You don't say much traduction Turc
263 traduction parallèle
I don't have much to say since I heard you did a good deed... but ever since Bang Shil came into the picture, you're doing things that you never used to do.
İyi bir şey yaptığın için fazla bir şey söylemeyeceğim ama Bang Shil geldiğinden beri normalde yapmayacağın şeyler yapıyorsun.
They've swalloed the gentle, but it's much too early to strike don't you understand anything?
Zokayı yuttular ama yine de hamle yapmak için erken sayılır. - Ne? - Sen de hiçbir şey anlamaz mısın?
"They say that you don't miss people so much after a while, " but I think I miss you more than I did at the beginning of our separation.
Biraz zaman geçince insanları özlemezsin diyorlar ama bence seni ilk ayrıImamızdan çok daha fazla özlüyorum şu an.
You like me as much as I like you and if you say you don't, you're a liar.
Öyle söylediğin zaman kalbim daha hızlı atıyor.
I don't think you'll have much to say about that.
Bu konuda bir şey söylemeye hakkın yok.
I don't know how to say it... but thank you so much.
Ne diyeceğimi bilemiyorum ama çok teşekkür ederim.
You know how they say it in the songs, don't you? "You'll never know how much"?
Şarkılarda nasıl derler bilirsin, değil mi? "Ne kadar, asla bilemezsin?"
However, what people say about you don't mean much.
Gene de, insanların seninle ilgili söylediklerinin çok fazla önemi yoktur.
You say i don't want to be the best but you're wrong. Do you know how many hours, how many years, how much of myself i've put into this game?
Roger, 3 sene oldu.
I don't think you're gonna- - you're gonna say too much about this, are ya?
bu konuda pek bir şey söylemeyeceksin, değil mi?
You don't speak much, but if you say something once...
Ama artık kötü davranmaya başlayınca, mecbur kaldın...
What'd you say? - We don't have much of a description.
- Elimizde fazla bir tarif yok.
Oh, lad, you don't say much, but when you say something, the things you say aren't very funny.
Hey, sen çok konuşmuyorsun ama konuştuğunda söylediklerin hiç hoş değil.
You don't say much.
Çok konuşmuyorsun.
They say so much on the radio, you don't know what to believe.
Radyoda o kadar çok şey zırvalıyorlar ki, insan hangi birine inanacağına şaşırıyor.
Well, I'd just like to say, my lord, that I've got a family a wife and six kids and I hope very much you don't have to take away my freedom because...
Söylemek istediğim, lordum, bir ailem var bir karım ve altı çocuğum var ve özgürlüğümü elimden almayacağınızı umuyorum çünkü...
You don't seem to say very much.
Pek konuşkan birine benzemiyorsun.
I gotta say, for a man that's been traveling around as much as you say you have, you sure don't pack much along with you.
Söylemeliyim ki, çokça seyahat eden biri için ki sen de kabul edersin, pek eşyan yok.
You don't say much.
Pek bir şey demiyorsun.
- Please don't get hurt but you're really so much what the children say.
- Geçemem. - Niye? - Ee, yüzme bilmiyorum boğulurum hocam.
Striker, we don't have much time, but I'll say this... you pull this off, and a lot of people just might forget that Macho Grande ever happened.
Striker, fazla vaktimiz yok. Şunu söylemeliyim ki bunu başarırsan pek çok insan Macho Grande'yi tümüyle unutacak.
I just don't want you to forget how much we care, no matter what we say or do.
Seni ne kadar önemsediğimizi asla unutma, söz ve davranışımız bazen seni üzse bile.
Don't strut and wave our hands about too much - or stare into distance as if you had something to say.
Çalımla yürüyüp, elinizi kolunuzu fazla sallamayın. Yada bir şey söyleyecekmiş gibi gözlerinizi uzaklara dikmeyin.
Now, Al, you know I don't ask much of you because I know how severely limited you are, but please do me a favor and just say something to them.
Al, senden fazla bir şey istemediğimi biliyorsun çünkü, senin ne kadar sınırlı biri olduğunu biliyorum. Ama lütfen bana bir yararın olsun ve onlarla biraz konuş.
You don't say much.
Pek konuşmuyorsun.
I know that you don't want to say too much about it... does it worry you it's gonna boil up when you get to the States?
Amerika'ya gittiğinizde ortalık kızışacak mı sizce?
- You don't say much, do you, Wyatt?
- Pek fazla konuşmuyorsun, değil mi?
