmeniz lazım.
I've seen you.
Seni gördüm.
You've seen this picture.
Bu filmi daha önce görmüşsün.
I've hardly seen you.
Çok az gördüm seni.
I've seen guys, you know, gotten the leaves and it's all...
Çok insan gördüm, otları alıyor falan...
If you could've seen Paige with her, you'd understand.
Onun yanındayken Paige'i görseydin sen de anlardın.
I don't think I've seen you out of scrubs.
Seni daha önce önlüksüz görmemiştim sanırım.
Just go. You've seen my face.
Yüzümü gördün.
You and me are really alike We only believe what can be seen in our eyes
sen ve ben gerçekten benzeriz sadce gözlerimizle görebildiklerimize inanıyoruz
I've not seen you in a while.
- Seni bir süredir görmüyoru.
We just need to know if you've seen her in the past week.
Geçen hafta onu gördünüz mü bilmek istiyoruz.
You should've seen it a year ago.
- Sen bir de geçen sene görseydin.
If you've seen this man or this woman please contact the State immediately.
Bu adamı ya da bu kadını gördüyseniz Lütfen durumu hemen temasa geçin.
You've seen better days, my friend.
Daha iyi günler gördün dostum.
I've seen you be tortured, and I've seen you make decisions for the good.
Işkence gördüğünü gördüm Ve iyi için kararlar verdiğinizi gördüm.
And his love for you, even if he has never actually seen you in real life, it will make him hate the Director and the State for taking you away from him.
Ve sana olan sevgisi, aslında hiç Seni gerçek hayatta gördüm Onu Müdür ve Devletten nefret edecektir
I've seen you in the fucking news bulletin.
Lanet olası haberlerde seni izledim.
Besides, we know how you look, we've seen you on the news.
Ayrıca nasıl göründüğünü biliyoruz, seni haberlerde gördük.
Hey! Have you seen a red-headed lady and a stork?
Kırmızı kafalı bir kız ve bir leylek gördün mü?
That's the tragedy of you being blind, you've never seen me dance.
Kör olman bi trajedi, beni hiç dans ederken görmedin.
I've seen many of you come and go over the years, and I can tell the ones who enjoy their time here and the ones who don't.
Yıllar boyunca senin gibilerin gelip gittiğini gördüm. Burada geçirdikleri zamandan zevk alanları ve almayanları fark edebilirim.
You've seen this?
- Hiç gördün mü?
You've never seen a greyhound, have you, Bill?
Hayatında hiç tazı görmedin öyle değil mi Bill?
You lose a little blood with the dilution for the new CEO, but I've seen worse.
Yeni CEO hayaliyle biraz kan kaybettin ama daha kötülerini gördüm.
I feel like... I've seen all this before, if you know what I mean.
Gibi hissediyorum Bunları daha önce de gördüm,
I feel like I've seen it all before, you know.
Daha önce de gördüğüm gibi hissediyorum, biliyorsun.
I've seen you with Olkkonen.
Seni Olkkonen ile gördüm.
You've seen enough to know.
Bunu bilecek kadar şey gördün.
I believe you saw that statue bleed real blood, and I believe you've seen other things...
O heykelin kanadığını gördüğüne inanıyorum. Başka şeyler gördüğüne de inanıyorum.
The things you've seen are not messages from your sister.
Gördüklerin kardeşinden gelen mesajlar değil.
you've seen them 46
you've seen it before 18
you've seen them all 19
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
seen 70
seen it 36
seen this 20
you've seen it before 18
you've seen them all 19
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
seen 70
seen it 36
seen this 20
seen him 16
seen what 35
seen enough 20
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
seen what 35
seen enough 20
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got it 213
you've got a lot of nerve 17
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got it 213
you've got a lot of nerve 17