You mean a lot to me traduction Turc
147 traduction parallèle
I want you to say the word to me and I'll put you on that bus back to your mama because you mean a lot to me, and I ain't going to make you run with me.
Benimle vedalaşmanı istiyorum. Seni otobüse bindirip annenin yanına yollayacağım. Çünkü benim için çok önemlisin ve seni beraberimde sürüklemem.
Kathy, you mean a lot to me, but let me tell you something about myself.
Kathy, benim için çok değerlisin ama sana kendimle ilgili bir şeyi söyleyeyim.
Come on, you know you mean a lot to me, but Sandy does, too.
Sizi sevdiğimi bilirsiniz, ama Sandy daha önemli.
- It was nice to have met you. - You mean a lot to me.
'... hiç bir insani iletişimde.'
Well, you mean a lot to me too, Nina.
Ben de seni tanımaktan memnunum Nina.
I want you to know I... - You mean a lot to me. - You don't even know me.
Bilmenizi istiyorum ki siz benim için çok değerlisiniz.
"You mean a lot to me, I hope we can be friends, etc."
"Benim için çok önemlisin, umarım arkadaş kalabiliriz, falan filan."
I hope you know that you mean a lot to me, and if things were different...
Umarım benim için ne kadar değerli olduğunu biliyorsundur. Eğer durum farklı olsaydı...
You mean a lot to me.
Benim için değerlisin.
You mean a lot to me, Salvador.
Benim için çok değerlisin, Salvador.
You mean a lot to me.
Çok güzel şeyler yapacağız.
I guess that's my way of saying that you mean a lot to me, Clark.
Sanırım bu, senin benim için çok değerli olduğunu söyleme tarzımdı.
To be or not to be You mean a lot to me
Olmak ya da olmamak Benim için çok değerlisin bak
All of you mean a lot to me.
Hepiniz benim için çok önemlisiniz.
Listen, I know I said some things..... but you boys mean a lot to me, all right?
Dinleyin, biliyorum bazı şeyler söyledim ama siz benim için çok değerlisiniz.
But sometimes it seems to me that I'm a lot older than Isak, if you know what I mean.
Ama bazen Isak'tan çok daha yaşlıymışım gibi geliyor. Ne demek istediğimi anlarsın.
You mean a lot to the revolution - and to me!
Hem devrim hem de benim için çok önemlisin!
Esther, it would mean a lot to me if you came.
Esther, eğer benimle gelirsen bu çok hoşuma gider.
It would mean a lot to me, sir, if you'd check him out.
Onu kontrol etmeniz benim için çok önemli, Efendim.
"You know, you and the kid mean a lot to me."
Sana ve o çocuğa çok değer veriyorum. "
I mean, you went through a lot of trouble, so if you want me to play along, I'll play along.
Yani, bayağı zahmete girmişsin, o yüzden oyunu devam ettirmemi istiyorsan ettireyim.
I know you're in a hurry, but it would mean a lot to me... if you could stop and say hi to my dogs.
- Hey, Gabe. - Wolf. Yolda durup köpeklerime merhaba dersen çok memnun olacağım.
I invited you all here because... you all mean a lot to me... as you know, and...
Sizleri davet ettim çünkü bilirsiniz benim için çok değerlisiniz ve -
While that might not mean jack shit to you, it means a hell of a lot to me.
Bu senin umurunda olmayabilir ama benim çok umurumda.
You mean like in Kansas, where you meet my parents... and then you try to give me a hickey in the vacant lot behind the Dairy Freeze.
Kansas'taki gibi demek istiyorsun, ailemle tanışırsın ve sonra sütçü dükkanının arkasında bana bir morluk vermeye çalışırsın.
I want you to know that it took a lot of guts to come out how you did and that you've inspired me to do the same even though that may mean a discharge from the service.
Şunu bilmenizi isterim ki, yaptığınız şey gerçekten çok.. .. cesurcaydı ve mesleğimden kovulmama sebep olsa bile.. .. aynı itirafı yapma konusunda bana ilham verdiniz.
