English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You gotta stop

You gotta stop traduction Turc

860 traduction parallèle
You gotta stop going to the movies.
Çok fazla film izlemişsin sen.
You gotta stop acting like this, you'll get shipped out.
Böyle davranmayı kesmelisin yoksa seni kovacaklar.
You gotta stop this buying things.
Artık şu satın alma işlerini bırakmalısın.
- Ah, you gotta stop takin'everything so serious-like.
- Herşeyi ciddiye almaya son vermelisin.
You gotta stop the admiral.
Amirali durdurmalısın.
- Milt, you gotta stop this thing!
- Milt, bunu durdurmalısın! - Nasıl durdurabilirim?
You gotta stop!
Durun!
Patience, you gotta stop shooting at people.
Artık insanlara ateş etmeyi bırak, Patience.
You gotta stop this car.
Çek arabayı kenara.
And you gotta stop off at a joint and buy some beef.
Bir büfeye uğra ve biraz et al.
Only you gotta stop killin'yourself.
Sadece kendini öldürmeyi bırak.
You gotta stop thinkin'so negative.
Olumsuz düşünmeyi bırakmalısın.
You gotta stop them.
Onları durdurmalısın.
You gotta stop screwing'around, Daddy. ♪ You better stop ♪
# Zamparalığı bırakmalısın baba. #
- But you gotta stop drinking.
- İçki içmeyi bırak.
Listen, when somebody's sick, you gotta stop eating.
Eğer biri hastaysa, yemeyi bırakmalısınız.
You gotta stop showin off
Hava atmayı kesmelisin
Tina, honey, you gotta cut your fingernails or you gotta stop that kind of dreaming.
Tina, ya tırnaklarını kes, hayatım... ya da böyle rüya görmekten vazgeç.
I am telling you man, you gotta stop to take to win that contest and get on TV.
çok komiksin.söyledim ya adamım televizyona çıkıpta yarışma kazanmayı bırak.
If anything starts to happen if I start to act weird.. ... or start dreaming weird or try to walk out of here you gotta stop me..
Eğer birşeyler olmaya başlarsa... yani garip davranmaya başlarsam... ya da tuhaf tuhaf uyumaya başlarsam... ya da odadan çıkmaya çalışırsam...
You gotta stop being so nice.
Boş yere iyilik yapmaya bir son vermelisin.
- No, you gotta stop controlling my life!
- Hayır, hayatımı kontrol etmeyi bırak!
[Phoebe] You gotta stop it.
Buna bir son vermelisin.
You gotta stop!
- Herkes duyacak.
You gotta stop her!
Onu durdurmalıydın!
But you gotta stop these killings.
Ama bu cinayetleri işlemeye devam edemezsin.
How many times I gotta tell you... stop playing with that pistol.
Kaç defa sana söylemeliyim? O silahla oynamayı bırak.
I'd like to help you, Duke, but it's gotta stop someplace.
Sana yardım etmek isterim, Duke, ama bunun bir yerde durması gerek.
Clint, you've gotta stop fighting a war that doesn't exist.
Clint, artık varolmayan bir savaşı sürdürmeyi kesmelisin.
You gotta make it stop, Louie.
Bak! Bunu durdurmalısın, Louie.
You gotta make it stop.
Durdurmalısın.
I know what you're gonna say. A man's gotta stop bein'his mother's baby.
Ne söyleyeceğini biliyorum. "Bir erkek hep annesinin bebeği olarak kalmamalı."
I guess you gotta kill me, because you can't stop me any other way.
Sanırın beni öldürmek zorundasın, çünkü başka hiçbir şekilde beni durduramazsın.
Dude, you gotta make'em stop with the pistols.
Siz, bir grup serseri değil, bir grup beyefendisiniz.
Now look, sooner or later, you fellas gotta stop kidding yourselves.
Er ya da geç kendinizi kandırmaktan vazgeçmek zorundasınız.
What you gotta do is stop the train from stopping in town!
Trenin kasabada durmayıp geçip gitmesi gerek!
I can't explain it, but you've just gotta stop being so soft... so easily manipulated.
Nasıl olduğunu bilmem ama, artık zayıf olmazsın... seni kolayca kullanamazlar...
You students gotta stop bugging him about the bomb.
Siz öğrenciler, bomba konusunda adamın canını sıkmaktan vazgeçmelisiniz.
You gotta make him stop!
Onları durdurmalısın!
So I'm telling you, here and now, it's gotta stop.
Ve şimdi size söylüyorum, bunun sona ermesi gerekiyor.
You gotta put a stop into Shannonigans.
Buna bir son vermelisin baba.
You guys gotta stop losin'.
Kaybetmeyi kesin.
All you've gotta do is to go out of that door now and try to stop the Romans nailing him up!
Tek yapmanız gereken, şu kapıdan hemen çıkmak ve Romalıları, onu çivilemeden durdurmak!
You just gotta make up your mind you're gonna stop.
Bırakacağına karar vermek zorundasın.
You've gotta... Please, stop it.
Durdurmalısınız, lütfen, yayını durdurun.
You've gotta stop them.
Onları durdurmak zorundasınız.
You're a good reporter... but you gotta find some way to stop sitting on your brains.
Sen iyi bir gazetecisin ama kendi bildiğini okumaktan vazgeçmek zorundasın.
You gotta have to stop this thing.
Bu şeyi durdurmanız gerek.
You guys mind if we make an unscheduled stop? I got something I gotta do.
Programsız bir mola verebilir miyiz?
You gotta stop him.
Onu durdurmalısın.
This time I gotta stop you.
Bu sefer seni durdurmalıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]