You know what this means traduction Turc
756 traduction parallèle
"Young lady, do you know what this means?"
"Genç bayan, bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?"
You know what this means, don't you?
Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi?
For instance, do you know what this means, "I'll get you on the Ameche"?
Örneğin, şunu biliyor musun "Ameche'de görüşürüz"
Murdoch, do you know what this means?
Murdoch, bu ne demek biliyor musun?
Do you know what this means?
Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
- But you know what this means to me, Phil.
- Ama bu benim için ne anlama gelir biliyorsun, Phil.
You know what this means.
Ne anlama geldiğini biliyorsun
Do you know what this means?
Bunun anlamını biliyor musunuz?
Do you know what this means?
Bunun anlamını biliyor musun?
Miss Drummond, do you know what this means?
Bayan Drummond bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz değil mi?
Do you know what this means - the compact being stolen from you?
Pudralığın sizden çalınmasının anlamını biliyor musunuz?
- Zelda, you know what this means?
Bunu duyuyor musun, hayatım? Bu ne demek biliyor musun?
Do you know what this means?
Bu ne demek biliyor musun?
You know what this means, don't you?
Bunun ne demek olduğu biliyorsunuz değil mi?
You know what this means, don`t you?
Bunun anlamını biliyorsun, değil mi?
He said, "Do you know what this means?"
"Bu ne demek, biliyor musun?" dedi.
" The noble Mikado sends You this gift... You know what it means...
" Soylu Mikado, size bu hediyeyi gönderdi...
But you know what this disaster means.
Ama bu felaketin anlamını biliyorsun.
You don't know what this means to me.
Bunun benim için anlamını bilemezsiniz.
Oh, Ruggles, you don't know what this means to me.
Bunun benim için ne demek olduğunu bilemezsin, Ruggles.
Do you know, we had almost forgotten what peace was until you came into this house. I can't tell you how much it means to me.
Biliyor musunuz siz gelene dek bu evde bir sessizlik vardı.Bunun ne anlama geldiğini size tarif edemem.
You know what that means so far west as this.
Uzak Batı'da ne anlama geldiğini biliyorsunuzdur.
You don't know what this means to me.
Benim için anlamını bilmiyorsun.
You don't know what it means to be tormented this way.
Bu şekilde işkence görmek nedir anlayamazsınız siz.
You don't know what this means.
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsun. Ben de.
You don't know what this means to me, my dear.
Benim için anlamını bilemezsin, canım.
But another deal like this, and you know what it means.
Lâkin bunun gibi bir olay daha yaşarsan, onun hangi kapıya çıktığını biliyorsun.
- Do you know what this means?
- Bunun anlamını biliyor musunuz?
You don't know what it means to be married to a woman like Lottie... but I'll tell you this.
Lottie gibi birisiyle evli olmanın ne demek olduğunu bilemezsin. ama sana her şeyi söyleyeceğim.
There is no chance! You know what this reception means?
Ama bu imkânsız bir şey!
You know then what this means?
O zaman bunun ne anlama geldiğini de biliyorsun?
You know exactly what this reception means for us!
Bu merasimin bizim için önemini biliyorsun!
You don't know what it means to this town to have somebody with enough nerve to stand up to Ep Clark.
Bu kasabada Ep Clark'ın karşısına çıkacak cesareti olan biri de varmış demek.
Don't you know what Quick means in this county?
Bu kasabada Quick'in ne anlama geldiğini bilmiyor musun?
Well, you don't know what this means to me, Dave.
Benim için ne ifade ettiğini bilemezsin.
You don't know what this show means to me.
Şovun benim için taşıdığı önemi tahmin bile edemezsin.
You know what it means to explode them in this city?
Onları şehirde bulundukları yerde patlatmanın ne demek olduğunu biliyorsunuz değil mi?
Moonface, do you know, what this means... to read?
Toparlak Surat, okumanın ne demek olduğunu biliyor musun?
You and I know what this means to them, uncle.
Bunun onlara ne anlam ifade ettiğini sen ve ben biliyoruz, amca.
You don't know what this means to me.
Bu benim için ne demek bilemezsiniz.
Mrs. Ragheeb, I know this is a terrible time to trouble you, but I've got to know what that inscription means.
Bayan Ragheeb, sizi rahatsız etmek için korkunç bir zaman olduğunu biliyorum ama yazıtın ne manaya geldiğini öğrenmek zorundayım!
You know what this cross means, don't you?
Bu çarmıhın ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi?
You don't even know what this means to me.
Sen hatta bunun bana ne ifade ettiğini bilmezsin.
You don't know what this means to me.
Bunun benim için anlamını bilemezsin.
You know what that means? Look I've had more than enough of this talk.
Bu konuşma bu kadar yeter!
Major, I don't think you know what this castle means.
Binbaşı, bence bu şatonun değerini anlamıyorsunuz.
Do you know what this means?
- Bu ne demek?
Fella, you don't know what this story means.
Evlat, bu hikayenin ne ifade ettiğini bilmezsin sen.
'Lady, you don't know what this means to me!
Hanımefendi, bunun benim için önemini bilemezsiniz.
It means "like this, like that." You never know what will happen.
Neler olacağını asla bilemiyorsun.
I don't know what all this means, Lieutenant, but I agree with you.
Bütün bunlar ne anlama geliyor, bilmiyorum, Komiser, fakat size katılıyorum.