You've seen it traduction Turc
2,199 traduction parallèle
I'm not saying I don't believe you. I just, you know, I- - look, I've seen the tape, it's quite a thing.
Sana inanmadığımı söylemiyorum, ben bak teybi gördüm, oldukça etkileyici.
You should have seen it - 40 or 50 little nippers bouncing around in the back of an open truck, eating dust and flies, crying for their mums.
Görmeliydin 40 - 50 küçük oğlan, bir kamyonun açık kasasında toz ve sinekleri yutarak, annelerine seslenip ağlıyorlar.
You've never seen it?
- Hiç görmedin mi?
You've at least seen how it's done.
Sen hiç olmazsa nasıl yapıldığını daha önce gördün.
I mean, it's gotta be, what, 10 years since I've seen you?
Seni görmeyeli kaç yıl oldu, 10 mu?
It's across the island, a place you've never seen.
Adanın ötesinde, hiç görmediğin bir yerden.
Jesus H. You ain't seen your son in over 30 years, and you can't cork it for one night?
30 yılı aşkındır oğlunu görmüyorsun ve bir gece bile şunu içmeyi bırakamıyor musun?
If anything, it will drive them further away. But you've only seen the beginning.
Ama daha sadece başlangıcı gördünüz.
It's been 10 days since we've seen you. Is everything alright?
Sizi neredeyse 10 gündür görmedik.
- No. Hey, you should've seen it.
Hayır, bunu görmen gerekir.
How long has it been since you've seen that poltergeist?
Şu öcüyü en son ne zaman görmüştün?
- Well, I've seen some slappers in my time, but you take it to a new low.
- Ben zamanında yeterince orospu gördüm ama sen orospuluğu yepyeni bir boyuta taşıdın.
- Tell me you've seen it too, Chris.
- "Bunları ben de gördüm" de, Chris.
You've seen it all – it's another day in Baghdad!
Sen de olsan, aynısını yapardın. Sen de her şeye vakıfsın.
I know it's hard for you to wrap your mind around a father doing something like this, especially to his daughters, but I've seen it.
- Bir babanın, özellikle de kızlarına... böyle bir şey yapacağına inanman zor olabilir ama bunu daha önce de gördüm.
You know, you do this job long enough, you start to figure you've seen it all.
Bu işi çok uzun zamandır yapıyoruz
Well, I've never seen you wear it.
Taktığını hiç görmemiştim.
You've seen it all through the cracks in your fingers While you're hiding your eyes.
Gözlerini parmaklarının arasına saklayarak hepsini seyredebilirsin.
How long's it been since you've seen arlo?
Arlo'yu en son ne zaman gördün?
I doubt you've seen it.
Daha önce görmemiş olduğundan eminim.
It isn't worse than you've seen before.
Daha beterlerini de gördün sen. Açıp onarmamızı gerektiren bir durum yok.
You've seen it with your own eyes.
Kendi gözlerinle gördün.
I've seen the future, and you're it, kiddo.
Geleceği gördüm ve sen oradaydın, evlat.
I know you've seen it.
İzlediğini biliyorum.
Be that as it may, unless you have some evidence that you haven't shown me yet- - something to prove that what you've seen is true- - there's nothing I can do, Allison.
Öyle olsa bile gördüklerini kanıtlayacak bir şey göstermedikçe yapabileceğim hiçbir şey yok Allison.
You've seen it before.
Daha önce gördün.
It's weird because I've never seen you around the office.
Tuhaf çünkü seni ofiste görmedim
I went to brown and I've seen some pretty crazy shit, But I- - darren, honestly, I just didn't expect it from you.
Brown'a gittim ve bayağı çılgın şeyler gördüm ama Darren senden böyle bir şey beklemezdim.
You know, I think I've seen something like this before, But I just didn't know what it was,
Daha önce buna benzer bir şey görmüştüm ama ne olduğunu bilmiyordum.
God, I know you've seen worse than me, but... All that crap... Is it really worth it?
Eminim benden daha beterlerini görmüşsündür ama tüm bu saçmalıklara değiyor mu cidden?
And you're as good as anyone I've seen When it comes to advocating for your patients.
Bunları zaten biliyoruz. Ayrıca hastalarını desteklemek konusunda şu ana kadar gördüğüm en iyi doktorsun.
And, uh, we think you might've seen it happen.
Görmüş olabileceğini düşünüyoruz.
I was seen as new money, whereas him and his ilk were blue-blood and made sure you knew it.
Onu tanıdığınızı niçin daha önce söylemediniz bana? Çünkü kapımın önünde ölmüştü ve olayın içine çekilmek istemedim.
You've seen it--bank, two restaurants, cell phones...
Gördünüz ya, banka, iki restoran, cep telefonları...
You've seen it before?
Daha önce görmüş müydün?
And you could say it was here that the remaking of the world began. you'd have seen a Portuguese ship hove into view carrying materials to build this fort.
Ve dünyanın yeniden biçimlenmesinin burada başladığını söyleyebiliriz. Eğer 1482'de buradan bakıyor olsaydınız görüşünüze, bu limana giren ve bu kaleyi inşa edecek materyalleri taşıyan bir Portekiz gemisi çarpardı.
Thomas, it's a long time since we've seen you.
Thomas, Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu.
And I'm sure you've seen it.
Sen de görmüşsündür.
It's probably been a while, innit, since you've seen one of these.
Bunlardan bir tane görmeyeli büyük ihtimalle bayağı olmuştur.
You've seen how dangerous it is for anyone who has it.
Onu taşıyan kişiler için ne kadar tehlikeli olduğunu sen de gördün.
That explains why you're the only one who knows the technique, and why no one has seen it. You have investigated well.
Bu da bu tekniği neden sadece senin bildiğini açıklıyor ve neden kimsenin görmediğini.
Shit... you've seen it all!
Kahretsin. Her şeyi gördün!
It's been such a long time since I've seen you.
Görüşmeyeli uzun zaman oldu.
Then I knew you'd seen it.
.. ve anladığını fark ettim.
♪ it's the prettiest little thing you've ever seen... ♪
* En güzelidir şimdiye kadar gördüklerin içinde *
Oh, we've already seen that the future can be changed, and I think you're gonna help me change it.
Geleceğin değiştirilebileceğini zaten gördük ve bence siz de bana bunu değiştirmemde yardım edeceksiniz.
Yeah, it's a technology unlike anything you've ever seen before.
Daha önce görmediğin türden bir teknoloji.
You've probably seen it from the river.
Muhtemelen nehirin oradan görünüyordur.
Now it's in Vallarta and you've seen it.
Şimdi de Vallarta'da ve sen onu gördün.
At this point, we've seen That while this might make it through a windshield, If it does, it's not gonna hit you hard enough to kilu,
Şu ana kadar gördük ki bu camınızı delebilir ancak sizi öldürmeye yetecek kadar güçlü vurmaz.
You walked away from the life... and it's as close to happiness as I've ever seen a hunter get.
Bu hayattan kurtulmuştun. Bu bir avcı için görebileceğim en büyük mutluluktu.
you've seen it before 18
you've seen them 46
you've seen 27
you've seen them all 19
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
seen it 36
it's fine 7136
it is 11007
you've seen them 46
you've seen 27
you've seen them all 19
you've seen me 18
you've seen him 53
you've seen her 49
seen it 36
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387