No, I don't have much of a portfolio right now, but, you know, what I was concerned about was why you didn't come up with that grounder that Reichart hit in the ninth.
Hayır, Şu anda bu portfolyölerle uğraşamam A bilirsin demek istediğim... Geçen akşam neden sahada topu yakalayıp sayı yapmadın?
I don't see as you got much to say about it.
Söyleyecek başka bir şey yok galiba.
You're not my doctor, and you're not my wife... so I guess you don't have very much to say about it.
Doktorum değilsin, karım da. Söyleyecek fazla bir şeyin yok.
You walk over to that table you pick up an egg roll, you don't say anything you eat it say, "Thank you very much" wipe your mouth, walk away I give you 50 bucks.
Masaya kadar git bir parça börek al, hiçbir şey söyleme ye "Çok teşekkür ederim" de yüzünü sil ve uzaklaş ben de sana 50 dolar vereyim "
- People don't say "God bless you" as much as they used to. Have you noticed that?
Farkettiniz mi?
You don't say much, do you?
Pek konuşmuyorsun, değil mi?
They call him Mr. Shush'cause he don't say much, you know?
Ona böyle derler. Çünkü o fazla konuşmaz.
You know, Al, I know that I don't say it very much but you are a great guy.
Biliyor musun Al, bunu söylemek çok zor ama sen harika bir erkeksin.
I don't believe you, Garak, and I doubt I'll believe much of what you have to say from now on.
Sana inanmıyorum Garak. Bundan sonra söyleyeceklerine de pek inanacağımı sanmıyorum.
l-I don't know what to say except... I don't remember very much about... uh... you know.
Tam olarak ne diyeceğimi, bilemiyorum... bildiğiniz gibi, hiçbir şeyi ah... hatırlamıyorum.
You don't know how much it means to me to hear you say that.
Bu söylediğini duymanın benim için anlamını bilmiyorsun.
I don't want to say goodbye. I'm going to miss you so much.
Vedalaşmak istemiyorum, çok özleyeceğim.
Mr Mayor, as much as I'd like to stand here talkin'about how great I am if you don't move, I'll have to haul your ass off to jail.
Sayın Başkan, bütün gün ne kadar iyi biri olduğumdan söz etmeyi ben de isterdim, ama hemen gitmezseniz sizi hapse attırırım.
You don't say very much, do you?
Fazla konuşmuyorsun değil mi?
You listen to all that I have to say. You don't talk much.
Söylediğim her şeyi dinliyorsun ve fazla konuşmuyorsun.
You don't say much.
Pek konuşkan biri değilsin değil mi?
You don't have much time to get to the airport, but if you're the X-Files man you say you are, you better get your butt in gear.
Anlattığı şey inanılır gibi değil. Hava alanına yetişmek için fazla zamanın yok. Ama sahiden dediğin gibi Gizli Dosyaların adamıysan ne yapıp edip buraya gel.
We don't have much time, Hunt, whatever you've got to say, say it now.
Fazla vaktimiz yok Hunt, ne söyleyeceksen şimdi söyle.
You don't say much, friend, but when you do... it's to the point and I salute you for it.
Fazla konuşmana gerek yok, hemen konuya geçmen yeter.
Sometimes we don't have much to say to each other, you know?
Bazen birbirimize söyleyeceğimiz birşey olmuyor, anlıyor musun?
You don't say much about yourself.
Sen kendinden fazla bahsetmiyorsun.
You don't seem to have much to say.
Fazla söyleyecek bir şeyin yok gibi.
When you look at me like that, I don't know what to say. Sometimes it's much better to say nothing.
Bana öyle baktığın zaman, ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
If you don't give a shit, why'd you join? I didn't have much of a say in the matter.
Öyleyse neden orduya katıldın?
you don't want to talk to me 24
you don't 4631
you don't understand me 29
you don't understand 2732
you don't have to worry 197
you don't have to 1176
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't 4631
you don't understand me 29
you don't understand 2732
you don't have to worry 197
you don't have to 1176
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't trust me 261
you don't have to be sorry 41
you don't know what love is 17
you don't want to 180
you don't say 567
you don't like it 361
you don't have to do that 448
you don't have to worry about it 35
you don't mean that 235
you don't trust me 261
you don't have to be sorry 41
you don't know what love is 17
you don't want to 180
you don't say 567
you don't like it 361
you don't have to do that 448
you don't have to worry about it 35