You can't leave me here traduction Turc
286 traduction parallèle
- You can't leave me here all alone.
- Beni burada tek başıma bırakamazsın.
You can't leave me here, you blighter!
Beni burada bırakamazsın seni namussuz!
You gonna leave me here? I can't just leave him.
- Beni burada mı bırakıyorsun?
I want to be your wife but if I can't get you to leave with me, I won't stay here to become your widow.
Karın olmak istiyorum ama seni gitmeye razı edemezsem kalıp dul kalmayı bekleyecek değilim.
You can't leave me here, Myriam.
Myriam beni terk etme.
But you can't leave me here.
Ama beni burda bırakamazsınız.
Unless I die, I won't let you leave me behind You're the boss here To come along, how can you give up all this?
ölmediğim sürece, seni asla yalnız bırakmam sen burda yaşıyorsun herşeyini nasıl bırakırsın?
You can't just leave me here.
Beni burada yalnız bırakma.
You can't leave me here alone!
Beni burda yalnız bırakamazsınız!
No, you can't leave me here.
Hayır, beni burada bırakamazsınız.
Apollo, you can't leave me alone here.
Apollo, beni burada yalnız bırakamazsın.
You can't leave me here.
Beni burada bırakamazsın.
What does he want here? Mieze, you've got to help me, We can't leave things like this, Something has to be done,
Bizlerden 10 veya 12 yaş daha küçük olmana rağmen 100 yaş daha zekisin.
You can't just leave me here alone.
Beni burada bir başıma bırakamazsın.
You guys can't leave me here.
Beni burada bırakamazsınız.
You can't leave me now. I need you here.
Şimdi gidemezsin, sana burada ihtiyacım var.
You can't just leave me here.
Beni böyle bırakıp gidemezsin.
- You can't leave me alone here.
- Beni burda yalnız bırakamazsınız.
You can't leave me here with these arty people.
Beni burada bırakamazsın, bütün bu sanatçılarla.
Willie, please. You can't leave me out here.
Willie, lütfen Beni burada yalnız bırakamazsın!
But if something does, I've got keys right here... so you can't leave me behind.
Ama eğer bir şey olursa da, anahtarlarım burada. Yani beni arkada bırakamazsınız.
No. You can't leave me here.
Hayır, beni burada bırakamazsınız.
You can't leave me here alone!
Beni burada yalnız bırakamazsın!
You can't leave me in here to die.
Beni burada ölüme terk edemezsiniz
You can't leave me down here on my own.
Beni burada tek başıma bırakamazsın.
You can't leave me here alone now.
Şimdi beni burada bir başına bırakamazsın.
Hey, you can't leave me here.
Hey, beni burada bırakamazsın.
You can't leave me here alone.
Beni burada yalnız bırakamazsınız.
Tell me where I can find Loco or I'll blow your brains out and leave you here to burn.
Söyle bana, Loco nerede? Yoksa beynini dağıtır seni yanmaya bırakırım.
You can rip me off, just don't leave me here!
İstediğini alabilirsin, beni burada bırakma yeter.
Eddie, you can't just leave me here.
Eddie, beni burada yalnız bırakma.
You can't leave me here... in the middle of nowhere with them.
Beni burada onlarla bırakamazsın. Geç oluyor.
You can't leave me tied up out here alone, you faggot!
Beni burada yalnız ve bağlı bırakamazsın, ibne herif!
You can't just leave me here!
Beni burada bırakamazsın.
- You can't just leave me here.
- Beni böyle bırakamazsın.
You can't leave me here!
Beni burada bırakamazsınız.
You can't leave me here.
Beni öylece bırakamazsınız.
But, Daddy, you can't just leave me here with Mother.
Ama, babacığım, burada beni annemle bir başıma bırakamazsın.
You can't leave me here by myself.
Beni burada tek başıma bırakamazsın.
You can't just leave me here.
Beni burada bırakamazsın.
You've got to take me with you and teach me everything you know. You can't leave me here.
Beni yanında götürmek ve bildiğin her şeyi öğretmek zorundasın.
You can't just leave me out here.
- Beni burada bırakamazsın.
You can't leave me out here!
Beni burada bırakamazsın!
- You can't leave me here.
- Burada bırakamazsın beni.
You can't just leave me here.
Beni burada öylece bırakamazsın.
You can't leave me out here.
Beni burda bırakamazsın.
You can't just leave me out here.
Beni burda böylece bırakamazsın.
- You can't leave me here alone!
- Beni yalnız bırakamazsınız!
You can't just leave me here!
Burada beni yalnız bırkamazsınız.
You can't leave me here in Poteidaia.
Beni burada Poteidaia'da bırakamazsın.
- Wait, you can't just leave me here.
- Bekle, beni burada bırakamazsın.