You don't like it here traduction Turc
356 traduction parallèle
I think it's safer here than being back at camp where a bunch of people don't like me thanks to you, making those wild accusations.
Bir avuç insanın sayende benden nefret ettiği kampta olmaktan daha güvenli bana çılgınca ithamlarda bulundun.
Well, Hansen, you kind of like it up here, don't you?
Burayı seviyorsun, değil mi Hansen?
- Don't you like it here?
- Burayı sevmiyor musun?
I don't like it no better than you! But we gotta keep here until we got a stake!
Bende bayılmıyorum ama cebimiz para görünceye kadar burada kalmak zorundayız.
I guess you like it here, don't you?
Sanırım burayı sevdiniz, değil mi?
- Sure you don't like it here?
- Burasi hosunuza gitmedi mi
It's a wonder you don't come here like a suitor, with roses and a box of candy - drugstore candy, of course.
Buraya, kız istemeye gelen biri gibi elinde güller ve bir kutu şekerle gelmemen bir mucize. Elbette, bakkaldan alınan şekerlerden söz ediyorum.
If you don't like it, too bad. Here, mr.
İnanmazsanız inanmayın.
I don't think you'd like it here anyway.
Hem burada çalışmak da hoşuna gitmez bence.
Maybe you'd like to come up here and fix it yourselves and that's just what you'll be doing if you don't shut up!
Belki buraya çıkıp kendiniz ayarlamak istersiniz. Çenenizi kapatmazsanız olacağı da bu zaten!
- Don't you like it in here?
- Burasını sevmedin mi?
Don't you like it here?
Burayı sevmedin mi?
Don't you like it here?
Burayı sevmiyor musun?
You seem to like it here, so why don't you stay on until you've sold the house?
Sen buradan hoşlandın. Neden ev satılana kadar kalmıyorsun?
If you don't like it here, you can take your cut and get.
Burayı beğenmiyorsan payını alıp gidebilirsin.
I don't like it here with You anymore!
Kendimi senin yanında iyi hissetmiyorum.
So you don't like it here?
Buradan memnun değilsin demek.
You don't think you'll like it here?
Buradan hoşlanmıyor musunuz?
Don't you like it here in Mansapota?
Mansapota'dan mı hoşlanmadın?
Don't you like it here?
Burayı beğenmedin mi?
- Don't you like it here?
- Burada olmaktan memnun değil misin?
- Why, don't you like it here with me?
- Neden, burada benimle olmak hoşuna gitmiyor mu?
You don't like it here with me?
Burada benimle olmayı sevmiyor musun?
You like it here, don't you?
Sen burayı sevdin değil mi?
It's just that I don't like the idea of you staying here.
Senin burada kalacak olman hoşuma gitmiyor.
If you don't like it here, we can move.
Eğer burayı sevmiyorsan, hemen taşınırız.
I know you don't particularly like me, Mr. Mitchell, but since I am assigned here, can we make the best of it?
Benden hoşlanmadığınızı farkındayım ama iyi vakit geçirmeye bakalım mı?
You don't like it here?
Burayı sevmedin mi?
You don't know what it's like out here, one woman for every 20, 30 men, and she ain't likely to be much for looks or temper.
Orayı bilemezsin, 20, 30 erkeğe bir kadın düşer ve kadın da pek kişilik meraklısı değildir.
It's a wonder you don't come here like a suitor, with roses and a box of candy- - drugstore candy, of course.
Buraya, kız istemeye gelen biri gibi elinde güller ve bir kutu şekerle gelmemen bir mucize. Elbette, bakkaldan alınan şekerlerden söz ediyorum.
If you don't like it here, why don't you get out?
Burada olmayı sevmiyorsan, neden terk etmiyorsun?
So, François, don't you like it here?
François, burayı sevmiyor musun?
Don't you like it here?
Bu oteli sevmiyor musunuz?
You don't like it here?
Burayı beğenmedin mi?
Like I said, I was out here earlier. Hey, why don't I show it to you?
- Dediğim gibi, daha önce burada olan Hey, Neden sana göster miyorum?
- Why? Don't you like it here?
Buradan hoşlanmadın mı?
Oh, don't, please stay, you'll like it here.
Ah, hayır, lütfen kalın, burayı çok seveceksiniz.
- You like it here, don't you?
- Evet, efendim!
- I don't like it here. - You'll have to get used to it.
Doğu'nun o kadar güzel nesi vardı?
Why, don't you like it here?
Neden? Burayı sevmiyor musun?
Don't you like it here?
Burada olmak hoşuna gitmiyor mu?
Act like you come here all the time, but don't overdo it.
Buraya herzaman geliyormuş gibi davran, ama aşırıya kaçma.
I don't know exactly what's going on here, but it looks like you booted a grounder, right?
Burada ne olduğunu anlamış değilim. Ama bana öyle geliyor ki ıska yapıp oyun dışı kaldın.
Lots of people here keep a low profile, if you don't want others to know how you look like, you can cover your face with it.
Buradaki insanların oldukça karışık geçmişleri var, Diğerlerinin sizin yüzünüzü görmelerini istemiyorsanız, Bu örtüyü kullanabilirsiniz.
You don't know what it's like being here without you.
Burada, sensiz kalmanın ne demek olduğunu bilemezsin.
Yeah, I'm glad to get rid of it. Don't like having that kind of money around here, if you know what I mean.
Bunu başımdan attığıma sevindim.Buralarda bu tarz para almak hoş karşılanmaz.
I don't know what strings you pulled to get here, but I assure you, I don't like it.
Tayinin için kimi araya soktuğunu bilmiyorum, ama bu işten hiç hoşlanmadığımı bil.
Don't you like it here?
Buradan hoşlanmadın mı?
Jess, you got a problem here, but hey, like with any problem, you know, you don't wanna let it get the best of you.
Jess burada bir sorun var. Ama merak etme en iyi tamirciyi buldun.
- She said if you don't make it back to class today... she would like you to call her at home this evening : here's her number.
- Eğer sınıfa geri dönmek istemezsen... bu akşam seni evine çağıtıyor : burada numarası.
- You don't like it here?
- Buradan hoşlanmıyor musunuz?