You ask too many questions traduction Turc
105 traduction parallèle
I think you ask too many questions.
Bence çok soru soruyorsun.
- You ask too many questions.
- Çok soru soruyorsun.
You ask too many questions.
- Çok fazla soru soruyorsun.
You ask too many questions
Çok fazla soru soruyorsun.
You ask too many questions.
Çok fazla soru soruyorsun.
You ask too many questions.
Neden yardım edeceksin? Çok soru soruyorsun.
Like Max says, you ask too many questions.
Max'ın dediği gibi, çok soru soruyorsun.
You ask too many questions.
Çok soru soruyorsun.
Beauty, you ask too many questions.
Beauty, çok fazla soru soruyorsun.
You ask too many questions.
Çok fazla soru soruyorsun!
Mr. Kim, you ask too many questions.
Bay Kim, çok soru soruyorsun.
You ask too many questions, man.
Çok fazla soru soruyorsunuz dostum!
Maybe you ask too many questions.
- Belki birçok soru sordunuz.
They'II let you go as far as you want, but when you ask too many questions and you're ready to change, boom, that block'II come.
İstediğinizi yapmanıza izin veriyorlar, ama çok soru sormaya başladığınızda ve değişmeye hazır olduğunuzda, bum, hemen önünüze duvar çıkar.
You ask too many questions, pal!
- Çok soru soruyorsun, ahbap.
You ask too many questions!
Çok fazla soru soruyorsun!
You ask too many questions, old man.
- Çok soru soruyorsun, ihtiyar.
You ask too many questions, Darwyn.
Çok fazla soru soruyorsun, Darwyn.
Kyle, you ask too many questions. Get out.
Kyle, her soruyu bana soruyorsun.
You ask too many questions, Clyde.
Çok fazla soru soruyorsun, Clyde.
You ask too many questions.
Çok soru soruyorsun
You ask too many questions!
Çok soru soruyorsun!
You ask too many questions.
Sen çok soru soruyorsun.
Then he turned on me, and that's what happens when you ask too many questions...
- Çok soru sorunca ne olduğunu gördük işte.
You ask too many questions which I can't answer.
Cevaplayamayacağım çok fazla soru soruyorsun.
Damn, you ask too many questions.
Amma çok soru soruyorsun.
" Ms. Rain, you ask too many questions.
Bayan Rain, çok fazla soru soruyorsunuz.
You ask too many questions.
- Çok soru soruyorsun.
- You ask too many questions.
- Fazla soru soruyorsun.
You ask too many questions. I don't like too many questions.
Çok fazla soru sorulmasından hoşlanmam.
Shoot him, you ask too many questions.
Ateş onu, Çok fazla soru sormak.
- You ask too many questions.
- Ne çok soru soruyon sen.
But you ask too many questions and you get killed.
Ama çok fazla soru soruyorsun ve öldürülürsün.
You ask too many questions.
Çok soruyorsun!
You ask too many questions.
Fazla soru soruyorsun.
You kids ask too many questions.
Çok soru soruyorsunuz.
I told you, I ask too many questions.
Söylemiştim, çok soru sorarım.
I think you shouldn't ask me too many questions here
Çok fazla soru sorup vakit kaybediyorsun
You ask too many bloody questions.
Çok fazla boktan sorular soruyorsun.
And you know what happens to nosy kids who ask too many questions?
Sürekli soru soran meraklı çocuklara ne olur biliyor musunuz?
But when people offer you $ 3m you don't ask too many questions.
Ama insanlar sana 3 milyon $ önerdiklerinde çok soru sormazsın.
If you'd like to look at this steak, come over and take a look, but don't ask too many questions.
Bifteğine bakmak isterseniz gelip bakabilirsiniz. Ama çok fazla soru sormayın.
Well, you ask too many questions.
- Bu çok özel bir soru.
You don't ask too many questions.
Çok fazla soru sormuyorsunuz.
I don't know what you think your job is, but if it's anything like mine was it's to roll up drunks, twiddle your thumbs, not ask too many questions.
İşinin ne olduğunu sandığını bilmiyorum, eğer benim eski işim gibi olsaydı sarhoşları topla, parmağını burk, çok soru sorma.
You ask way too many questions.
Çok fazla soru soruyorsun.
A doctor who doesn't ask too many questions. A doctor who doesn't leave you helpless with your legs cocked up in the air demanding an extra $ 50 to finish the job.
Fazla soru sormayan, ayakların havadayken işi bitirmek için fazladan 50 dolar istemeyecek bir doktor gerekiyor.
You don't ask too many questions.
Fazla soru sormazsın.
I guess with rates like yours, you don't ask too many questions.
Dava kazanma oranlarına bakılırsa, fazla soru sormuyorsun.
You ask too many damn questions.
Habire soru sorup duruyorsun.
You see, Johnny there are too many people in this world who ask questions.
Bak Johnny bu dünyada soru soran bir sürü insan var.