You made the right call traduction Turc
80 traduction parallèle
You made the right call.
Doğru kararı verdin.
You made the right call.
Doğru seçimi yaptın.
I think you made the right call, actually. Ally, I don't need to tell you how much I adore you and admire you.
Seni ne kadar sevdiğimi ve hayran olduğumu söylememe gerek yok.
Don't second-guess yourself. You made the right call.
Kendini eleştirme, doğru kararı verdin.
You made the right call.
Doğru olanı yaptın.
Rita : You made the right call.
Doğru karar vermişsiniz.
Means you made the right call.
Doğru karar verdiniz.
You wondering if you made the right call?
Doğru kararı verip vermediğini merak ediyorsun.
I know, and between you and me, I think you made the right call back at the mall.
- Biliyorum. Aramızda kalsın... bence alışveriş merkezinde doğru kararı verdin. Başkan'ı arıyorum.
Don't worry.You made the right call.
Endişe etme. Doğru kararı verdin.
Well, then you made the right call.
O zaman doğru yeri aradın.
Look like you made the right call, Mouth.
Görünüşe göre doğru seçimi yapmışsın, Mouth.
You made the right call letting the girl go.
Kızın gitmesine izin vermekle doğru olanı yaptın.
- You made the right call.
- Doğru kararı verdin.
You made the right call.
Doğru bir karar verdin.
You think you made the right call putting her on this case?
Onu bu davaya almakla doğru yaptığını düşünüyor musun?
You sure you made the right call on the football team?
Bu bir futbol takımı için doğru çağrışım mı Troy?
I know this was difficult, Madam President, but you made the right call.
Zor olduğunu biliyorum, Sayın Başkan. Ama doğru olanı yaptınız.
No, absolutely, you made the right call.
Hayır, kesinlikle doğru seçimi yapmışsın.
No, you made the right call.
- Hayır, doğru karar verdin.
No matter what happened, you made the right call.
Ne olursa olsun, doğru karar verdin.
You made the right call.
Doğru kararı verdin sen.
I think you made the right call, buddy.
Bence doğru kararı verdin, dostum.
You made the right call.
Sen doğru kararı verdin.
Yeah, I guess you made the right call on those espressos.
Evet, sanırım espressolar konusunda haklıydın.
Well, looks like you made the right call.
Eğerdoğru çağrı yaptı gibi gözüküyor.
You made the right call today, turning in your young castaway.
Bugün senin genç kazazedeyi ihbar etmekle doğru kararı verdin.
If they're strong enough to help us survive this thing, yeah, I think you made the right call.
Hayatta kalmamıza yardım edecek kadar güçlülerse, evet doğru karar verdin bence.
You made the right call.
Doğru kararı verdiniz.
You made the right call.
Doğru karar verdin.
You made the right call, Jess.
Doğru karar verdin Jess.
You're right about that, but, you see, I made the telephone call collect.
Bu konuda haklısın, fakat, görüyorsunuz ya, ödemeli telefon açtım.
Well, you probably made the right call.
Doğru karar vermişsin.
You made me call him. And that gives you two the right to come in here and look through my stuff and then laugh at me?
Bu da size dolabımı karıştırıp sonra bana gülme hakkını mı veriyor?
If you would have made the same call, you should resign right now.
Ben de aynı kararı verirdim diyorsan, hemen istifa etmelisin.
Yes, the rafters, you see, but this phone record doesn't say who the individual was that made the call, right?
Evet, sal mültecisi demek. Ama bu telefon kaydında aramayı yapan şahsın kim olduğu yazmıyor.
If the answer to that question is that he's the only one young enough to have never made a phone call like this : Hello? Operatah, gimme Stuyvesant 45-45-45, then you would be right.
Eğer bu sorunun cevabı, telefonu çevirip, "Alo, santral, bana Stuwasant 45-45-45'i bağlar mısınız" diyemeyecek kadar genç olan tek kişinin o olduğuysa, o zaman haklı olabilirsin.
Every call you made today was the right one, boss.
Patron, bugün verdiğin bütün kararlar doğruydu.
You said the call was made around 11 : 10, right?
Görüşmenin 11 : 10 civarında yapıldığını söylemiştiniz, değil mi?
She was dead when we found her - she was alive when you made the call, right?
Biz bulduğumuzda ölüydü. Ama sen telefon ederken hayattaydı, değil mi?
You said the call was made 5 hours ago by the unsub right outside this house!
Şüphelinin 5 saat önce bu evin hemen dışından bizi aradığını sen söyledin.
You made the call you thought was right.
Doğru çağrıyı yaptın.
You know... Maybe stella made the right call.
Bilirsiniz, belki de Stella doğru olanı yapmıştır.
Don, you made the right call, I mean, you could've never known.
Don, sen doğru hareket ettin.
Well, I'm sorry if what happened in there didn't produce the result that you wanted for some study, but I made the right call.
Şey, orada olan şey çalışman için istediğin sonucu üretmediyse üzgünüm, ama doğru şeyi yaptım.
But at 12 : 45 today, you made a call- - you did the right thing.
Aslında seni tanımıyorum ama bugün 12 : 45'de bizi aradın ya iyi biri olduğuna kanaat getirdim.
I think you made the right call.
Sanıyorum doğru olanı seçmişsiniz.
He doesn't leave streaks, you know, and it just frosts your butt that I made the right call on this.
Camda hiç iz bırakmaz. ve bu sefer doğru karar vermiş seni ters köşe yaptığım için mutluyum.
I was hoping you'd do it right after you made the call.
Sen takip edersin diye umuyordum, istediğim telefonu açar açmaz.
Right? Of course you can, Vontae, but every GM in the league has now read your tweet, or whatever they call them, and they've all made a mental note that Vontae Mack, however prodigiously talented, is a guy who likes to talk, all right?
Tabii yapabilirsin, Vontae ama ligdeki tüm genel menajeler tweetini okumuş durumda veya birbirlerini aramışlardır ve hepsi Vontae Mack hakkında ne kadar yetenekli olsa da konuşmayı çok seviyor şeklinde mental bir kanaate varmışlardır.
You made the right call.
Siz doğru kararı verdiniz.