But it would mean a lot to me if you kept this one alive.
Ama bunu yaşatırsan, beni çok mutlu edersin.
I mean, you don't have to, But it would just mean a lot to me
Gelmek zorunda değilsin ama gelip görmen benim için çok önemli!
If it's okay with you... it would mean a lot to me... if you let me try this one alone.
Eğer itiraz etmezsen bu defa kendi başıma yapmak isterim.
Would you still love me... if I gave up my programming job, and I stayed on the air, and I made a lot less money? I mean, you know, I'd have to leave you, but I'd still love you. Yes.
Eğer işimi bırakacak olsam, programcılık işini bırakıp, daha az para kazansam, beni yine sever miydin?
I was the one that had to remind you when Christmas came around that... while it doesn't mean anything to you, it means a whole hell of a lot to me.
Noel'in geldiğini sana hatırlatmak zorunda kalan bendim. Senin için bir anlamı olmasa da benim için çok önemliydi.
Mom, I hope you know you still mean a lot to me.
Anne, umarım biliyorsundur. Hala benim için çok şey ifade ediyorsun.
I wouldn't be surprised if you never wanted to lay eyes on me again, but... it would really mean a lot to me, just to be with you.
Beni bir daha görmek istemezsen buna hiç şaşırmam ama bu benim için gerçekten çok önemli. Sadece seninle olmak.
I'll get in trouble for this. Look, I told you he's a really good friend of the family, and... it would mean a lot to me.
Sana aile dostumuz olduğunu ve benim için önemli olduğunu söyledim.
You mean a lot to me.
Benim için çok önemlisin.
And, yes... you mean a lot more to me.
Ve evet... benim için çok daha fazla değerin var.
It would mean a lot to me but, more than that, it would mean the world to Harry if you came.
- Seve seve. Benim için çok şey ifade ediyor. Ama daha da önemlisi partime gelirsen, Harry çok mutlu olur.
It's going to be weird... but it would mean a lot to me just... just for you to be there.
Garip olacak... Benim için çok önemli senin de orada olman.
I promised to Romeo that I'd hook you guys up... and it would really mean a lot to me if you would stay.
Romeo'ya sizi bir araya getireceğime söz verdim. Kalırsan bu benim için çok şey ifade eder.
- Obviously... - ( Giggling ) .. me asking you out might not be something that you'd want, but it would mean a lot to me.
Besbelli..... seninle dışarı çıkmak istemem senin istediğin birşey değil, fakat benim için anlamı çok büyük.
It would just- - lt would mean a lot to me if you were there tonight, Jack.
Bu gece gelirsen benim için çok şey ifade eder Jack.
You both mean a lot to me.
İkiniz de benim için çok önemlisiniz.
And it really would mean a lot to me if you could just accept her.
Moraline iyi gelecek. Onu bizden biri gibi görebilirsen beni çok mutlu etmiş olacaksın.
Would mean a lot to me if you came.
Eğer gelirsen bu benim için çok şey ifade eder.
But it would mean a lot to me if you'd come by and see the place sometime.
Ama bir ara gelip dükkanımı görürseniz çok sevinirim.
It would really mean a lot to me if the baby was a boy that you name him after my father Jiminy Billy Bob.
Bunun benim için anlamı çok büyük. Eğer bebek erkek olursa ona babamın adını verir misiniz? Jiminy Billy Bob.
- I'm a mathematician, I'm looking for hidden patterns in the Sea Scrolls, money doesn't really mean a lot to me. - Did you do it?
- Yaptın mı?
- It'd mean a lot to me if you came.
Eğer gelseydin benim için çok büyük bir anlamı olurdu.
Would mean a lot to me if you came.
Eğer gelseydin benim için çok büyük bir anlamı olurdu.
It would really mean a lot to me if you guys got along.
İkinizin anlaşması benim için çok önemliydi.
Apparently you seem to think it will mean a lot to me to know that.
Bunu bana anlatırsan benim için daha anlamlı olacağını sanıyorsun.