You know what this is traduction Turc
4,040 traduction parallèle
You know what this is?
Bu ne biliyor musun?
You know what this is?
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
You know what this is? It's your booking file.
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what this is?
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what this is?
Bunun ne olduğunu biliyor musun sen?
Do you know what this is?
Bunun ne olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what this is, Jafar?
Bunun ne olduğunu biliyormusun, Jafar?
Look, I know you think we should call it, but I don't want to give up on this, even if we don't know what this is.
Bak, bitirmemiz gerektiğini düşündüğünü biliyorum ama ben bundan vazgeçmek istemiyorum. Ne olduğunu bilmesek bile.
Madam, I don't know what you're looking for in a man, but this... Is far from inadequate.
Bayan, bir erkekten daha ne istersiniz anlamıyorum ama buna yetersiz denemez.
You know what? This is perfect.
Burası mükemmel bir yer.
Do you know what it is? What I know is this.
- Ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what kind of money this is?
Bu paranın anlamını biliyor musun?
- You know what is so funny about this, Ben?
- Komik olan ne var biliyor musun, Ben?
I'm not joking! You know what you have to do if this is true?
Eğer doğruysa ne yapman gerektiğini biliyorsun, değil mi?
- You know what it is? What is this?
- Sen biliyor musun?
All anybody wants to know is what are you gonna call this place?
Herkesin merak ettiği şey, buraya hangi ismi vereceğiniz.
Look, I know how difficult this is for you, but I need to know what happened to Dr. McCormick.
Bunun sizin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ama Dr. McCormick'e ne olduğunu öğrenmem gerekiyor.
You know what this key is for?
- Bu anahtar nerenin?
You know what this place is.
Buranın ne olduğunu biliyorsun.
You know what the hardest thing about this job is?
Bu işteki en zor şey nedir biliyor musun?
Okay, you know what? This is exactly why I didn't want to say anything.
Tamda bu yüzden hiçbir şey söylemek istememiştim.
You know, I think this is what I'm supposed to do with my power.
Gücümle yapmam gerekenin bu olduğunu düşünüyorum.
D'you know what? This is bullshit!
- Ya bu saçmalık be!
This attention that he's put into these prosthetic devices, ways to find amputees to get back on motorcycles and go out and feel the wind again in their face, is just, you know, if that isn't passion, I don't know what is.
Bu protez cihazları üretmek için duyduğu ilgi, amputeleri tekrar motosiklet üzerine oturtmak için bir yol buluyor ve tekrar dışarı çıkıp rüzgarı yüzlerinde hissetmelerini sağlıyor ve bu bilirsiniz, tutku değilse başka nedir bilmiyorum.
Since this is our first time... I'd like to know what you like.
Bu ilk seferimiz olduğu için senin ne sevdiğini bilmek isterim.
You don't even know what this thing is.
Hatta bu şeyin ne olduğunu bilmiyorsun.
I know what you're trying to pull. But this is my turf!
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama bu çöplüğün horozu benim!
You know what this war is called?
Bu savaşın adı ne biliyor musun?
I know you think that's what you want, Michael, but this organization isn't just a job.
Ne yapmak istediğini biliyorum, Michael, ancak bu organizasyon sadece bir iş değil.
Why the hell is this here? Sam, do you know what it says here?
Sam, buradakinin ne anlama geldiğini biliyor musun?
You know what? This is creeping me out.
Bu tüylerimi diken diken yapıyor.
I know, but what most of you don't know, and this is top secret, is that I'm going to ask Kurt to marry me.
Evet, ama birçoğunuz şunu bilmiyor ve bu çok gizli Kurt'e evlenme teklif edeceğim.
You know, what I'd like to believe is that this is just the isolated act of a naive mind.
Ben şuna inanmak isterim bu saf bir gencin tek seferlik hadisesiydi.
But you or I might be in a different space in six months and not want whatever this is now then, do you know what I mean?
Ama 6 ay içerisinde birimiz farklı bir yerde olabilir ve o durumda bu şeyi istemiyor olabilir anlıyor musun?
You know what's tripping me out is this line between the two years.
Bu iki tarih arasındaki çizgi beni çıldırtıyor.
This is a 1 7th-century technology, they knew all about mirrors, and you can imagine him perhaps thinking of something like what Tim has thought of, but we know nothing from a documentary point of view of how Vermeer worked, there are no descriptions by him,
Bu 17. yüzyıl teknolojisi, aynalar hakkında her şeyi biliyorlardı, Onun da belki Tim gibi düşündüğünü hayal edebilirsiniz, ama Vermeer'in nasıl çalıştığı hakkında belgelenmiş hiçbir şey bilmiyoruz, onun tarafından ve diğer insanlar tarafından yazılmış bir açıklama yok, çizimler yok...
What I'd like to know is... in the middle of this lie, how could you...
Öğrenmek istediğim şu bu kadar yalanın ortasında nasıI başardın.
You know, this is what happens to kids when they're not sexually active.
Çocuklar cinsel açıdan aktif olmayınca böyle oluyor işte.
Well, I'm not, but I-if this is what it looks like and Vic is having an affair... you know, her husband found out, beats this guy up...
Hayır, ama eğer göründüğü gibiyse ve Vic'in bir ilişkisi varsa bilirsin, kocası öğrenir, adamı döver.
This is exactly what he needs to build his confidence, you know?
İhtiyacı olan tek şey bu güven bağı, biliyor musun?
If you really don't what this is about, wouldn't you want to know who was after you?
Bu konuda bir şey bilmiyorsanız bile peşinizde kimin olduğunu biliyor olmalısınız.
I KNOW THIS CONJUGAL TRAILER IS NOT WHAT WE ENVISIONED, BUT I PROMISE YOU AN EMBARRASSINGLY OUTLANDISH HONEYMOON
Biliyorum bu pek de bizim hayal ettiğimiz gibi değil,... ama sana söz veriyorum serbest kaldığımda seni eşi benzeri görülmemiş bir balayına çıkaracağım.
You know what, Frankie? This is dangerous territory.
Aslında Frankie, tehlikeli sular bunlar.
This is Dean's other other cell, so you must know what to do.
Bu Dean'in diğer telefonu, ne yapacağınızı biliyor olmalısınız.
I don't know if this is the penalty kick you need, but here's what I got Jesse Gentry.
İhtiyacın olanı verir mi bilmem, ancak işte Jesse Gentry'yle ilgili bulduklarım.
Okay, you know what, if he blows up, this is on you- - have him sign a waiver.
eğer adam havaya uçarsa bu senin suçun! Feragat formu doldursun.
No, what we're saying is, do you really know who this guy is?
Hayır, demeye çalıştığımız şey, bu adamı gerçekten iyi tanıyor musun?
I don't know what this is about, but you are taking this a little too far.
Konu ne bilmiyorum ama bu yaptığınız biraz saygısızlık.
I know it's not easy to see your mom this way, but you have no idea what a great thing it is you're doing for her.
Anneni bu şekilde görmek kolay değil biliyorum. Ama anneniz için ne kadar harika bir şey yapacağınızın farkında değilsiniz.
And this isn't an ultimatum, but what I need to know is... If or when there comes a time that you aren't on that path with me, you need to tell me. Okay?
Bu bir ültimatom değil ama bilmek istediğim şey şu eğer aynı yolda olmadığımız bir zaman gelecekse, bana söylemelisin.
I think what you've got to know is that he had his reasons, and it's better this way.
Bilmen gereken şey onun kendi nedenlerinin olduğu ve bu şekilde daha iyi olacağı.