You don't know anything about her traduction Turc
100 traduction parallèle
How could you believe that we could predict anything that we don't know nothing about?
Her şeyi görebildiğimize nasıl inanabilirsin? Bu olay hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
- Don't you know anything about her?
- Siz hiçbir şey bilmiyor musunuz? - Hayır.
You don't know anything about her.
Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
She is attractive, but you don't know anything about her.
Gerçekten çok çekici bir kız ama onun hakkında bir şey bilmiyorsun.
You don't know anything about this man, and he knows everything there is to know about you.
Bu adam hakkında hiç bir şey bilmiyorsun ve o senin hakkında her şeyi biliyor.
But that's because you don't know anything about her.
Bu kadın hakkında bir şey bilmiyorsun da ondan.
I don't know about you but I'm very curious about anything that would provoke such language.
Sizi bilmiyorum ama benböyle bir dili tahrik edecek her şeyi merak ediyorum.
But you don't know anything about her.
Hakkında bir şey bilmiyorsunuz ki.
I mean, I don't even know how to begin talking about this... but you know, in the Middle Ages... before the arrival of scientific thinking as we know it today... well, people could believe anything.
Bunun hakkında konuşmaya nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum ama bilirsin işte, Orta Çağ'da bugünkü bildiğimiz şekliye bilimsel düşünce oluşmadan önce insanlar her şeye inanırlardı.
You know all about me. I don't know anything about you.
Sen benim hakkımdaki her şeyi biliyorsun ama ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
You don't know anything about every day!
Her gün hakkında hiçbir şey bilmiyorsun!
Well, so you went to class every day, you don't know anything about school.
Ama okul hakkında hiçbir şey bilmemene rağmen her gün derse gittin.
You don't know anything about her.
- Siz onun hakkında hiç bir şey bilmiyorsunuz.
- Don't worry about it,'cause anytime you want to give me anything, just let me know,'cause if I had to do it all over again,
Sağol. - Güzel, gribi bulaştırdığım için çok üzgünüm. - Hayır, endişelenme, bir daha her hangi bir şey vermek istediğinde sadece haber ver.
- You don't know anything about me.
Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. Hakkındaki her şeyi biliyorum.
You don't know anything about her.
Onun hakkında hiç bir şey bilmiyorsun.
You don't know anything about her.
Bir : Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
I, I I know this is an ideal sort of kissing moment you know, night, moon, boat, water lapping you know, it's, um... i t's perfect and I'm I'm not feeling that it would be nice but I don't really know anything about you and I'm I'm still on the rebound
Yani gece, ay, tekne, suyun sesi... her şey mükemmel ve hoş olmayacağını hissettiğimden değil ama hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve ben... hala kafamı toparlayamadım.
You don't know anything about her.
Onun hakkında hiçbirşey bilmiyorsun.
- You don't know anything about her.
- Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
- Come on! You don't know anything about her family!
Onun ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
You don't know anything about her.
Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't know anything about her.
Hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
Don't you feel like the older you get, the less you really know about anything?
Yaslandikca, her seyden, daha az bildigini hissettigin oldu mu?
And you don't know anything about her.
Onun hakkında bir şey bilmiyorsun.
You don't know anything about her...
Onun hakkında hiçbirşey bilmiyorsun
If you've learned anything about humans, you'd know we don't always take the most logical course of action.
Eğer insanları tanısaydınız, her zaman... en mantıklı eylemi yapmadığımızı bilirdiniz.
You don't know anything about Celeste Wood, what drives her.
Celeste Wood'u tanımıyorsun.
We've been in this room for over three weeks. Besides the fact that you have an opinion for everything I do... and an odd way of eating pizza, I don't know anything about you.
Neredeyse üç haftadır seninle aynı odadayız, ve neredeyse söylediğim her şey hakkında fikir yürütüşün ve çok garip bir pizza yeme tarzın dışında... hakkında hiçbir şey bilmiyorum...
I know you want to protect her, but you don't know anything about her!
Onu korumak istiyorsun biliyorum ama onu tanımıyorsun!
You don't know anything about her.
Onun hakkında bir şey bilmiyorsun.
You don't know anything about her!
Onu tanımıyorsun bile!
which, I don't know if you know anything about show business, but something that boy, you know for a struggling actress to sue her manager out here in Hollywood
Ki bu... Şov dünyasını bilir misiniz bilmem ama böyle bir şey... Benim gibi yeni bir oyuncunun Hollywood'da menajerini dava etmesi...
Go to Naomi and tell her that you don't know anything about lovemaking. Sex, yeah.
Naomi'ye git ve sevişmeyle ilgili en ufak bir şey bilmediğini söyle.
- You don't know anything about her.
- Siz onun hakkında hiç bir şey bilmiyorsunuz.
You don't deserve to know anything about her.
Onu tanımayı haketmiyorsun.
- You don't know anything about her.
- Onun hakkında hiç bir şey bilmiyorsun.
I mean, you don't know anything about him... or her... or even it!
Onu hiç merak etmiyor musun? O adamın veya kızın belki de yaratığın hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
Shut up about that. You don't know anything about her track record.
Onun geçmişi hakkında bir şey bilmiyorsun.
And you don't know anything else about her.
Onun hakkında başka bir şey bilmiyorsun.
J - just because she has some shared D. N. A. with your kids - - you don't know anything about her.
Çocuklarınla aynı DNA'yı paylaştı diye hakkında bir şey biliyor sayılmazsın.
You know that you can talk to me about anything, don't you?
Benimle her konuda konuşabileceğini biliyorsun.
And you don't know anything about her?
Ve siz onunla ilgili hiçbir şey bilmiyor musunuz?
You know, I don't think I've told her anything about our years together out there in the navy.
Biliyor musun, ona donanmadaki yıllarımızdan bahsettiğimi hiç sanmıyorum.
You don't know anything about her.
Jesse hakkında hiç bir şey bilmiyorsun.
Seriously, you don't know anything about her.
Cidden, onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
parker : if this is about your business, what you do here, i don't know anything about it.
Eğer bu işinizle ilgiliyse, burada her ne yapıyorsanız, görmezden geleceğim.
Even if I don't know anything about you at all, I know at least one thing.
Hakkındaki her şeyi bilmesem de bir şeyi biliyorum.
Okay, I don't know what you're thinking to do about for music... for your restaurant, but I saw this band at a wedding I did last year... and they can play anything.
Tamam. Restoranda müzik konusunda ne düşünüyorsun bilmiyorum ama bu grubu geçen sene bir düğünde görmüştüm. Her şeyi çalabiliyorlar.
Oh, damn it, Charlie, you don't know anything about her.
Lanet olsun, Charlie, onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
- I don't know. - How about make believe land Has anything you want?
Hayal ürünümüzde, her şeye sahip olduğumuzu varsaymaya ne dersiniz?