You don't want to talk about it traduction Turc
357 traduction parallèle
So what you want me to say to you, right now I don't want to talk about it.
- Evet. Evet, dürüst olacağım.
- I see. You don't want to talk about it.
- Anladım, konuşmak istemiyorsun.
If you don't want to talk about it, okay.
Bunu konuşmak istemiyorsan, sorun değil.
We won't even talk about it, if you don't want to.
Eğer istemiyorsan bu konuda konuşmayız bile.
You don't really want to talk about it, do you?
Bunun hakkında gerçekten konuşmak istemiyorsun, değil mi?
And I don't want to talk about it with you, now or ever.
Ayrıca bu konuda sizinle ne şimdi ne de daha sonra konuşacağım.
Oh, no... I don't mind if you don't want to talk about it.
Konuşmak istemiyorsan bence mahsuru yok.
You don't want to talk about it.
Bu konuda konuşmak istemiyorsun.
And you, um... don't want to talk about it?
- Bu konuyu konuşmak istemiyorsun?
Maybe- - I don't know- - Maybe you don't want to talk about it.
Belki bunun hakkında konuşmak istemezsin.
I'll talk. It's just that you don't want to face the things I want to talk about.
Konuşalım, bu sadece konuşmak istediğim şeylerle yüzleşmek ister misin.
You don't want to talk about it, huh?
Konuşmak istemiyorsun, öyle mi?
You don't want to talk about it?
Bunun hakkında konuşmak istemiyor musun?
Why don't you want to talk about it?
Neden konuşmak istemiyorsun?
David, if you don't want to talk about it, let's don't.
David, konuşmak istemiyorsan konuşmayalım.
You wake me up out of a sound sleep after not having been in my bed for three goddamn days and you don't want to talk about it.
Lanet olası son üç gündür dışardan gelip beni uykumdan uyandırdın ve şimdi konuşmak istemiyorsun. Ve şimdi biraz uyumak istiyorsun.
You don't want to talk about it?
Konuşmak istemeyen sensin demek!
If you don't want to talk about it...
Peki, tamam. İstemiyorsan konuşmak zorunda değilsin.
I don't want to hear about it! If you want to go and talk to her, do it!
Onunla konuşmaya gitmek istiyorsan, durma git!
Maybe so. You can talk about freedom all you want, but still don't know what it's like to have to fight for it.
İstediğin kadar özgürlük hakkında konuşabilirsiniz ama bunun icin savasmanın nasıl olduğunu bilemezsiniz.
Don`t you want to hear at all how it went? I just assumed it went okay, and that maybe you didn`t want to talk about it anymore.
neler olduğunu duymak istemiyor musun herşey sorunsuz gitti ve varsayıyorum ki belki de artık hakkında konuşmak istemiyorsun
- You don't want to talk about it?
- Problemini konuşmak ister misin?
I don't want to talk about it. If you like, I can bring it by and you can verify it afterwards.
İsterseniz sonra buraya getiririm ve olayı doğrularsınız.
I don't know about it. I just want to talk to you about your college plans.
Sadece kolej planlarınla ilgili konuşmak istiyorum.
If you don't want to talk about it, don't force yourself. I want to have children.
Baksana, bu konuda konuşmak istemiyorsan, kendini hiç zorlama.
Don't imagine you want to talk about it with a complete stranger.
Hiç tanımadığın biriyle konuşmak istediğine inanamıyorum.
Oh, you don't want to talk about it over the phone.
Oh, demek telefonda konuşmak istemiyorsun.
You don't want to talk about it?
Konuşmak istemiyor musun?
The minute I say I don't want to talk about it, you start talking about it.
Ben konuşmak istemiyorum dedikçe sen başlıyorsun.
You don't really not want to talk about it.
Aslında konuşmamayı istemiyorsun.
I n fact, your saying, "I don't want to talk about it"... is actually a desperate plea for me to draw out ofyou... whatever it is you think you don't want to talk about.
"Bu konuda konuşmak istemiyorum" demek, konuşmam için yalvardığın anlamına geliyor. Konu her ne olursa olsun.
Miranda, you call me up and you tell me that you're divorced... and then you tell me that you don't even want to talk about it anymore.
Miranda, beni arayıp boşandığını haber veriyorsun sonra da bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini söylüyorsun.
- You don't want to talk about it?
- Bu konuda konuşmak istemiyorsun mu?
Now, I know you don't want to talk about what happened, but there are times when it's best to let things out.
Şimdi, olanlar hakkında konuşmak istemediğini biliyorum ama en iyisinin içindekileri salmak olduğu zamanlar vardır.
I don't know why I want to talk to you about it.
Nedenini bilmiyorum.
You don't want to talk about it?
Bundan bahsetmek istemiyor musun?
If you don't want to have kids, we should talk about it.
Çocuk sahibi olmak istemiyorsan bu konuyu konuşmalıyız.
Oh fine, if you don't want to talk about it, don't talk about it.
Öyle olsun. Anlatmak istemiyorsanız, anlatmazsınız.
If you knew anything about sports, there's about 6 teams up here, so I don't want to talk about it, OK?
Spordan anlasan burada altı takım olduğunu bilirdin. Ama bunu konuşmak istemiyorum, tamam mı?
Now I'm warning you, he's my son, and I don't want to talk about it.
Bak, o benim oğlum ve bu konuyu konuşmak istemiyorum. Tamam.
Every time I ask a question, you don't seem to want to talk about it.
Ne zaman bir şey sorsam konuşmak istemiyorsun. - Onlar geçmişte kaldı.
You don't have to talk about it if you don't want to.
Eğer istemiyorsan, onun hakkında konuşmak zorunda değiliz.
- And now you don't want me... to even talk about it?
- Doğru. - Ve şimdi de bu konudan bahsetmememi istiyorsun.
Don't you want to stay here and talk about it?
Oturup bunu konuşmak istemez misin?
Don't you even want to talk about it?
Ne olduğunu sormayacak mısınız?
Look, Alison, I understand if you don't want to talk about it.
Bak, Alison, eğer konuşmak istemezsen anlarım.
Don't you want to talk about it?
Anlatmak ister misin?
Don't you want to talk about it?
Bunun hakkında konuşmak istemez misin?
Look, whatever you've done, thanks, but I just don't want to talk about it right now.
Bak ne yaptıysan teşekkür ederim, ama şu anda bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
You probably want to be alone, you don't want to talk about it.
Yalnız kalmak istediğini biliyorum. Bunun hakkında konuşmak istemiyorsun.
If you don't want to talk about it.
Madem konuşmak istemiyorsun.